Translate.vc / Espagnol → Turc / Gaga
Gaga traduction Turc
548 traduction parallèle
¿ Has visto alguna vez un pico más raro?
Hiç böyle bir gaga gördünüz mü?
Cuando están pico con pico, no pueden estar mejilla con mejilla. Porque cuando un tucán gira la cabeza... sólo un tucán puede hacerlo.
Gaga gagaya geldiklerinde yanak yanağa gelemezler.
Eso si la nariz no se te tuerce.
Tabi eğer sonradan gaga burunlu olmazsan.
¿ Y tú, Gaga?
Seninki nasıI, Gaga?
- Gracias, Gaga.
- Teşekkürler, Gaga.
No entiendo una cosa, ¿ por qué lo llamas Gaga?
Anlayamadığım bir şey var, ona neden Gaga diyorsun?
¿ Por qué lo llamo Gaga?
Ona neden mi Gaga diyorum?
Bueno, Joey y yo Sally Gaga.
Ben ve Joey Sally Gaga.
- Gaga.
- Gaga.
Gaga, ¿ cierras la puerta?
Gaga, kapıyı kapar mısın?
- Tienes que conocer a Sally Gaga.
- Arkadaşımla tanışmalısın, Sally Gaga.
Gaga.
Gaga.
Le decimos Gaga porque cada vez que miras está haciendo algo estúpido.
Ona Gaga diyoruz çünkü ne zaman baksan aptalca bir şey yapıyordur.
Debemos esperar que Gaga regrese.
Dua edelim de, Gaga geri gelsin.
Hola, Gaga.
Hey, Gaga.
- Que sean dos, Gaga.
- İki olsun, Gaga.
Y él se alinean y tiza por aquí... echar un vistazo a la pared, mirar el gaga- -
Atışı hizalayacak, duvara bakacak bir kez memeleri görecek.
Le cortaré las patas de atrás le quitaré la piel... le clavaré un par de alas y le graparé el pico que usted escoja.
Arka bacaklarını keserim. Kürkünü çıkarır, kanat takarım. Bir de beğendiğin bir gaga zımbalarım.
Fuerte, rostro duro con nariz aguileña.
Onu tarif et. Geniş gaga burunlu, güçIü, zeki bir yüz.
ÉI regresa con el pico lleno de arcilla y bloquea la entrada para que la familia esté a salvo.
Bir gaga dolusu kil ile gelip girişi kapatıyor ki, karısı ve civcivler güvende olsun.
Entre las plumas, había un pico amarillo.
Bir sarı gaga da vardı.
No tiene dientes... pero puede infligir una buena mordida... con esta extraña mandíbula aguileña.
Dişi yok ama bu gaga benzeri diş etleriyle çok iyi ısırabilir.
Todos tenemos una como esta, llámadla como queráis... napia, tocha, morro, ñata, trompa, hocico todo eso significa la misma cosa.
Hepimizin sadece bir burnu vardır, ona ne derseniz deyin... aksırgaç, gaga, koklangaç, domuzcuk burnu... hepsi aynı şeydir.
Con la lupa, se puede ver el saliente al final del pico con el que sale del cascarón.
Büyüteçle bakarsanız kuşun yumurtaları kırdığı gaga ucunu görebilirsiniz.
¡ Enano picolisto!
Tarih oldun! Seni küçük akıllı gaga!
No estoy gaga, lo hago a propósito.
Bunak değilim, bunu bilerek yaptım.
Busqué con mis ojos, estos ojos que querría desgarrar con su pico, un refugio.
Birazdan o kıvrık gaga tarafından oyulacak olan gözlerimle saklanacak bir yer aradım.
iPodría añadir los picos y las garras?
Biraz gaga ve pençe de koyabilir misiniz?
Si en la boda solo hay un cubo de picos, ite volverás loco y lo destrozarás todo?
Yani düğünde bir kova gaga görsen öfkeden çıldırıp şartlı tahliye memuru gibi asıp kesmeye mi başlarsın?
Mis pulmones se están volviendose negros!
Gaga kanseri olmak istemiyorum.
# Doy la otra mejilla # # Y por este pico que tengo # # Son las únicas gracias que obtengo #
Yaptığım herşeye rağmen aldığım tek ödül kırık bir gaga.
Esto es mi 5 pies y 10 pulgadas de engaño y valor contra tu 2 y medio pies de goo-goos, ga-gas y giggles.
Burası arena, 180 santimetre boyunda boya ve pislik içinde ben ; yetmiş santimetre boyunda gugu, gaga ve gülücüklerle dolu sana karşı.
Pico de plátano tiene miedo.
Bak, muz gaga korkuyor.
Un poco de respeto, bola de pelusa. Entèrate de que en este momento estamos en verdadero peligro.
Sen Bay muz gaga demelisin, şu anda hepimiz büyük bir tehlike içindeyiz.
iVen aquí!
Gel buraya, gaga kafa.
Pasé ese test el otro día ése en el que te hacen un montón de preguntas para ver si te has vuelto gaga y donde te hacen un scáner del cerebro
Bu sadece senle ilgili değil. Hapse girersen ben yapacağım? Tüm bunların en ufak kısmını bile nasıl atlatacağız hiç fikrim yok.
Una vez más, un piquete en el cuello dice "Soy tuya".
Bir daha söyleyelim, enseye bir gaga "Ben seninin" demek oluyor.
Leí en Allure que Ga-Ga se supone que es muy divertido.
Allure'da okuduğuna göre Gaga'nın çok eğlenceli olması gerekiyor.
Sus manchas son el pico rojo y el escudo de la cabeza y las manchas blancas a ambos lados de su cola.
Bröveleri kırmızı gaga ve başlık ve kuyruğun her iki yanındaki beyaz bölgelerdir.
Un pico no es muy pesado como quijadas y dientes De un mamífero como un buldog O uno de las aves reptilianas ancestrales.
Gaga, buldog gibi bir memelinin ya da kuşların sürüngen atalarının dişleri ve kemikli çenesi kadar ağır değildir.
Otros me conocéis como "Mikey Gaga".
Kiminiz beni Mikey Gaga olarak tanır.
¿ Qué hay de esa cosa que tienes ganchuda allí, alguna vez ha tenido problemas con eso?
Yüzündeki bu gaga gibi şeyle hiç sorunun oldu mu?
Para no tener ningún problema Recogiendo los pedazos de comida.
Tanrı onlara keskin bir gaga vermiş, öyle ki yiyecek parçalarını toplarken hiç zorluk çekmiyorlar.
Mira lo que me ha hecho Babs.
Babs'in bana yaptığı şeye baksana. Gaga ısıtıcısı!
- Por el pico.
- Gaga
¡ Adiós gran amigo, gracias por todo!
Hoşça kal gaga dudaklı! Tavsiye için teşekkürler!
- ¿ Seguro que quiere casarse?
Bir de beğendiğin bir gaga zımbalarım.
¿ Picos?
Gaga mı?
El está quedando viejo y gagá.
Yaşlı Ma'nın sakarlığı tuttu, Efendim.
"Gauguin y el gagá", nos llamaba.
Bize "Gaugin ve Van Gag ( çete )" diyor.
PICOS Y GARRAS
"Gaga ve ayaklar."