English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Hac

Hac traduction Turc

3,932 traduction parallèle
Hemos recuperado la cruz de oro que se perdió hace años.
Geçmiş yıllarda kaybolan altın haçımızı bulduk.
¿ Qué tal, pana?
N'aber hacı?
Gastamos todo el dinero tomando Además, tu no nos dijiste que el dinero era para el adelanto...
Hac yolculuğuna çıkmıyoruz ki avans vermem gerektiğini, kimse bana söylemedi ki.
Un fiscal entusiasta, podría venderlo como que conspiró para reunirse con él para entregarle el crucifijo sabiendo lo que iba a hacer.
Gayretli bir savcı, Tara'nın Otto'yla buluşmayı planladığını ve haçı da onun ne için kullanılacağını bilerek içeriye soktuğunu savunabilir.
Hice el único rodamiento El bamboleo del weeble alguna vez.
Tekerlekli tek hacı yatmazı ben imal ettim.
¿ Es esa la luna llena hablando, compañero?
Dolunay olduğu için mi böylesin, hacı?
Y, chico, cualquiera que haya bebido esa porquería, estará volviéndose loco. ¡ Sí!
Ve, hacı, herkes hayvan gibi içiyor, çıldırmış gibiler. Onu görebiliyorum.
Amigo, ¿ hablas ruso?
Hacı, Rusça mı biliyorsun?
Es sobre Beckett, hermano.
Beckett hakkında hacı.
¡ Fuera de aquí con tu brujería!
Şu hacı hoca numaralarını al ve yok ol.
No es guay, tío.
Hiç hoş değil, be hacı.
Yo no quiero perder a levantar la cruz de 1.000 libras.
1000 kiloluk hacı kaldırmalarını kaçırmak istemiyorum.
Quiero ver dos tipos culona liftin'un gran ol'cross sobre sus cabezas grandes ol'!
İki kocaman adamın büyük kafalarının üstünde büyük bir hacı kaldırmalarını görmek istiyorum. Mm-hmm.
- Ahora, vamos a ver estos dos guerreros levantar esta Cruz de 1.000 libras por encima de la cabeza para la gloria de Dios.
Şimdi, bu iki savaşçının Tanrı'nın şanıyla kafalarının üstünde 453 kiloluk hacı kaldırmalarını izleyelim.
¡ Los peregrinos me condujeron a esto!
Beni bunu yapmaya hacılar zorladı!
Amigo, te perdiste la más enfermiza fiesta de lanzamiento de Dead Rising.
Dead Risen için yapılan süper partiyi kaçırdın, hacı.
Más tarde, cuando el Imperio Romano se convirtió en cristiano, Jerusalén se transformó en el centro mundial de peregrinación cristiana.
Sonra, Roma İmparatorluğu Hristiyan olunca Kudüs, Hristiyanların hac ibadetinin dünya merkezi haline geldi.
Dame la cruz.
Haçı bana ver.
¿ Para qué quiere la iglesia una cruz de oro?
Kilise altın haçı ne yapacak?
Si yo traía una cruz de oro tú permitirías que tu hija se casara conmigo.
Eğer altın haç alırsam beni kızınla evlendirecektin.
Pero pregunta a los lugareños quien de ellos dejaría a su hija que se casara con un hombre que ha robado la cruz de la iglesia.
Ama köylülere sormak lazım onlar benim kızımı, kilisenin haçını çalan birine vermeme razı gelirler mi?
¿ Quién dice que yo he robado la cruz?
Haçı benim çaldığımı kim söyledi?
El ladrón que la robó también quemó nuestra casa.
Haçı çalan hırsız bizim evimizi yaktı.
Él había escondido la cruz debajo de nuestra casa.
Çünkü evimizin altında bu haçı saklıyordu.
¿ Tú robaste la cruz?
Haçı sen mi çaldın?
Tú ya has expiado por el robo de la cruz santa, hermano Sam.
Kutsal haçı çalma konusunda ödeştiğini farz et, Sam abi.
Soy una buena mujer, detective, pero, pero me llevaron a San Pedro en Barclay e hice un juramento sobra la santa cruz de permanecer en silencio.
Ben ahlaklı bir kadınım dedektif. Beni Aziz Peter Kilisesi'ne götürüp konuşmamam için haç üstüne yemin ettirdiler.
Antes de entrar, yo le di a Luann un crucifijo que me dio mi madre.
