Translate.vc / Espagnol → Turc / Halen
Halen traduction Turc
4,734 traduction parallèle
Sí, bueno, el Sr. Henry Foote ha sido relevado de su puesto.
Bay Henry Foote görevinden azledildi. Halen işitmediniz mi?
Eso parece ser, pero creemos que podemos vincularle con muchos asesinatos.
Bu konu halen belirsizliğini korusa da başka cinayetlerle de bağlantısı olduğunu düşünüyoruz.
Un mundo donde está bien que siga buscándome a mi mismo.
Halen kendi benliğimi bulma sürecinde olmamın kabul edilir olduğu bir dünya.
Técnicamente no puedo volver a ir hasta que escriba una docena de canciones de Van Halen, y Andy hizo un peloteo doble, así que ha conseguido 10 vueltas más dando saltitos.
Bir düzine Van Halen şarkısı yazmadan, atış yapamam, Andy de İki kez kaçırdı ve on tur daha atacak.
Aceptaré esa oferta, Sr. Bohannon viendo que mi esposo sigue disfrutando su brandy, ¿ no, querido?
Teklifinizi ben kabul ederim Bay Bohannon, Gördüğünüz üzere kocam halen konyağının keyfini çıkartmakta. Öyle değil mi hayatım?
Están golpeados, pero aún pueden disparar.
Canlarına okuduk ; ancak halen ateş edebilirler.
Todavía tenemos un día de trabajo por delante.
Halen yapılacak bir günlük iş var.
Estoy esperando ver sus e-mails.
Halen e-posta kayıtlarını bekliyorum.
El Arsenal sigue sufriendo por la desaparición de su compañera de trabajo, la Sra. Margaret Watkins.
Cephaneliğinizdeki çalışanlar halen kayıp iş arkadaşları Bayan Margaret Watkins'in acısını çekmekteler.
Su captor sigue en libertad.
Onu kaçıran kişi işe halen aranıyor.
No nos han visto.
Halen fark edilmedik.
Ya tenía una relación con su mejor amiga.
Yani, en iyi arkadaşıyla halen ilişkin vardı.
¿ Aún?
- Halen mi?
Bien, papá, sé que todavía estás dolido por Emily, pero ver a un grupo de canadienses perseguir una cosa extraña sobre el hielo con un montón de escobas no es la solución.
- Tamam, babacığım, Emily konusunun halen canını acıttığını biliyorum, ama buzun üzerinde ellerinde süpürgelerle... garip bir zamazingoyu kovalayan... bir grup Kanadalı doğru yanıt değil.
No, y esta chatarra son pruebas de una investigación en curso, zarrapastroso.
hayır ve bu kalıntılar halen süren bir soruşturmada delil sayılıyor, ahbap.
Pero la investigación sigue en marcha.
İyi de soruşturma halen sürüyor.
No, ella hizo un trato que vamos a mantener.
Hayır, polisle halen geçerli olan bir anlaşma yaptı.
¡ El toque de queda todavía sigue en vigor!
Halen yürürlükte olan bir sokağa çıkma yasağı var!
Sr. Reese, mi búsqueda de d3mn8 continúa.
Bay Reese, D3MN8'i halen arıyorum.
Voy a llamarle para saber lo que tarda en llegar.
O'nu arayıp tahmini varış zamanını öğreneceğim. - Yuuhh! - Noel Baba halen kayıp.
A, este lugar aún huele,
A, burası halen kokuyor...
Los técnicos todavía están analizando las últimas llamadas y los mensajes de texto.
Teknisyenlerimiz halen son aramalarını ve mesajlarını tarıyorlar.
¡ Todavía puedo luchar!
Halen dövüşebilirim!
No solo me gusta Van Halen, sino que creo que cada vez son mejores.
Van Halen'dan hoşlansam bile bence özelliklerim iyiye gidiyor.
Es una banda de tributo "Van Halen".
Van Halen'a saygı bağlamında grup çıkacakmış.
