Translate.vc / Espagnol → Turc / Gillette
Gillette traduction Turc
85 traduction parallèle
Gillette.
Gillette.
Los Sres. Brice, Gillette, Freeman y McCoy.
Bay Brice, Bay Gillette, Bay Freeman, Bay McCoy.
Gillette, del cuerpo internacional de policía.
Rick'in can düşmanı Komiser Gillette oturur.
Si miras a tu izquierda, justo detrás de ti, con gran disimulo, verás, intentando esconderse detrás de un periódico viejo, a nuestro amigo, el inspector Gillette.
Fazla çaktırmadan hemen arkana bakacak olursan, dünkü gazetenin ardında gizlenmeye çalışan Komiser Gillette'i görebilirsin.
Mi amigo Gillette, nos volvemos a cruzar.
Sevgili Gillette, yine karşılaştık.
Monsieur Gillette es de una forma extraña un socio mío.
Monsieur Gillette bir bakıma iş arkadaşımdır.
La servilleta que le diste a Gillette. ¿ Qué tenía?
Gillette'e verdiğin peçete. Üstünde ne vardı?
Es ese maldito Gillette.
O şeytan Gillette'in suçu.
Gillette estará ahí con la policía rodeando el lugar.
Gillette orada bekliyor, polis her yeri kuşatmıştır.
Él estaba en Tánger el año pasado.
Gillette geçen yıl Tanca'daydı.
Si miras a la izquierda, detrás de ti, con disimulo, está el imbécil de Gillette disfrazado de verdugo para la ocasión.
Fazla çaktırmadan hemen arkana bakarsan Gillette'i görebilirsin. Cellat kılığında gelmiş.
Falso.
Hayır, Gillette.
Gracias, querido Gillette.
Teşekkürler, Gillette.
Y ahora, haz el favor con disimulo..... de llevarme bailando a la sala de caballeros.
Gillette, beni kollarınıza alıp dans ederek öbür taraftaki erkekler salonuna götürebilir misiniz?
Sigue bailando.
Dans etmeye devam edin, Gillette.
Sí, querido Gillette.
Gerçekten de öyle, sevgili Gillette.
No odio al lnspector Gillette. Sólo me da pena.
Gillette'ten nefret etmiyorum, yalnızca acıyorum ona.
lnspector Gillette, lnterpol. Llamando a patrullas.
lnterpol'den Gillette, devriye arabalarına sesleniyorum.
Sucedió justo después de la Cabalgata Gillette en televisión.
Gillette Dövüşlerini izledikten sonraydı...
Y si te refieres a Gillette, ni siquiera estaba por aquí.
Gillette'i soruyorsaniz, o yakinlarda bile degildi.
Mac, no quiero ningún altercado con Miles Gillette.
Mac, Miles Gillette ile tartiºmani istemiyorum.
Por Miles Gillette.
Miles Gillette söyledi.
Miles Gillette, ¿ eh?
Miles Gillette demek?
Los dirige Miles Gillette.
Baºlarinda Miles Gillette var.
Vamos, Gillette, cuéntales por qué tras tantos años sin mover el trasero... de repente empiezas a perseguirme hasta convertirme en carne cruda.
Hadi, söylesene Gillette. Bunca yildir kiçinin üstünde oturdun da... neden birden bire kiçimin killari agarmiºken peºimden geldigini anlat.
Me temo que no te va a quedar más remedio.
Bunu söylemeye hakkin yok Gillette.
¿ Dónde está mi gillette?
Tıraş bıçağımı gördün mü?
¿ Gillette de mujeres?
Kadınlar için Gilette.
ella es un metro más alta que una gillette
Sadece üç adım boyu var.
mides 1 metro mas que una hoja de gillette.
Üç adımlık boyun var.
Le iba a decir que el presupuesto de Gillette está en su escritorio.
Sana Gillete bütcesinin masanın üstünde olduğunu söyliyecektim.
En mayo del 09 cerraron la base del SAC en Gillette, Wyoming.
9 mayısta Wyoming, Gillette SAC üssü kapatıldı.
En mayo del 09 cerraron la base del SAC en Gillette, Wyoming.
9 mayısta Wyoming, Gillette SAC üssü kapatıIdı.
En el invierno de 2009, 12 de ellos escaparon... de una instalación en Gillette, Wyoming
2009 kışında, içlerinden 12'si Gillette, Wyoming'teki tesisten kaçtı.
Hice mi rehabilitación en un hospital de veteranos en Gillette, Wyoming
Sistemde değilsin. Gillette, Wyoming'teki rehabilitasyona katıldım.
Esta arma a la que llamamos bayoneta Gillette no está diseñada para perforar sino para rebanar.
Şimdi bu bıçak, buna verdiğimiz isim Jilet Kaması, delmekte işe yaramaz, ama doğrar.
Solo estoy tratando de dejarlo limpio como en los comerciales de Gillette.
Jiletle temizlemeye çalışıyorum bunları.
Ya no soy esclavo de la Corporación Gillette.
Artık jilet şirketlerinin bir kölesi değilim.
- ¿ Y el caso Gillette?
- Ya Gillette davası?
El juicio Gillette vuelve al registro de acciones judiciales.
Gündeme yeniden alınacak.
Mantengan sus armas en él. Gillette, tráeme unos hierros.
Tüfeklerinizi üzerinden ayırmayın.
Gillette, el señor Sparrow tiene una cita con la horca odiaría que la perdiera.
Gillette, Bay Sparrow'un darağacıyla gecikmiş bir randevusu var. Kaçırmasını hiç istemem.
Mire... Señor... Gillette.
- Bakın, Bay...
Leo Gillette.
- Gillette. Leo Gillette.
Leo Gillette... es conocido como el "Toque Mágico del Crimen".
Leo Gillette. Suç dünyasında Midas'ın dokunuşu olarak bilinir.
Gillette es la única compañía en el mundo que puede rociar desodorante de una lata.
... kutudan deodorant püskürtemeyecek.
¿ David Beckham consigue Gillette, y yo consigo un maldito... tofu?
D. Beckham, Gillette'te oynuyor, bana ise lânet tofu mu kalıyor?
¿ O cómo te cortabas con una Gillette? Te creíste un vampiro hasta octavo grado.
Kendini usturayla nasıl kestiğini unuttun mu?
Bueno, si todo lo que Gillette dijo bajo juramente paso a nosotros
pekala, eğer hepiniz gillette'in düşüşe geçtiğine yemin ederseniz.
Nicole Guillette.
Nicole Gillette.
Gillette...
Bay Gillette...