Translate.vc / Espagnol → Turc / Formá
Formá traduction Turc
85,376 traduction parallèle
No puedo tocar mi fondo de ninguna forma, en esta vida o en la siguiente.
Hesabımı hiçbir şekilde kullanamam şimdi de başka bir zaman da.
Quién hubiese creído que estaríamos aquí de esta forma. Y con Henry en el trono.
Henry'nin saltanatında birbirimizi böyle bulacağımız kimin aklına gelirdi ki?
Tienes razón, no debimos traerte de la forma en que lo hicimos, pero tarde o temprano él te iba a encontrar.
Bak, haklısın. Seni buraya getirme... tarzımız yanlıştı ama er ya da geç seni bulacak.
Tendré que hallar una forma de desahogarme de algún modo, algún día, pero entretanto ando por los maravillosos campos de mis recuerdos como niño agricultor... esparciendo estiércol.
Stres atman için bir yol bulacağım. Bir şekilde, bir gün bulacağım. Ama bu arada... ziraatle geçen çocukluk anılarımda bir gezintiye çıktım.
Fue increíble leer sobre la forma en que usted usó el Rhinemann en Gettysburg para ayudar a la Unión a ganar la guerra.
İttifak Savaşını kazanmaları için Gettysburg'de Rhinemann'a yardım etmeni okumak mükemmeldi.
Hasta la forma de las letras se conectarán con su voluntad, con sus habilidades únicas.
Harflerin şekli bile isteklerinizi şekillendirir. Eşsiz yeteneklerinizi de.
¿ Una calabaza con forma de botella una fruta que se llama carambola o un tomate que parece el culo de un mono?
Afacan "Jersey Şeytanı" mı, fütursuz "Bay Çizgili" mi, yoksa adına yakışır "Maymun Kıçı" mı?
El detective Burke conoce mi forma de hacer las cosas.
Dedektif Burke benim çalışma yöntemime aşina.
No parece la forma de operar de Broussard.
Bu, Broussard'ın planladığı bir şey gibi görünmüyor.
Ve si puedes encontrar la forma de restaurar esas imágenes.
Bu çekimi geri yüklemenin bir yolunu bulabilir misin bakalım.
Aunque interpretábamos el tema de forma un poco diferente en aquellos días.
Gerçi biz temamızı o günlerde biraz farklı yorumlardık.
Como de la misma forma que yo, sin tragar.
Benim gibi yiyor çiğnemeden.
Bueno, si tenemos que terminar de esta forma, al menos es por razones naturales.
Eh, böyle bitecekse de en azından doğal nedenlerle olacak.
¿ Este sacapuntas con forma de nariz?
Burun şeklindeki bu kalemtraş?
Ha cambiado por completo mi forma de mirar a los animales.
Hayvanlara bakışımı tamamen değiştirdi.
Krusty, ¡ corre en forma normal!
Krusty, normal koşsana!
Tengan en cuenta que todos los refugiados estarán sujetos a identificación y revisación médica en forma inmediata al arribo.
Gemiden inen mültecilerin kimliğe bağlı olarak derhâl tıbbi kontrole gönderileceğini not edin.
Es la forma más segura.
- En güvenli yöntem bu.
Un fluido que cambia de forma según lo que necesite ser.
İhtiyaç duyduğu her türlü şeye dönüşebilen bir sıvı.
No en la forma en que piensas.
- Düşündüğün şekilde değil.
Pero también podría haber sido el victimario por la forma en que ella reaccionó.
Ama failin de ben olabilirim Tepki verdiğinden.
Como ya saben de mi examen anterior, no había nada que sugiriera nada inapropiado en la forma de su fallecimiento.
Bildiğiniz gibi benim ilk incelememde.. .. onun ölüm şeklinde olağandışı olduğunu ileri sürebileceğim.. .. bir şey yoktu.
¿ Así que no tenemos forma de hacer una comparación?
Yani karşılaştırma yapılabilmesi için bir yol yok mu?
Se me pidió que transmitiera el aprecio del jefe de policía por el detective inspector Thursday por la forma admirable en que se hizo cargo en las últimas semanas.
Dedektif Müfettiş Thursday'e geçen haftalarda.. burayı düzenli bir şekilde idare ettiği için takdirlerimi iletmek istiyorum.
Y toda otra forma de magia negra además.
