Translate.vc / Espagnol → Turc / Grey
Grey traduction Turc
3,055 traduction parallèle
Estropeé la apendicitis con la doctora Grey, tú no has dejado de darme tu trabajo sucio, así que claramente te he molestado de algún modo.
Doktor Grey'le girdiğim apendektomiyi mahvettim. Siz de bana boktan işleri veriyorsunuz. Demek ki bir şekilde sizi de kızdırmışım.
Anteriormente en "Grey's anatomy"...
Grey's Anatomy'de daha önce...
Doctora Grey, estuviste en el avión.
Doktor Grey, uçaktaydınız.
Grey, ¿ Sabes que acabas de robarme a mi interna?
Grey, stajyerimi çaldığının farkında mısın?
Grey, remplazamos toda su sangre cuatro veces su volumen.
Grey, 4 kez tüm kanını değiştirdik.
Parece que llegaste a un punto en el que no puedes continuar, Grey.
Görünüşe göre sonuç alamamaya başladın Grey.
Grey.
Grey.
Dra. Grey, la presión sanguínea de la paciente bajó de setenta a cincuenta.
Doktor Grey, hastanın tansiyonu 70'e 50'ye düştü.
Dra. Grey, ¿ sabes por qué los hombres piensan que pueden dominar el mundo y las mujeres no?
Doktor Grey, neden erkekler dünyayı yönetebilir de kadınlar yönetemez, biliyor musun?
Dra. Grey.
Doktor Grey.
Conozca al Dr. Grey.
Doktor Grey'le tanış.
Necesitas una mejor jugada Dra. Grey.
Daha fazla yedek oyuncuya ihtiyacın var, Doktor Grey.
Bueno estuve leyendo Fifty Shades of Grey y tengo algunas pañoletas de seda y cinta adhesiva plateada.
Grinin Eli Tonunu okuyorum da. Elimde ipek boyun bağları ve seloteyp de var.
Y solo leí veinte hojas de "Sombras de Grey".
20 tane şeyi sadece rengi gri diye bıraktım.
Si, sabes que? Podriamos definitivamente Grey Gardens La basura de los condominios en Miami.
Miami'yi Grey Gardens'a dönüştürebiliriz kesinlikle.
Un té negro orgánico.
Organik Earl Grey.
Jae Shik, un té negro orgánico.
Jae Shik! Bir Earl Grey.
Sr. Freeman, soy la Dra. Grey, ¿ puedo examinarlo?
Bay Freeman, ben Doktor Grey. Sizi muayene edebilir miyim?
Grey, ¿ tienes un corte en la mano?
Grey, şimdi ameliyattan çıktım. Eli yarılmış bir hastan mı var?
Dra. Grey, ¿ qué sucede?
Doktor Grey, ne oluyor?
Puedo tocar, Old Grey Mare, de eso se trata.
Ben "Old Grey Mare" i çalabilirim, şimdilik bu kadar.
Lo siento, lo siento. He sido yo. Necesitaba a Grey.
Kusura bakma.
Se me había olvidado que tenías su teléfono.
Bendim. Grey'e ihtiyacım vardı.
Hola. Teléfono de la Dra. Grey.
Doktor Grey'in telefonu.
Dra. Grey, es la oficina del Dr. Simpson.
Doktor Grey, Doktor Simpson'ın muayenehanesinden arıyorlar.
Los Grey no somos así.
Grey ailesi böyle değildir.
¿ Grey va a estar en la galería?
Grey galeride olacak mı?
Estoy bien, Grey.
Ben iyiyim Grey.
Ahora, Grey...
Grey...
Stephen Grey del Canal de Noticias 4.
Stephen Grey, Kanal 4 Haber.
Es el McCabe de McCabe-Grey.
Kendisi McCabe-Grey'deki McCabe.
En la casa del director general de McCabe-Grey.
McCabe-Grey'in CEO'sunun evindeyim.
McCabe-Grey no son clientes míos.
Benim müşterim McCabe-Grey değil.
Esta noche es una ocasión especial en la familia McCabe-Grey con este anuncio.
Bu geceki duyuru McCabe-Grey ailesi için çok özel bir anlam taşıyor.
En McCabe-Grey, siempre nos preguntamos cómo podemos mantener sanas a las personas para que disfruten su vida al máximo.
McCabe-Grey'de her zaman hayatı dolu dolu yaşayabilmek için insan sağlığını nasıl koruyabileceğimizi düşünürüz.
Anoche le dimos al gigante farmacéutico, McCabe-Grey un trago de su propio veneno más vendido, Denoxin.
Dün gece dev ilaç firması McCabe-Grey'e en çok satan zehirleri Denoxin'i tattırdık.
... la terrible noticia el viernes de que el comité de McCabe-Grey fuera drogado por un grupo terrorista conocido como The East.
Cuma günü The East adlı bir terörist grubun McCabe-Grey'in kurul üyelerini ilaçla zehirlemesi, şok etkisi yaratmıştı.
La vicepresidenta de McCabe-Grey Paige Williams habló hoy con la prensa.
McCabe-Grey'in Başkan Yardımcısı Paige Williams, bugün gazetecilerle konuştu.
Como ven, estoy en perfecto estado de salud, así que en McCabe-Grey estamos contentos de haber probado nuestra propia medicina. Sabe genial.
Gördüğünüz gibi gayet sağlıklıyım ve biz McCabe-Grey üyeleri kendi ilacımızı tatmaktan memnuniyet duyuyoruz.
El proyecto de McCabe-Grey terminó con mucho éxito.
McCabe-Grey planı saat gibi işledi.
Y té Earl Grey para el Profesor.
- Ve Profesör için Earl Grey.
"Follies", "Grey gardens", "Ragtime",
Follies, Grey Gardens, Ragtime...
- Dame un Grey Goose con soda.
- Bir Grey-Goose soda versene.
Esto es Grey Goose.
İşte, bu Grey Goose.
Parece que tenemos un caso de 50 sombras de Grey...
Görünen o ki, elimizde "Grinin Elli Tonu *" olayı var.
- ¿ De quién? - El socio fundador de mi despacho,
- Şirketimin kurucu ortağı Thomas Grey'in.
Thomas Grey. Te veré en casa de April luego, ¿ no?
Seninle sonra April'da görüşür müyüz?
Señorita Kim, la Sra. Grey ha pedido que se siente con la familia.
Bayan Kim, Bayan Grey aile ile oturmanızı istedi.
Hoy nos hemos reunido aquí para llorar la muerte y recordar la vida de Thomas Winton Grey.
Bugün burada Thomas Winton Grey'in ölümünün acısı ve onu anmak üzere toplandık.
Soy Sam Grey de nuevo.
Selam Dr. Kim.
¿ De camomila o Earl Grey?
Papatya çayı mı, Earl Grey mi?