Translate.vc / Espagnol → Turc / Haste
Haste traduction Turc
45 traduction parallèle
El apuro no ayuda.
Haste, benim yoldaşım... hiç uyanık bir öğütçü değil.
Al menos, haste llevar por una mujer.
Neyse, çekeceksen bari bir kadına çek.
- Haste una sopa y duerme.
- Biraz çorba iç ve sonrada uyu.
Por eso se dice "Haste muy fuerte antes de que escriba..."
Şu nedenle söylüyorum.Kendini güçlü yap ki o yazmadan önce...
Haste tu propia ensalada.
Lanet kerevizini kendin kes.
Despues quizas, haste una cita para ti mismo
Kendin için kendinden bir randevu al.
Haste cargo de la función. He traído todos los artículos para la decoración.
Görevini yap bakalım en, sahne dekorasyonu için bütün makaleleri getirdim.
Como sabes, haste el más pequeño "estallido" invalida todos los puntos anteriores de navegación
Bildiğin gibi, en küçük yıldız patlaması bile tüm geçmiş seyrüsefer noktalarını geçersiz kılıyor.
Haste el interesante.
Havalı yürü. Başaracağımızı sanmıyorum.
Toma esto y haste un par de fotos de pasaporte.
Karşıda iki vesikalık çektirmeni istiyorum.
Esta tienda tenía muy pocas deudas hasta que empezaste a gastar todo el dinero en esos sistemas de haste-rico-rápido.
Bu dükkanın, sen bütün paranı bu kısa yoldan zengin olma... projelerine harcamadan önca çok az borcu vardı.
No Volverán haste dentro de unos meses.
- Birkaç ay daha gelmezler.
Haste a un lado Sí señor
- Kenara çekil! - Emredersiniz lordum.
abre la puerta vamos, amigo, haste a un lado
- Tamam çıkmalıyız, kapıyı aç adamım.
Haste a un lado, asi no tendrás que sentir la asombrosa furia de nuestros bigotes.
Kenara çekil, böylece bıyıklarımızın gazabını hissetmek zorunda kamazsın.
Haste te dejo decirme cuando me daras mi dinero.
Paramı ne zaman vereceğini söylemene de izin vereceğim.
desde el 52 haste los 70 teniamos 60 niños y niñas de distintas edades usted conoce mucho a esos muchachos, cierto.
52'den 70'e kadar. Aynı zamanda 60 kız ve erkeğe bakıyorduk. Bu çocukları tanıyor olmalısınız o zaman.
, Pon un poco de Donny Osmond, cierra tus ojos y haste una pregunta...
Donny Osmond *'luğa bürün, gözlerine yaklaş ve kendine birtek soruyu sor..
En verdad les digo que no volveré a probar el jugo de la vid haste el dia en que beberé de nuevo con ustedes en el reino de mi Padre.
Size bu şarap meyvesini içmemenizi söylüyorum. Taa ki onu benimle beraber babamın Krallığında yudumlayana dek.
No haste que disparaste a Fisher.
Ta ki sen Fisher'ı vurana kadar.
Haste el duro allí.
"kaba nefret" Ağzı pis holiganları değiştirmek için.
Chicos, quiero que vayaís con cuidado haste que esté todo bajo control...
Daha önce de bir kızı öldürdü. Durumu kontrol altına alana kadar adamlarınla birlikte hazır beklemeni istiyorum.
- Haste que muera.
- Ölene kadar
No te diré lo que deseas saber, haste tener a mi hijo.
Oğlumu almadan istediğin şeyi sana söylemeyeceğim.
Haste el muerto.
- Yat ve kal.
Haste presente.
Kendini huzura getir.
Haste presente ahora.
Varlığını belli et.
Deshaste de ellos Y haste cargo de Molly en otro lugar. Ella no puede ser encontrada con ellos.
Kurtul onlardan ve Molly'yle başka bir yerde ilgilen.
No te muevas haste que te memorice.
Seni ezberleyene kadar kıpırdama.
Yo y mi prisa, prisa del mundo
Me and my haste, haste of the world
he planeado trabajar haste que me retire.. para ahorrar suficiente para mantener a Dafu.
Emekli olana kadar çalışıp Dafu için daha çok parayı biriktirmeyi planlamıştım.
Haste para atras.
Geri gel.
No tengo forma de saberlo haste que examine los huesos.
Kemiklere bakmadan bunu anlamam mümkün değil. Ne oldu biliyor musun?
Vishnu, haste cargo de los comestibles de él.
Vishnu, pirinci ondan geri al.
Bien, haste a un lado.
Hadi bakalım, kay içeri.
Haste a un lado.
Kenara çekil.
Haste te ayudaré a desmantelarla yo mismo.
Bana adam yardim edin.
En caso de emergencia, el alcalde y el director de la junta de Sanidad... Esa eres tú, haste que regrese Brick... tienen el poder de invocar una cuarentena médica.
Acil durumlarda, başkan ve sağlık ekibinin müdürü bu kişi Brick gelene kadar sen oluyorsun tıbbi karantina başlatma gücüne sahiplerdir.
Coge la 6 train hasta la ultima estación coges el bus M83 haste el taxi acuatico.
- 6 trenine binip son durakta inin. - Ve M83 otobüsüyle feribota aktarma yapın.
- Me quedaré haste el domingo.
- Ben pazar gününe kadar kalıyorum.
Me importa un cuerno, Maldita sea, haste te compraré una pata de palo.
Umrumda değil. Kahrolsun, Sana bir tahta bacak bile alırım.
Deja todo achicharrado haste crujir.
Hepsi yandı.
esto es para tu beneficio asi que solo haste el cojudo y tomalo!
Çekil üstümden! - Bu senin iyiliğin için direnmeyi kesip al!
Haste se parece a Norm.
Hatta Norm'a benziyor.
Háste a un lado idiota
Kenara çekilin aptallar.