Ayrıca diğer şeytani olaylardan.
No según mi forma de pensar.
O, düşündüğüm gibi..
Porque esa es la forma en que lleva a sus ovejas al campo superior.
Yoldan çıkan arabanın yanına geldin.
Madre naturaleza. Sin embargo, es joven y en forma.
Hepsi bu..
Bueno, será mejor que encontremos la forma de solucionar esto, porque no pienso vivir acá abajo con ustedes.
Bununla nasıl baş edeceğimize kafa yorsak daha iyi olur, Zira burda sizinle yaşama niyetinde değilim.
Bueno, debe haber alguna forma de detenerlo antes de que sea alcalde.
Belediye başkanı olmadan önce.
¿ De qué otra forma vamos a conseguir que esté de acuerdo con lo que queremos?
Başka nasıl ona istediğimizi yaptıracağız?
- No puedes salir de esta forma.
Dışarı böyle çıkamazsın.
- La forma en que te mueves.
Hareket tarzın.
Debe haber alguna forma de revertir este efecto.
Bunu geri çevirmenin bir yolu olmalı.
Tiene que haber alguna forma de traerlo de vuelta.
Onu geri getirecek birşeyler olmalı.
Es la única forma.
Tek çare bu.
- Si en serio quieres saberlo, es un antiguo conjuro Hexenbiest para cambiar de forma llamado el Verfluchte Zwillingsschwester.
- Gerçekten bilmek istiyor musun? Şekil değiştiren eski bir Hexenbiest büyüsü adı da "Verfluchte Zwillingsschwester."
Estoy muy orgullosa de la forma en que estás manejando todo esto.
Bunlarla başa çıkabildiğin için seninle gurur duyuyorum.
Mira, si es una forma de venganza atormentadora, no te olvides que te disparé para acabar con tu sufrimiento.
Bak, bu bir intikam alma şeklin ise unutma seni sefaletten, kurtarmak için ateş ettim.
Podría ser la forma en que nuestro monstruo los encontró.
Canavarımız onları böyle bulmuş olabilir.
He oído que la única forma de vencer a tus demonios es haciendo un viaje a su infierno.
Duydum ki, şeytanlarla savaşmanın tek yolu cehenneme bir yolculuk etmendir.
No lo sé, o sea, la forma en la que lo dijo fue como si acabara de acosar a un bebé.
Bilmiyorum, sesi sanki bebeğe yeni yemek hazırlamış gibiydi.
Creí que era muy extraño, y supe que este tipo tenía que estar involucrado de alguna forma.
Bunun çok garip olduğunu düşündüm. Ve bu adamın bir şekilde karışması gerektiğini biliyordum.
Muy bien, brindemos por la forma en que Nick y Monroe se conocieron.
Nick ve Monroe nasıl bir araya geldi.
Tenía forma de hombre.
Bir erkek gibi şekillendi.
"Hay un testimonio con respecto a su forma humana, si de hecho tiene uno y los capturados nunca vuelven a ser vistos, perdidos en el boscaje...".
"İnsan formuyla ilgili bir tanık var, Eğer gerçekten bir tane varsa ve tutuklananlar Bir daha asla görülemediğini, Boscage'e kaybolduğunu" söyledi.
Especialmente cuando está haciéndolo de una forma orgánica, natural, libre de rabia y como autodefensa.
Özellikle organik, tamamen doğal, Serbest çeşitlilikteki kendini savunma türü.
Porque en uno de los libros dice que la sangre está asociada con cruzar al otro lado en la muerte, como los guerreros abatidos en el campo de batalla, o la presa de un cazador en su estado final... sacrificios humanos en el altar... y a veces la sangre se usa como forma de pago.
Annenizin kitaplarından birinde diyor Bu kan ölümle birlikte geçildiğinde, Savaşta öldürülen savaşçılar gibi
- ¿ Y si la sangre se puede usar como forma de pago para pasar al otro mundo?
- Ya kan kullanılabilirse Diğer dünyaya geçmek için bir ödeme şekli olarak mı?
Algunos Wesen que sufren de demencia se transforman de forma descontrolada.
Bundan muzdarip bazı Wesen kontrolsüz sanslarla karşılaşır.
Bien, bien, ¿ hay alguna forma de camuflarla?
Tamam, peki, onu kamufle edebileceğimiz bir yol var mı?