Translate.vc / Espagnol → Turc / Fon
Fon traduction Turc
1,099 traduction parallèle
¿ No podíamos tener un interfono en lugar de esa cámara?
Bu TV tantanası yerine niye bebe fon almadık?
¿ Has leído todos ofthis - oftrusts creación... beneficiarios alternativos, poder ofattorney?
Sen bunun hepsini okudun mu? Fon yaratma... Değişen mirasçılar, vekâletnâmenin kime verileceği.
Te he abierto una cuenta de estudios en el Banco de Lincoln.
Kolej paran için Lincoln Tasarruf ve Kredi firmasında bir fon oluşturdum bile.
Presidía el Comité de Fondos de San Patricio.
Aziz Patrick fon yönetiminin başıydı.
¿ Recibiste la información que te envié?
Fon bulmak için gönderdiklerimi aldın mı?
Si no gastan lo asignado reciben menos el año siguiente.
Bütçenizi harcamazsaniz, gelecek yil fon alamazsiniz.
Miranda, está en los análisis finales. Yo no financio fracasos.
Miranda, son analizlerde, ben kaybedenlere fon sağlamam.
Adivina quién financió su investigación.
Tahmin et araştırmalarına kim fon veriyor?
Lex financia a la mitad de los científicos de Metrópolis.
Lex Metropolis'teki bilim adamlarının yarısına fon veriyor.
En él hay algunos legados pequeños para nosotros, y un pequeño fondo para la educación de Violet.
Vasiyetle, bazılarımıza biraz para bırakıldı ayrıca Violet'in eğitimi için de küçük bir fon açıldı.
Recibí una carta de la Oficina Financiera.
Eyalet Fon Danışma Ofisi'nden bir mektup aldım.
La Oficina Financiera del Estado me encontró.
Eyalet Fon Danışma Ofis'i beni arayıp bulmuş.
Pero esta mañana transfirió fondos a la compañía eléctrica.
Yine de, bu sabah enerji şirketi için fon aktardınız.
Pediré fondos al alcaide.
Müdürden fon isteyeceğim.
Cualquiera de estos tipos en cuanto mencionas la palabra "fondos" cierran el puño.
O piç kurularından birisi bile fon istediğinde, bir davuldan daha az büzüşmüş olmazlar.
Podría escribir al Senado y pedirles fondos.
Belki eyalet senatosuna yazıp onlardan fon istemeliyim.
En respuesta a todas sus solicitudes el estado ha asignado los fondos adjuntos para su biblioteca ".
İsteğiniz üzerine kütüphane projeniz için eyalet beraberinde fon yolladı. "
Es nuestro encuentro recaudador de fondos.
Bu bizim fon artırım toplantımız.
¿ Una colecta de PBS?
PBS fon yardımı?
Traerás a Danny Tartabull a la colecta.
Danny Tartabull'u fon yardımı gecesine getiriyorsun.
Saxo-mo-phone
Saksa-mo-fon.
Los horarios del envío de fondos a la costa este : dinero en efectivo.
Doğu yakasının fon transfer çizelgeleri. Nakit para.
Cuando el Gran Ern nos vió en el periodico, llamó a los del Fondo Unido.
Big Ern bizi gazetede görünce, Birleşik Fon'a katıldı.
A través del Fondo Unido, descubrí... que si das un poquito, puedes recibir muchisimo mas.
Birleşmiş Fon sayesinde, gördüm ki... eğer biraz verirsen, çok daha fazlasını... almak mümkündür.
FONDOS - BUDD Y DEEDS
FON BUDDY DEEDS
Subsidios para viudas.
Dullara ayrılan fon.
Quiero agradecerle a nuestro alcalde... por establecer este fondo para mandar a David a Estados Unidos.
Eşsiz insan belediye başkanıza David'in Amerika'ya gitmesi için ayarladığı bu fon için teşekkür etmek istiyor.
Desde 1983, la KGB costeó... cinco misiones de acción directa :
1983'ten bu yana KGB, beş saldırı eylemi için fon sağladı.
Vine a Oxford... para reunir fondos para la restauración de mi pequeña iglesia.
Küçük kilisemin restorasyonuna fon oluşturmak için Oxford'a geldim.
Habla con mi amigo del Grupo de Defensa de Gays y Lesbianas.
Eşcinsel ve Lezbiyen Savunma Fon'undaki arkadaşımla konuşsana.
Es por eso que la fundación girará en torno a tu itinerario.
Ve bu yüzden de bu fon senin programına göre yapılacak.
¿ Qué tipo de investigación pagaría esa beca?
Bu izin hangi araştırmaya fon sağlardı?
El color es genial, ¿ no? Un fondo fantástico para tu trabajo.
Başarmaya çalıştığın şey için şahane bir fon.
Pedí un equipo para vigilarte las 24 horas, y no me lo dieron.
Seni 24 saat gözetim altında tutmak için bir ekip ayarlamalarını istemiştim. Bana fon ayırmamışlardı.
Hoy el Senado aprobó un fondo para iniciar las obras en la estación Babylon localizada en espacio neutral entre varios gobiernos.
Senato bugün, pek çok hükûmetin de desteği ile tarafsız bir bölgede, inşa edilecek olan Babylon 5'in yapımı için, bir fon oluşturulmasını onayladı.
Anoche, luego de la cena para reunir fondos sucedió algo
Geçen gece, fon sağlama toplantısından sonra birşey oldu.
Siempre hacen tragos fuertes en esas cenas
Fon sağlama toplantılarında içkileri sert yaparlar.
En la cena, la otra noche
Geçen gece, fon sağlayıcılar toplantısında.
Si te niegas a obedecer las reglas, se cancelará la operación... se retirarán los fondos.
Kurallara uymayı reddedersen, görev iptal edilecek ve ayrılan fon geri çekilecek.
Deberían pagarte extra por utilizar ese equipamiento peligroso.
Bu tür ekipman kazaları için bize fon ayırmaları lazım.
¡ Olvídate de la canción!
Lanet olası fon müziğini boş ver.
Cepilla mientras soplas, por favor.
Fön tutarken fırçala, lütfen.
Mi chica necesita un corte y una manicura.
Sevgilime fön ve manikür yapılacak.
¿ Sabes qué se encontró cuando pisaron por primera vez sus playas?
İsviçre'de fön rüzgârları çıktığı zaman intihar vakaları artar.
Papeles de caramelo, bolsas de plástico y una almohada de goma espuma.
Bazı İsviçre kantonlarında rüzgâr hafifletici neden sayılır. Fön rüzgârları eserken kan daha zor pıhtılaştığından cerrahların rüzgâra dikkat etmesi söylenir.
Hasta que usé el secador.
Fön makinası alana kadardı.
Podré financiar una docena de laboratorios de investigación.
Bir düzine araştırma laboratuarına fon sağlayabilirim. - Benim gibi şeyler mi yaratacaksın?
Bien, esto y me paso el peine... y estoy lista para salir al aire mañana en Cincinnati.
Bir de bir fön çektirirsem yarın akşam Cincinnati'de yayına hazır olurum.
Una vez, sin motivo alguno, me alisé el cabello y las hebras no dejaban de taparme la cara.
Yani bir anda gelirler bana ve mesela saçlarıma fön çekerim ön tarafını ellerime sürekli önüme düşürürüm.
Si vuelves a tocar mi secador, estás muerta.
Fön makinama bir daha dokunursan Seni öldürürüm.
Afeitado a navaja, tinturas, secado.
Saç-sakal, boya yaparım, fön çekerim.