Translate.vc / Espagnol → Turc / Ganó
Ganó traduction Turc
6,015 traduction parallèle
Ella ganó.
O kazandı.
Katherine ganó.
Katherine kazandı.
- voy a estar muy enfadada porque me ganó.
-... benden önce bulduğu için çok kızarım.
Ron era un estafador que ganó millones de dólares por algo más que un acento encantador y un pelo impredecible.
Ron'un, dolandırıcılıkla milyon dolarlar kazanmanın dışında biraz da çekici bir aksanı ve ortalığı yakan saçları vardı.
Le costó la vida, pero le ganó.
Hayatına mal oldu ama seni hakladı.
- ¿ Quién crees que ganó?
- Sence kim kazandı?
Ganó la pelea.
Dövüşü o kazandı.
Ella no necesita pelear contigo, porque ya ganó.
Seninle savaşmasına gerek yok çünkü çoktan kazanmış bile.
¿ Dmitri ganó la lotería?
Dmitri piyangodan parayı vurmuş diyorlar?
El sitio web de Aaron theinfo.org ganó una competición escolar organizada por la firma de diseño web basada en Cambridge, ArsDigita.
Aaron'ın sitesi TheInfo.org, Cambridge asıllı ArsDigita'nın düzenlediği okul müsabakasında birinci gelmişti.
Todos fuimos a Cambridge cuando él ganó el premio ArsDigita pero no teníamos idea de lo que Aaron estaba haciendo.
Ödülü almak için hep beraber Cambridge'e gitmiştik. Aaron'ın ne yaptığına dair hiç bir fikrimiz yoktu.
Ganó a todos los abogados del estado y lo hizo con poco dinero.
Savcı yardımcılığı da yaptığı halde çok fazla parası yok.
Él utilizó el dinero que ganó para entrar en negocios legítimos.
Kazandığı parayı yasal işinde kullanıyor.
Apuesto que ganó un montón de dinero.
Bahse girerim sağlam para kazanmıştı.
Ganó la medalla de oro por el limpio y el capullo por Bielorrusia... 258 kilogramos.
Belarus adına halter silkmede altın madalya kazandı. 258 kilogram.
Que no se la ganó.
Hak etmediğini düşünürler.
¿ Él ganó?
Kazanmış mı?
Y ganó por goleada.
Çok büyük farkla kazandı.
Si Lorelai quiere una armada de hombres ricos y maleables, creo que ganó el premio.
Lorelai, varlikli ve boyun egen erkek ordusu istiyorsa bence büyük ikramiyeyi bulmus.
Como resultado, no solo salvó tu vida, también ganó mi libertad.
Ve sonuç olarak sadece senin hayatını kurtarmakla kalmadı... bana özgürlüğümü vermiş oldu.
La Mujer Biónica ganó un Emmy.
Biyonik Kadın, Emmy falan kazanmıştı.
En su primer año como jefa, Claire ganó el premio a la Gominola del Año concedido por el gremio de confiteros del Noroeste.
'Patron olarak ilk yılında Claire Kuzey Batı Şekerleme Ödüllerinde 'Yılın Ekonomi Şarap Sakızını kazandı.
Ganó.
Kazanmıştı.
Bueno, entonces... ¿ Quién ganó?
Pekâlâ, kim kazandı?
¿ Eso significa que Lord Gillingham ganó y Blake puede irse silbando bajito?
Bu Lord Gillingham kazandı, Bay Blake de avucunu yalayacak mı demek?
El matrimonio es una lotería, como muchos dicen, pero soy un hombre que se ganó el premio mayor.
- Evlilik, çoğunlukla bize söylendiği gibi bir piyango. Ama ben kazanan bileti almış bir adamım.
Y esto fue con que ganó'Australia II'.
'Avustralya II'nin kazanmasını bu sağladı.
Mi curiosidad me ganó. Y abrí esa puerta.
Merakıma yenik düştüm ve dolabın kapısını açtım.
Chapel se ganó muchos enemigos.
Chapel çok düşman kazandı.
Él piensa que ya ganó.
Çoktan kazandığını düşünüyor.
Creo que Logi ganó.
Bence Logi kazanmış.
Ganó dinero con micro óptica.
Parasını mikro optikten kazanmış.
Ganó una medalla de plata en los juegos Olímpicos del 2000.
2000'deki Olimpiyat Oyunları'nda gümüş madalya kazanmış.
Además, usted me ganó 10 dólares.
Ayrıca bana 10 dolar kazandırdın.
Mi vieja amiga Ingrid de Forest ganó la votación de revocación y ocupará mi puesto el lunes por la mañana.
Eski dostum Ingrid de Forest güvenoyu seçimimi kazandı ve pazartesi günü benim yerimi alacak.
¿ El caballo ganó?
- At kazanmış mıydı?
Ganó tanto dinero que dejó los estudios para dedicarse a tiempo completo.
Çok fazla para kazanınca işin içine iyice girmiş.
Gandhi la ganó para la India...
Gandhi Hindistan için kazandı...
- Solía navegar. Erika Stamp fue de hecho la que ganó, ¿ verdad?
Erika Stamp, aslında kazandı, değil mi?
Lo dicen las normas. Erika ganó, pero le quitaron la copa, que fue otorgada a Lana Brewster, que llegó en segundo lugar.
- Erika kazandı ama sonra..... kupa ondan alınıp, ikinci olan Lana Brewster'a verildi...
De hecho, ganó el vale que me había dado
Aslında, bana verdiği keçeli kalemi kazandı.
Ganó la Medalla Nacional de Ciencia.
Ulusal Bilim Madalyası kazandı.
Puede que hayas matado a Joe Carroll, pero él ganó.
Joe'yu öldürmüş olabilirsin ama o kazandı.
Él ganó.
O kazandı.
Déjame decirte lo que es Francia. Es el único país famoso que nunca ganó nada.
Hayır... sana Fransa hakkında bir şey diyeyim, o aslında hiçbir şeyi kazanamamış tek ülke!
Ganó la lotería de alitas de pollo.
Kızarmış tavuk piyangosunu kazandınız.
Mi diseño ganó en los "5 Prodigios".
Tasarımım "Fab Five" birincisi oldu.
Pero ganó en la revancha.
- Ama rövanş karşılaşmasını kazandı.
Doug Calahan ganó eso.
Doug Calahan onlara baskın çıktı.
¡ Ganó!
Kazandı!
- ¿ Ese tipo que ganó hoy?
- Bugün yarışı kazanan şu adam?