English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Ferguson

Ferguson traduction Turc

797 traduction parallèle
Hay otra, la Srita Ferguson.
Orada adı Ferguson olan başka bir hemşire daha var.
La Srita Barkley está aquí con la Srita Ferguson... te gustará.
Sessiz mi? Neredeyse partiyi kaçırıyordun. Fakat çok sönük.
- Y esta es la Srita Ferguson. - Encantada.
Ve bu da bayan Ferguson.
- ¿ Dónde está la Srita Ferguson?
- Bayan Ferguson nerede.
La Srita Barkley te prefiere a mí, eso está claro pero la Srita Ferguson también es agradable.
Bayan Barkley beni sana tercih etti. Bu gayet açık. Fakat Bayan Ferguson da çok hoş biri.
- Ferguson.
- Ferguson.
La Sra. Whiting y esa chica Dalrimple... y la mujer Ferguson, Dolly, y...
Bayan Whiting ve şu Dalrimple... bir de şu Ferguson denen kadın, Dolly ve...
Leslie, no me digas que ese es el mismo bordado que hacías donde los Ferguson.
Leslie, sakın bana bunun, Ferguson'lara yaptığın işin küçük bir parçası olduğunu söyleme.
Ferguson.
Ferguson.
Es únicamente que anoche anoté el teléfono de Ferguson en tu agenda.
Ferguson'un telefon numarasını dün gece not defterine yazmıştım.
Esta cita con Ferguson es muy importante.
Ferguson'la önemli bir konuda görüşeceğiz.
Y llama a Ferguson, y dile que has cambiado de idea.
Ferguson'u da ara ve fikrini değiştirdiğini söyle.
¿ Y ha sido para solucionar su futuro por lo que has comido hoy con Ferguson?
Kızımın geleceği için mi Bill Ferguson'la öğle yemeği yedin?
Pero Ferguson me vende cada año pinturas por valor de 2 millones de dólares.
Bill Ferguson her sene bana iki milyon dolarlık boya satar.
Ferguson, he cambiado de idea.
Dinle Ferguson, kararımı verdim.
Por favor, Sr. Ferguson, no me haga subir al estrado.
Lütfen Bay Ferguson, beni o kürsüye çıkartmayın.
Llévenlo a la central, al despacho de Ferguson.
Ferguson'ın ofisine. - Peki efendim.
Han llegado, Sr. Ferguson.
- Geldiler Bay Ferguson.
Póngame con Ferguson.
Ferguson'a bağlayın beni, hemen.
Oiga, Ferguson.
Alo, Ferguson?
Y ese cantinero y su amigo soldado Ferguson están muertos.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
- Hola, Sra. Ferguson.
- Günaydın, Bayan Fergusen.
Hola, Sra. Ferguson.
- Bayan Fergusen.
¡ Sra. Ferguson!
Bayan Fergusen!
- Ella es la señorita Ferguson.
- Bu Bayan Ferguson.
- Sólo la señorita Ferguson y yo.
- Sadece Bn. Ferguson ve ben.
Desnúdele y báñele, señorita Ferguson.
Üstünü çıkarıp banyo yaptırın Bn. Ferguson.
Dele la vuelta, señorita Ferguson.
Yan çevirin, Bn. Ferguson.
¡ Ferguson!
Ferguson!
¿ Ferguson?
Ferguson?
Por favor, Ferguson, ¿ dónde está?
Lütfen, Ferguson. O nerede?
El disponible Ferguson.
Uygun Ferguson.
Le diré Sr. Ferguson.
Size Bay Ferguson demeliyim.
El Sr. Elster, al sospechar la inestabilidad mental de su esposa tomó la precaución de que la vigilara el Sr. Ferguson para evitar que le ocurriera cualquier daño.
Bay Elster, karısının ruh sağlığının iyi olmadığından kuşkulanıyordu ona zarar gelmesin diye ilk önlem olarak Bay Ferguson'a takip ettirdi.
El Sr. Ferguson, siendo un ex detective habría parecido la elección adecuada para el papel de guardián y protector.
Eski bir dedektif olarak Bay Ferguson bekçi ve koruyucu olarak mükemmel bir seçimdi.
La tardanza en poner a su esposa bajo el cuidado médico se basó en la necesidad de obtener información sobre su comportamiento que esperaba obtener del Sr. Ferguson.
Karısını geç tedavi ettirmesinin nedeni sadece Bay Ferguson'dan karısının davranışları hakkında bilgi bekliyor olması yüzündendi.
No podría haber anticipado que la debilidad del Sr. Ferguson su miedo a las alturas lo dejaría impotente cuando más se lo necesitaba.
Bay Ferguson'ın zayıf noktasının yükseklerden olan korkusunun ona en çok ihtiyaç duyulan zamanda güçsüz bırakacağını kesinlikle tahmin edemezdi.
Con respecto al Sr. Ferguson oyeron a su superior previo el Detective Capitán Hansen, de la gran ciudad del norte, declarar con respecto a sus buenas cualidades y sus habilidades.
Bay Ferguson'a gelince karakteri ve kabiliyeti hakkında kuzeydeki büyük şehirden gelen eski amiri Dedektif Kaptan Hansen'ın ifadesini duydunuz.
El hecho de que en una oportunidad previa, bajo circunstancias similares el Sr. Ferguson permitió que un colega cayera y muriera el Capitán Hansen lo descartó como un incidente desafortunado.
Daha önce Bay Ferguson'ın bir polis meslektaşının düşüp ölmesine neden olmasını Kaptan Hansen, "talihsiz bir olay" olarak niteledi.
Por supuesto, hay que felicitar al Sr. Ferguson por haberle salvado la vida a la mujer cuando en un arrebato de locura anterior se arrojó a la Bahía.
Tabii ki, Bay Ferguson'u daha önce kadının hayatını kurtardığı için kutlamak lazım. Kadın, bir sinir krizi anında kendini denize atmıştı.
Pero no estamos aquí para juzgarlo por su falta de iniciativa.
Ancak burada Bay Ferguson'ın insiyatifsiz olmasını yargılayacak değiliz.
- John Ferguson.
- Adım John Ferguson.
Papá se llama Archibald Ferguson.
Kısaca, Bud. Tabii, dostları öyle der.
¡ Ciao! - Pero quién diría...
- Sen, Ferguson'u tanıyor musun?
- ¿ Conoces a Ferguson? No, pero tengo en cuenta al bote y a la hija,
Hayır, ama kızı ve yatı görünce, Havai moduna girdim bile.
¿ Sí?
- Geldiler Bay Ferguson.
Ya llegaron, Sr. Ferguson.
Tamam.
Aquí Martin Ferguson.
Benim, Martin Ferguson.
Sr. Ferguson.
- Bay Ferguson? - O'Hara'yı aldınız mı?
Soy Ferguson.
Benim, Ferguson.
- Mi nombre es John Ferguson.
- Ben John Ferguson.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]