English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Fäbrica

Fäbrica traduction Turc

7,079 traduction parallèle
Esos huesos, eran víctimas de un incendio en la fábrica de tu familia.
Şu kemikler, ailenizin fabrikasında çıkan yangının kurbanlarınındı.
¿ Cuánto sabes sobre dirigir una fábrica?
Fabrikayı işletme konusunda ne biliyorsunuz?
Nadie sabe más sobre dirigir una fábrica que nosotros.
Hiç kimse fabrikanın nasıl işleyeceğini bizden iyi bilemez.
Quiere aprender más de la fábrica.
Fabrika hakkında daha çok şey öğrenmek istiyor.
Mi padre era encargado en la fábrica de Edward Langston.
Babam Edward Langston için çalışan bir ustabaşıydı.
En 1963 murió en el suelo de la fábrica.
1963'te, üretim kısmında öldü.
Puedo ver por qué te preocupa tanto la fábrica.
Fabrikayı neden bu kadar önemsediğini şimdi anlıyorum.
¿ Qué más puedo contarte de la fábrica?
Fabrika hakkında sana daha fazla ne anlatabilirim?
El sueño, la fábrica.
Rüyam, fabrika.
Mi papá era representante de una fábrica... como una especie de vendedor a domicilio.
Babam, bir fabrika temsilciydi. Bir tür satıcıydı.
Hay una fábrica, también campo de reeducación, no muy lejos de aquí.
Buralarda bir fabrika ve eğitim pekiştirme kampı var. Çok uzakta değil.
Vale, ahí está la fábrica.
Tamam, işte fabrika burada.
Decidles a las tropas y a los trabajadores de la fábrica que vengan mañana a la demostración.
Yalan söylüyor. Askerlere ve fabrika işçilerine söyle, yarınki gösteride hazır bulunsunlar.
Kuvira quiere que absolutamente toda su gente vea la prueba del arma mañana, así que la fábrica estará vacía.
Kuvira tebaasındaki herkesin, yarınki gösteride silahı görmesini istiyor yani fabrika yarın her zamankinden daha boş olacak.
- Vayamos a mi fábrica. Tal vez podamos poner en marcha algún colibrí.
Belki bu sinekkuşlarından bir kaç tanesini çalışır hale getirebiliriz.
Acaba de volar la fábrica con todos los trajes colibrí.
Hatun, az önce fabrikamı tüm sinekkuşu giysileriyle birlikte yok etti.
Es una fábrica de suplantación de identidades.
Burası kimlik hırsızlığı fabrikası.
Pero lo que aprendí es que dentro de la industria de la música, es como un país que fabrica hits.
Ama burada, müzik sektörü içindeki country hit fabrikası olduğunu öğrendim.
Encontré eso bajo un edificio de la fábrica de mi familia.
Bizim fabrikanın altında bulundu.
Sé de los huesos enterrados en la fábrica, el fuego, los hombres que regresaron.
Fabrikanın altındaki kemikleri, yangını ve dönen adamları biliyorum.
Esos huesos en el río, eran víctimas de un incendio en la fábrica de tu familia.
Nehirdeki kemikler, sizin fabrika yangınının bir kurbanıydılar.
Su padre posee una fábrica textil.
- Babasının bir tekstil fabrikası var.
Sé lo de los huesos enterrados en la fábrica... el fuego, los hombres que regresaron.
Fabrikanın altındaki kemikleri, yangını ve dönen adamları biliyorum...
Esos huesos en el río... eran víctimas de un incendio en la fábrica de tu familia.
Nehirdeki kemikler, sizin fabrika yangınının kurbanlarıydılar.
La fábrica no para nunca.
Burada fabrikalar hiç durmaz.
Mi padre quiere que vaya a la fábrica.
Babam fabrikasında çalışmamı istiyor.
¿ Y tú no ibas a la reunión de la fábrica?
- Ben. Sizin de fabrikada..
Bueno, pueden irse a la fábrica de sofás.
O zaman şilte fabrikasına gidebilirler.
Momento para algo de la fábrica de música C + C...
Biraz K + A müziğinin vakti geldi.
Un tipo muerto más un tipo vivo encontrados en la misma fábrica abandonada.
Bir ölü artı bir canlı adam aynı yerde bulundu. Ben orada "bulunmadım".
Le dije a los policías en la fábrica que los conocía.
Fabrikadaki polise onları tanıdığımı söylemiştim.
Solo resolvió el problema del portal nueve, el mismo problema que me envió a esa vieja fábrica anoche.
9. kapı problemini çözmüş. Beni dün akşam fabrikaya götüren aynı problemi.
¿ Por qué no colocar el problema ahí mismo, en la fábrica?
Neden problemin kendisini fabrikaya yazmasın?
Una antigua fábrica puede llegar a ser un teatro de ópera.
Eski bir fabrika opera salonuna dönüşebilir.
Charlie, acabo de notar que esta cobertura está hecha en una fábrica que tiene maníes.
Charlie, bu buzlu çikolatanın yer fıstığı da... izleyen bir fabrikada yapıldığını okudum.
Tu abuelo trabajó en la fábrica.
Dedeniz fabrikada çalışıyordu.
Conocí las caras de casi todos los hombres... que levantaron un martillo en esa fábrica.
O fabrikada çekiç sallayan her adamın yüzünü hatırlıyorum.
Esos hombres que murieron en el incendio de la fábrica.
Fabrika yangınında ölen o adamları diyorum.
Porque de una manera u otra, haré andar esta fábrica de nuevo.
Çünkü er ya da geç, o fabrikayı hayata geçireceğim.
Esta fábrica no es solo sobre muebles.
Bu fabrika sadece mobilya demek değil.
Se siente bien estar de regreso... especialmente ahora que escuché que pondrá de nuevo la fábrica en pie.
Geri dönmek güzel, fabrikayı eski haline getirmek istediğinizi de duydum.
Verá, solía trabajar en esa fábrica... mucho antes que usted hubiera nacido siquiera.
Bakın, siz daha doğmadan önce ben o fabrikada çalışıyordum.
El terreno de la fábrica no es tan valioso como usted piensa.
Fabrika arazisi tahmin ettiğiniz kadar değerli değil.
Yo sólo... yo sólo trabajo en una fábrica de plásticos.
Ben sadece plastik fabrikasında çalışıyorum.
Javier recibió veinte dispositivos incendiarios de John "El Sucio", pero cuando Los Fantasmas atacaron la fábrica de cajas fuertes sólo usaron quince.
Javier, Kirli John'dan 20 tane el yapımı cihaz aldı. Fakat Hayaletler, kasa fabrikasında sadece 15 tane kullandı.
Quizás cuando atacaron la fábrica de cajas fuertes no se trató de una prueba. Podría haber sido un anuncio.
Belki de kasa fabrikasını basmaları bir deneme değil bir duyuruydu.
El trato de la fábrica está cerrado, y con el fin de hacerlo suced...
Fabrika için tekrar anlaşmaya varıyoruz, ve bu işi yapabilmemiz için...
Esto podría demorar un poco más de lo que habíamos planeado... pero contra viento y marea... tendremos esta fábrica de pie y trabajando.
Planladığımızdan biraz daha uzun sürebilir, ama er ya da geç, fabrikayı çalışır hale getireceğiz.
- Sí. Resulta que trabajaba en la fábrica.
Yanılmıyorsam fabrikada çalışıyordu.
Henry ha estado hablando... con un buen inversionista en la fábrica.
Henry fabrika için yatırımcıyla konuşmuş.
¿ En la fábrica?
Fabrikada mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]