Es solo un tipo llamado Dan Halen.
Dan Halen isminde adamın teki.
Lo sabía no debí haber comprado esta camiseta de Dan Halen
O Dan Halen tişörtünü hiç almayacaktım.
Mmm. Es como lo que dice Dan Halen ´
Aynı Dan Halen'ın söylediği gibi, "Zıpla bari."
Hisoka todavía no ha descubierto la habilidad de Kastro.
Üstelik Hisoka, halen Kastro'nun yeteneğinin ne olduğunu keşfedemedi.
Pues porque seguía sintiendo tu presencia a tu lado. sentí una nueva presencia.
Çünkü halen bitişiğimde olduğun hissine kapılmıştım. Aslında kaybolmandan hemen önce yeni birisinin varlığını hissettim.
Todavía no sabemos sus habilidades.
Kabiliyetlerinden halen bihaberiz.
Todavía te necesitamos.
Sana halen muhtacız.
debo capturarlos. puedo conseguirlo.
Gel gör ki halen onları yakalamak zorundayım. Lider... Bunu başarabilirim.
Pero sigue habiendo un misterio sin resolver. eran peticiones de Alluka.
Fakat halen yanıtlanmamış sorular kalıyor. Ölü rolü yaptırmakla başını okşatmak Şey'in isteklerinden değilse bu durumda Alluka'nın istekleri oluyorlar.
El bulldog sigue ahí fuera.
Çirkin surat halen dışarıda.
Muy bien, Ralphie, reconocer tu problema ya es curativo.
Senin için iyi, Ralphie, Hatırla bardağın dolu tarafına bak. Bir tarafın halen yaş.
Enhorabuena, aún está en remisión.
Tebrik ederim, halen hayattasın.
Es como si todavía pudiera oírles reír y nadar y jugar al tenis.
Çocukların gülüşmeleri halen kulaklarımda sanki ve yüzme ve tenis.
S铆, sigo esperando.
Evet, halen bekliyorum.
Aún en el volcán, señor.
Halen yanardağın içinde kaptan.
El calor está friendo las comunicaciones pero todavía tenemos contacto.
Sıcaklık yüzünden iletişim aksıyor ama halen temas halindeyiz.
Y la única razón por la que aún está vivo es porque yo lo permito.
Ve halen hayatta olmanın tek sebebi benim buna izin veriyor olmamdır.
Sus sistemas todavía están sin conexión, estoy alineando nuestra nave ahora.
Sistemleri halen çevrim dışı. Şimdi bizim gemiyi düzene sokuyorum.
Mi pantalla aún funciona, lo veo, Kirk.
Görselim halen çalışıyor. Seni görüyorum Kirk.
Veo que todos los 72 torpedos siguen en sus tubos.
72 torpidonun halen tüplerinde olduğunu görüyorum.
El tablero aún se está iniciando.
Yapamam, pano halen başlatma işlemini yapıyor.
Babaojie, cosas de Chaotiangung todavía pueden usarse en Hong Kong.
Babaojie, Chaotiangung'un teknikleri halen Hong Kong'da kullanılabilir.
Pero si todavía tienes a ese mono haciendo trucos.
Ama halen burada oyun yapan bir maymun var.
Te digo, un día, cuando no exista más la Tierra porque la hemos usado toda, Quedarán 10 millones de millas cuadradas del condado de Lancaster donde Dios todavía existe.
Bak söylüyorum, bir gün toprağın tamamını kullanıp bitirdiğimizde Tanrı'nın halen var olduğu Lancaster eyaletinde 25 kilometrekare var olmaya devam edecek.
Sigo estando realmente sediento y mi boca está llena de arena.
Halen susamış haldeyim ve ağzım kumla dolu.
El Presidente de Pakistán, de hecho, puede estar muerto, pero Pakistán sigue siendo un aliado.
Pakistan Başkanı ölmüş olabilir. Ama Pakistan halen müttefiğimizdir.