Translate.vc / Espagnol → Turc / Habìa
Habìa traduction Turc
22 traduction parallèle
Ese, Sr. McCarthy tenìa un caràcter, que diablos, usted sabe usted sabe, si sabìa que otra persona le habìa disparado a sus aves se hubiese puesto realmente furioso.
O, Bay McCarthy, Öfkeli biriydi, bilirsiniz. Bilirsiniz, eğer bir başkası onunla aynı sahada atış yapıyorsa, öfkeyle ağzına geleni söylerdi.
No, no en particular habìa un poco de lodo en èl.
Özellikle değil, Üzerinde biraz çamur vardı.
Mientras escuchaba su conversación pareciò salirme a la superficie todo lo que habìa en mi de rencor y de amargura instó a su hijo a que se casàse con mi hija con la misma desconsideraciòn sobre lo que ella pudiera pensar...
Dinlediğim konuşmaları görünenden daha kara ve acı geliyordu , tıpkı bir sürtüğün sokaklardan kendisini küçük bir itibar için kurtarmayı düşünmesi gibi, oğlunu kızımla evlendirmek için zorluyordu.
Recuerdas lo que dije acerca de la Rumba... y que habìa que fingir?
Rumba hakkında söylediklerimi hatırlıyor musun? Ve rol yapmak olduğu konusunda?
No nos escuchaba a ninguno de nosotros. Habìa perdido contacto con la realidad.
Hiçbirimizi dinlemedi!
Su furia pasó [br] y se diò cuenta que habìa arruinado su vida Por un instante de furia.
Öfkesi geçtiğinde hayatını mahvettiğini anladı göz açıp kapayana kadar.
No sabìa que habìa tantas claustrofobia, aracnofobia, cleptofobia, falofobia.
Bu kadar fazla olduklarını bilmiyordum. Klostrofobi, araknofobi, kleptofobi, cinselfobi.
No habìa ido a la escuela con mi hermana mayor desde primero.
1. sınıftan beri ablamın beni okula götürmesine ihtiyacım olmamıştı.
Tal vez no. pero habìa algunos importantes cuando ella llegó.
Buluşmuyor olabilirler, fakat buraya ilk geldiğinde aralarında bir elektriklenme geçti.
No habìa mucho que pudieran decir.
- Söyleyebilecekleri fazla bir sey yoktu.
Quièn dijo que lo habìa hecho?
Neden böyle bir fikre kapıldınız?
Pense que ella se habìa ido de la fiesta.
Partiden ayrıldığını sanıyordum.
Dijo que toda la gente en su oficina que se habìa pasado con él fué o traspasada a otro departamento, o despedida de la compañía, o dejandole totalmente en paz y comenzó a amar su trabajo
İşyerinde onunla uğraşanların hepsi ya işi bıraktı, ya başka bölüme alındı, ya da onunla uğraşmaktan vazgeçti Ve o, işini sevmeye başladı.
Ya habìa cumplido su función.
- Gereğinden fazla yaşatılmış. Ne?
Èl no estaba muy seguro si ella era una aparición o si ella habìa vuelto.
Onu nasıl hayal edeceğinden emin değildi..... Yada eğer geri gelmek isteseydi.
"Al final ella habìa encontrado su primer tabú".
" Sonunda ilk tabusunu bulmuştu
Habìa sola una cosa entre nosotros y el suelo romano.
Biz ve Roma topraklari arasinda tek bir sey duruyordu!
Esa es tu explicación para tu increiblemente extraño atuendo, armas que nunca habìa visto... y tu pelo, por amor de Dios.
Bu çok tuhaf giyinişin ve hiç görmediğim silahlarla ilgili açıklaman bu mu? Ve saçın, Allah aşkına.
Habìa estado antes aquí?
- Daha önce buraya gelmiş miydiniz?
Ahora, no es momento de ocultar nada James y su padre tenían muchos desacuerdos acerca de mì el Sr. McCarthy, estaba muy ansioso de que nos casáramos pero James y yo siempre nos amamos por supuesto que ultimamente no nos habiamos visto muy seguido yo habìa estado en el colegio pupilo por algunos años y James estuvo estudiando en Liverpool el tiene solo 22 años y viò muy poco de la vida y bueno, supongo que no desea hacer nada de eso todavía por lo que hubo discusiones y esta, estoy segura, fuè una de ellas.
Şu anda herhangi birşeyi saklamanın sırası değil. James ve babsının benim hakkımda pek çok anlaşmazlığı vardı. Bay McCarthy'nin evlenmemizle ilgili endişeleri vardı, ama James ve ben birbirimizi kardeş gibi seviyorduk.
Bueno, hubieron tonterías en el pasado... pero pensamos que ya las habìa superado.
Geçmişte bir takım aptallıkları olmuştu ama artık bittiğini düşünmüştük.
Bueno no habìa duda en la mente de nadie... que Scott y Liz serían... los pròximos ganadores del Pan Pacific Grand Prix...
Evet! Scott ve Liz'in bir sonraki Pan Pasifik Büyük Ödüllü Latin Amerikan şampiyonları olacağına şüphe yoktu.