English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Fuí

Fuí traduction Turc

2,009 traduction parallèle
Yo fuí a California a recoger pomelos y también fuí a clases de sociología en Berkeley.
Kaliforniya'ya greyfurt toplamaya gitmiştim o arada Berkeley'de sosyoloji derslerine girdim.
Yo fuí allí con un grupo de espaldas mojadas.
Bir grup Islak Sırtlılar ile beraber gittim.
Después, yo fuí a la comunidad con los tíos de la Libertad de Expresión de Berkeley.
Daha sonra Berkeley'den Konuşma Özgürlüğü ekibi ile beraber sohbete gittim.
Bien, la verdad sea dicha, nunca lo fuí mucho, por lo cual me hice un escritor.
Şey, gerçeği söylemek gerekirse hiç onlardan biri gibi olmadım bu nedenle bir yazar oldum.
Fuí enviado a vivir con mi tío en las Tierras altas un verano, y él me contó una historia sobre un vecino, cuyo perro vicioso atacó y mató a un hombre.
Bir yaz İskoçya'ya amcamın yanında yaşamaya yollandım..... o bana saldırgan köpeği bir adama saldırıp öldüren komşusu hakkında bir hikaye anlattı.
Así que cuando Daisy se maquillaba, fuí a encontrarme con Wendell.
Daisy pudralanırken, Wendell'ı bulmaya gittim.
Me fuí a casa.
Eve gittim.
Yo fuí quién la rescató.
Sizi kurtaran kişiyim.
Precisamente por lo que no fuí a la escuela de leyes.
İşte bu yüzden ben hukuk okuluna gitmedim.
Fuí apartado de mi hermana... Y se la llevaron.
Kardeşimden uzağa sürüklendim ve kardeşimi de alıp gitmişlerdi.
Fuí lo suficientemente fuerte?
Yeterince güçlü müydüm?
Yo no fuí a la escuela, ¡ y mira en qué me he convertido!
Ben okula falan gitmedim ve bakın ne oldum.
¡ Pues yo fuí a la escuela, y mira en qué te has convertido!
Ben gittim geldim ama sen hâlâ aynı boksun!
Entonces fuí a casa y bebí en exceso.
Sonra eve gidip kafayı buldum.
Fuí a dar una mirada a Padre.
Babamı ziyarete gittim.
¿ Porqué fuí yo el que ellos mantuvieron?
Neden beni aldılar?
Fuí una vieja amiga de William.
William'ın eski bir dostuyum.
Porqué no fuí invitado a la fiesta?
Niye partiye davet edilmedim?
Y en la primera vez que escuché,... la simple melodía de tu voz... fuí testigo de cuanto el mundo perdió... cuando desististe de una promisoria carrera musical... para cuidar de dos niños.
Ve ilk konuştuğumuz anda, Sesinin sade melodisi tanıklık eder ki dünya ne kadar da çok kaybetmiş sen umut verici şarkıcılık kariyerini bıraktığında... İki küçük çocuğunun yetiştirmene rağmen, onlar bunun değerini bilmedi.
Fuí tan insistente que el mismo presidente del banco apareció.
Banka müdürünün bizzat ortaya çıkması için çok ısrarlı davrandım.
Fuí andando todo el camino, no me pillarás conduciendo.
Tüm yolu yürüdüm. Kimse arabasına almadı.
Me fuí hacia el socorrista, era un Shamboni, sabes, esos de frentes enormes?
Cankurtaran görevlisine doğru ilerledim, bir Shamboni'ydi bilirsin ya, şu geniş alınlı olanlardan.
No, espera, esa fuí yo.
Oh hayır.. Bi saniye.. o bendim..
Cuando me fuí con Ellis, quedaste muy aliviada.
Ben Ellis'le ayrıldığımda sen oldukça huzurluydun.
Esto dificultó la anulación del testamento, así es que yo fuí la prueba viviente de un matrimonio legítimo.
Bu da vasiyetin iptal edilmesini zorlaştırdı. Çünkü ben yasal bir evliliğin yaşayan bir kanıtıydım.
- Fuí feliz.
- Mutluydum.
- Fuí un tonto- al pensar que este día nunca llegaría.
- Bu günün asla gelmeyeceğini... -... düşünerek aptallık ettim.
Vale, fuí yo!
İyi! Bendim.
Hace 7 años que me fuí...
7 yıl önce.
¿ Sabes que fuí a reunirme con cuatro editores ayer y no necesité meterme en un coche?
Dün dört yayınevine gittim biliyormusun, ve hiç arabaya binmek zorunda kalmadım.
Fuí leal a tu padre.
Babana sadıktım.
Fuí leal a Tommy.
Tommy'ye sadıktım.
Fuí el perfecto sommelier, me paseé entre ellos aprovechándome de Carter, Whright y Dupress... de tal manera, hasta el fin de la noche.
Harika bir şarap gurmesiydim, Gayet iyi bir şekilde Carter lehine olan bir geceydi..
Iba borracho, fuí estúpido...
Sarhoştum, aptalca davrandım Neela.
- Llamé a la puerta y fuí derecho adentro.
- Kapıyı çaldım ve doğruca içeri girdim.
. - Lo fuí.
- Dansçıydım.
Me fuí a nadar en vez de eso.
Onun yerine havuza dalmış.
No, me fuí a Miami al día siguiente.
Hayır. Ertesi sabah Miami'ye uçtum.
la única cosa que recuerdo de esa noche es que me fuí a las 5 : 00 p.m. en punto, y Laura todavía estaba en su salón de clases, como de costumbre.
O geceyle ilgili hatırladığım tek şey 17'de ayrıldığım. Sharp ve Laura hala sınıftalardı, her zamanki gibi.
No fuí.
Ben değildim.
- Te lo dije, no fuí yo.
Ben yapmadım dedim.
No fuí un esposo adecuado para tí.
Sana uygun bir koca olamadım.
Yo fuí fuerte.
Çetin cevizdim.
- Pero lo fuí.
- Ama ben...
Sólo fuí por allí, porque quería verle y decirle que sentía lo que había hecho.
Oraya sadece onu görmeye ve yaptığım şey için özür dilemeye gittim.
Fuí Campeón Junior de los pesos ligero, - En la competición de boxeo de las Fuerzas Armadas.
Silahlı kuvvetler boks şampiyonasında tüysıklet şampiyonuydum.
Lo sé.Fuí entretenido.
Biliyorum.
Fuí capaz de reparar la vertabrae de su marido y aliviar la presión de su espina.
Kocanızın omurgasını tamir edip basıncı azaltmayı başarabildik.
Um, ese no fuí yo, fue la carta.
Bu ben değildim, mektupta yazıyor.
Hey, pero no fuí el único que saltó.
Ama tek havaya zıplayan ben değildim.
Entonces... fuí a ver a mi madre.
Annemi görmeye gittim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]