Hapse girmeden önce Luann'e annemin bana bıraktığı İsa'lı haçı bırakmıştım.
Ayer le di un crucifijo.
Dün benden bir haç getirmemi istedi.
De Luann.
Luann'in haçını.
Él estaba inmovilizado cuando ella puso el crucifijo alrededor de su cuello.
Haçı onun boynuna taktığında mahkum bağlı haldeydi.
Dijeron que fue atacada por un recluso que tenía una cruz.
Kardeşimin, elinde bir çeşit haç olan bir mahkum tarafından saldırıya uğradığını söylediler.
Tal vez les diga que asesinó a mi hermana para proteger a su club de una investigación RICO pendiente, y quizá les diga que la esposa del presidente del club fue quien le dio el arma asesina.
Belki kardeşimi MC'yi bekleyen RICO davasından kurtarmak için öldürdüğünü ve haçı da kulüp başkanının karısından aldığını söyler.
Decirles que tú me pediste que te llevara esa cruz.
Benden o haçı getirmemi istediğini söylerim.
Las máscaras, la cruz hijos de puta enfermos están modelándose tras el Klan.
Maskeler, haç falan... Bu hasta ruhlu orospu çocukları kendilerine Klan'ı mı örnek alıyormuş...
La gran cruz en llamas, esa gente odiosa y sus ridículas ropas, con grandes cigarros,
Büyük bir haç ateşi yakılmıştı. Oldukça nefret dolu olan bu insanlar saçma kıyafetlerden giyinmişlerdi büyük purolar içiyorlardı.
Se supone que era audaz porque llevaban cruces cristianas.
Ve küstahlıkla, hepsi haç takıyordu.
Cualquier candidato que pueda soportar esta cruz va a estar en el número uno de las encuestas al día siguiente.
Ve haçı eline alan adaylar sabaha kendilerini anketlerin tepesinde bulabilirler.
Si cualquiera de los alumnos quieren reclamar sus posesiones, tengo 13 crucifijos, tres solideos, y la burka de Samira Habsi.
Öğrencilerden ellerindekilerini değiştirmek isteyen olursa elimde 13 tahe haç üç kipa ve Samira Habsi'nin burkası var.
No quiero la calle bloqueada con fuego enfrente de mi casa.
Bahçemde haç yakılmasını istemiyorum.
La Arquidiócesis nos está prestando una copia - de El Signo de la Cruz.
Başpiskoposluk İdaresi, Haç İşareti filminin bir kopyasını ödünç verecek.
Todos estaremos juntos en la oscuridad, viendo El Signo de la Cruz, una cinta llena de fuego, sexo, y muerte de Cristianos.
Karanlıkta, hepimiz toplanıp Haç İşareti filmini izleyeceğiz. Bu film ; alevler, sevişmeler ve birçok Hristiyanın ölümüyle dolu.
Ahora... instálense, relájense y regresen conmigo a la antigua Roma mientras presentamos el clásico de 1932 de Cecil B. DeMille,
Şimdi yerinize oturun, rahatlayın ve 1932 yapımı bir Cecil B. DeMille klasiği olan Haç İşareti filmiyle birlikte Antik Roma'ya doğru yola çıkın.
Después de la liberación, obtuvo un pase de la Cruz Roja Internacional bajo el nombre de Arthur Arden.
Serbest bırakılmanın ardından Arthur Arden ismiyle Kızıl Haç'tan geçiş izni almış.
Tengo los documentos originales de la Cruz Roja pero necesito las huellas digitales de Grouper para ver la coincidencia.
Kızıl Haç'tan alınmış orijinal belgeler şu an elimde ama eşleştirmeyi sağlamak için Gruper'in parmak izi gerekli.
Todas esas persignaciones y balancearse arriba y abajo.
O haç işaretleri ve aşağı yukarı kafa sallamalar.
Tiene una tobillera con una cruz.
Üstünde haç olan bir ayak bileziği var.
600 libras a través de la espalda frente, 000 personas... cuando escucho las voces de 10.000 ángeles.
10.000 kişinin önünde 272 kiloluk haç arkamda... 10.000 meleğin seslerini duyuyordum.
Tu cruz.
Haçın.
Esta es la cuestión.
Olay şu ki birkaç hacı arabamı ve cep telefonumu çaldı.
Jesús fue cargado con una pesada cruz y en su frente se puso una corona... de espinas.
İsa'nın eline haç verilmiş başının üstüne de dikenli bir taç geçirilmişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]