Everett traduction Turc

Ah, no. ¡ Everett!

Hayır, hayır. Everett!

Everett. ¿ Te importa cuidar de Elwood?

- Everett. Elwood'a bakar mısın?

Si no crees que los humanos cambian a medida que maduran, acuérdate de la noche de la fiesta de Everett Winston.

İnsan ırkının olgunlaştıkça korkunç değişimlerden geçtiğini düşünmüyorsan sana Everett Winston'ın partisini hatırlatırım.

- No me acuerdo.

Everett Winston partisi falan hatırlamıyorum ben.

Una semana después de la luna de miel, Ios Winston nos invitaron a una fiesta.

Balayından döndüğümüz haftanın ertesinde Everett Winston bizi bir partiye davet etti.

Ya no hay razón para perderse la fiesta del club náutico.

Yat kulübündeki partiye gitmeyip evde oturmak için bir sebep yok. Everett Winston'ın partisine gitmek yerine evde oturmamız dışında. Hayır.

Pero si hace tres años que se fue de la ciudad.

Everett Winston kasabayı üç yıl önce terk etti.

- Diles a los Winston que no podemos ir.

Lütfen Everett Winson'a özürlerimizi ilet.

Me gustaría saberlo, Sir Everett.

Ben de bunu bilmeyi çok istiyorum, Bay Everett.

Sólo quieren hablar con sir Everett.

Bay Everett dışında hiç kimseyle konuşmadılar.

¿ Qué pasa, Sir Everett?

Ne olmuş, Bay Everett?

- Me llamo ince Everett.

- Adım Vince Everett.

¡ Escuchemos a ince Everett!

Vince Everett'ı alkışlayalım.

Ince Everett.

Vince Everett.

Toda esta correspondencia para ince Everett, me hace quedar mal.

Bu mektupların Vince Everett'a geldiği duyulursa... itibarım sarsılır.

Si, pero es la correspondencia de Everett. ¿ Quién Io callará a él?

Evet, ama bunlar Everett'a gelmiş. Onu kim susturacak?

Conociendo al carcelero, Everett jamás la recibirá.

Müdürü iyi tanıyorum, mektupları Everett'a dünyada vermez.

Everett, ¿ listo?

Everett, hazır mısın?

Eres una estrella, Everett.

Gerçek bir yıldızsın Everett.

Everett demostración número uno, toma uno.

Everett deneme bandı 1, kayıt 1.

Everett demostración número dos, toma uno.

Everett deneme bandı 2, kayıt 1.

- Quiero presentarte a ince Everett.

Seni arkadaşım Vince Everett'la tanıştırayım.

Mamá, este es el Sr. Everett, el cantante con quien Peggy trabaja.

Bu Bay Everett, Peggy'nin birlikte çalıştığı şarkıcı.

Es un placer conocerte.

Sizi gördüğümüze sevindik Bay Everett.

- El Sr. Everett estuvo en la cárcel.

Bay Everett cezaevindeydi.

Seguro que al Sr. Everett le interesa el jazz.

Eminim Bay Everett caz müziğiyle ilgileniyordur.

¿ Qué opina, Sr. Everett?

Siz ne dersiniz Bay Everett?

"'Trátame Bien', ince Everett ".

Treat Me Nice, Vince Everett.

Muchos se han quejado de que no pudieron oír el disco de ince Everett... debido al comercial, así que Io volveremos a poner.

Reklamlar yüzünden Vince Everett'ın... şarkısını dinleyemediğinden yakınan o kadar çok kişi aradı ki... kaydı tekrar çalacağız.

Aquí está, ince Everett cantando "Trátame bien"... de la nueva compañia Laurel.

İşte Vince Everett Treat Me Nice adlı şarkıyı söylüyor. Plak, yeni kurulan Laurel şirketinden çıkmış.

Ahora confio en tu potencial, Sr. Everett.

Artık para kazanacağınızdan kuşkum yok Bay Everett.

Tuve el presentimiento, Sr. Everett.

Bunu tahmin etmiştim Bay Everett.

Después del éxito de su primer disco... el Sr. Everett pudo establecer contratos mejores.

İlk plağının başarısından sonra... Bay Everett daha avantajlı anlaşmalar yaptı.

Me dijeron que los adolescentes estaban encantados... con el estilo mágico del Sr. Everett.

Yeniyetmelerin, Bay Everett'ın eşsiz şarkı söyleme tarzını... iç gıcıklayıcı bulduğunu duydum.

Dudaba de que podría convencer al Departamento de Impuestos... que todos los gastos de entretenimiento del Sr. Everett eran por negocios.

Bay Everett'ın bu eğlencelerinin iş amaçlı olduğu konusunda... maliye bakanlığını ikna edebileceğimden emin değildim.

- Es amigo de Everett.

- Everett'ın arkadaşıymış.

Everett podría chillar.

Everett başımızı ağrıtabilir.

- Me pregunto qué hizo por Everett. - No tengo dinero...

Everett için ne yapmış merak ediyorum doğrusu.

Sr. Everett, ella es Sherry Wilson, su primera actriz.

Bay Everett, başrol oyuncumuz Bayan Sherry Wilson.

- ¿ Dónde está el Sr. Everett?

- Bay Everett nerede?

Sr. Everett. Debo hablarte.

Bay Everett, biraz konuşabilir miyiz?

Igual que la semana pasada :

Aynen geçen hafta göründüğü gibi Bay Everett.

Mire, Sr. Everett... esas fantasias morbosas no Io ayudan.

Bakın Bay Everett... bu hastalıklı düşüncelerin size bir yararı yok.

- Me lo ha dicho el Dr. Everett.

Talihsiz bir olay. Dr.Everett'e rastladım, o söyledi.

¡ Everett Bishop!

Papaz Everett?

Ah, sí. ¡ Everett!

Tabii.

¡ Everett!

Everett!

¡ Everett, ven aquí!

Everett, gel buraya!

Aun así, no vamos a la fiesta de Everett Winston.

Ne diyorsun sen?

Gracias, Sr. Everett.

Teşekkürler Bay Everett.

Ino como parte del arreglo con Everett.

Everett'ın anlaşmasının bir parçasıydı.