Translate.vc / Espagnol → Turc / Francé
Francé traduction Turc
399 traduction parallèle
No, pero para un francés París es el corazón, el alma, "La France".
Hayır, ama bütün Fransızlar için Paris kalptir, ruhtur, Fransa'dır.
Carlos IX recibiendo a su hermano, Monsieur La France, Duque d'Anjou.
Charles, kardeşi Anjou Dükü Mösyö La France'yi kabul ediyor.
El heredero al trono, el afeminado Monsieur La France.
Efemine Mösyö La France tahtın yasal vârisi.
Profesor de Astronomía, miembro de honor de la Sociedad para la Investigación Espacial, de la Sociedad para la Investigación Astrofísica de la Societé de France y del British Astronomical, Londres ; colabora en los Anuarios astronómicos, en Memories of the Royal Astronomical Society y en Nordisk Astronomik Tidskrift P.P.
Dr. Georg Manfeldt bir Astronomi Profesörüdür.
Alexandrine, ¿ conoces a Anatole France?
Alexandrine, Anatole France'ı biliyorsun, değil mi?
Será como ir con Air France, ¿ de acuerdo?
- Tıpkı AirFrance uçuşu gibi, tamam mı?
Vive la France. "
Vive la France.
¿ Cuánto tiempo lleva en Fort-de-France?
Ne zamandır Fort de France'dasınız?
¿ Andre Moreau, colega del difunto Philippe de Valmorin... buscado por traición a la Corona de Francia?
Philippe de Valmorin'in yeni arkadaşı Andre Moreau... wanted for treason against the Crown of France?
Tampoco esperábamos el île de France.
Hem de kesinlikle "Île de France"'ı almayı beklemiyorduk.
- Este es el señor Lacroix, de News France.
- Bu mösyö Lacroix, News France'dan.
Trinidad, Fort-de-France, Santa Marta.
Trinidad, Fort-de-France, Santa Marta.
¿ Intentó con Air France?
Air France'ı denediniz mi?
'Vive la France'.
- Vive la Fransa.
- "Paris Presse." - "France Soir."
- Bir Paris Presse. - Bir France Soir.
Marie-France.
Marie-France.
Escucho, Marie-France.
Dinliyorum Marie-France.
Michel Poiccard, 1 metro 79, pelo castaño, antiguo trabajador de Air France.
Michel Poiccard, 1 metre 79, saç rengi kahverengi, önceden Air France'da stuartti.
- France-Soir.
Bir aksam gazetesi!
Compra un France-Soir y una botella de leche.
Bir aksam gazetesi al, bir sise de süt.
- France-Soir.
- Aksam gazetesi!
Mon frère est en France.
Mon frère est en France.
Brisas tropicales perfumadas, mientras yo me helaba en "la Belle France".
Ben Güzel Fransa'da iliklerime kadar donarken, sıcacık tropik esintilerdeydi.
Hay grandes estatuas que se llaman "La Virtud", "La República", "Francia".
Önemli heykellerin adları :... La Vertu, La Républlque, La France.
Los libros de Tolstoi, Maiakovski,
Tolstoy ve Mayakovsky, Voltaire ve Anatole France,
Voltaire, Anatole France, Romain Rolland y Jack London.
Romain Rolland ve Jack London.
"Air France, vuelo 242"
"242 numaralı Air France uçağı için..."
- El France Soir.
France-Soir.
¡ Vive la France!
Yaşasın Fransa! - Hayır!
Oirás más sobre esto cuando regrese de la belle France.
Fransa'dan döndüğümde bu konu ile ilgili başka duyacakların da olacak.
Dubois de France-Presse.
Fransız-Press'inden Dubois.
Air France, calle Mauritania.
Air France, Mauritania caddesi.
Un tipo de una línea aérea se lo trajo a Elizabeth.
Air France'da çalışan bir adam Elizabeth'e bir tane getirdi.
- Están los Beatles y F. Gall. - Sí.
The Beatles, France Gall, Bob Dylan -
- Lean el artículo. - Enséñamelo.
Baksana, France-Soir'da yazmış, yalan olamaz.
Y al día siguiente, como protesta,... los estudiantes convocaron a la prensa occidental en la embajada china. Gente como Life, France-Soir, o así.
Ertesi gün, bunu protesto etmek için Çinli öğrenciler Çin konsolosluğu önünde toplanıp Life'tan France Soir'a kadar Batı basınından ne kadar gazeteci varsa hepsine haber verdiler.
Anuncios publicados en "France-Soir" :
Bunlar, Moskova mahkemesinin son gününde Buharin'in söylediği sözlerdir 14 Haziran tarihli France Soir'da çıkan ilan.
Durante las últimas elecciones, los únicos que hablaron del precio de una nevera, del ritmo de trabajo o del cuarto de baño y no de filosofía general, no fueron ni Mitterand, ni Mendés-France sino los candidatos del P.C.F.
Bakın, mart seçimleri sırasında, genel felsefeden değil de bir buzdolabının fiyatından, çalışma koşullarından ya da banyolardan tek söz edenler, Mitterand veya Mendes-France değil Fransız Komünist Partisi temsilcileriydi.
Sus padres votaban Mendés-France.
Evet, hatırlıyorum. Ailesi Mendes-France'a oy veriyordu.
Bueno, no importa.
Evet, neyse, Mendes-France'ı bırak şimdi.
Iba muy deprisa, ¡ no estamos en Saint-Tropez!
Sen niye o kadar hızlı sürüyorsun? Burası Île-de-France. St. Tropez değil.
France-Soir. Compre su diario France-Soir.
France-Soir, France-Soir isteyin.
El me señaló a Pierre Mendés-France, que estaba sentado en una mesa con una encantadora señora, que era su esposa.
Güzel eşiyle bir masada oturan Pierre Mendès-France'ı gösterdi bana.
Comenzó a las 9.00 a.m. con una introducción de Pierre Mendés-France, que el coronel recibió con patente desprecio.
Saat 9'da başladı. Pierre Mendès-France'ın giriş cümleleri açıkça bir nefretle karşılandı.
Me preguntaron si sabía que Pierre Mendés-France se había ido.
Müvekkilimi görmek için orada bulunduğumu söyledim. Pierre Mendès-France'ın gittiğini bilip bilmediğimi sordular.
Sr. Pierre Mendés-France, ¿ disfrutó volver a las películas entonces?
Bay Pierre Mendès-France, o zamanlar sinemaya gitmekten keyif alıyor muydunuz?
Pierre Mendès-France, oficial de vuelos en el 39, fué acusado de deserción por el régimen de Vichy, y fué condenado por el tribunal militar de Clermont.
İşgal altındaki Fransa'da olan maceramdan sonra İngiltere'de olmaktan çok mutluyum. General De Gaulle'ü gördüm ve bu ülkede Özgür Fransız güçleri yanında bana iş bulacağına dair söz verdi.
Debo admitir que lo que sucedió en Francia me traumatizó mucho. Pasé una época difícil sobreponerme al insulto de ser acusado de deserción frente al enemigo.
1939'da uçuş subayı olan Pierre Mendès-France Vichy rejimi tarafından firar etmekten suçlandı ve Clermont askeri mahkemesinde hüküm giydi.
Como abogados, nuestro deber es defender al acusado, pero cuando la política cambia, los acusados cambian, dependiendo en que lado de la valla estés.
- Evet. Evet. Pierre Mendes-France'ın savunma avukatı
France, eres tú. Switzerland, soy yo.
Fransa senden sorulur, İsviçre ise benden.
Su marido es piloto... de la Air France, según creo.
Kocanız, Air France'da pilot değil mi?