English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Hazel

Hazel traduction Turc

726 traduction parallèle
Hazel es comprensiva.
Hazel genis görüslü.
He escrito a Hazel.
Hazel'a telgraf ve mektup yolladïm.
Sangre joven. Con cuidado, Hazel.
Dikkatli ol Hazel.
- Hazel sigue allí...
- Oğlum şu içerdeki Hazel de tam -
Madeleine, ¿ tú saliste con el señor Prebble?
Hazel, Bay Prebble için sen mi poz verdin?
¿ Alicia?
Hazel?
¿ Qué harías con todo ese botín, Hazel?
- Onca vurgunla ya sen ne yapardın Hazel?
Vámonos, Hazel.
Hadi Hazel.
Carolyn está en la hermandad Pi Phi. Y Hazel, en Kappa. ¿ Cuál es mejor?
Carolyn, Pi Phi'yle, Hazel da Kappa'yla nişanlandı.
Igual que Kay, June o Hazel o cualquiera de esas chicas.
Hatta Kay, June, Hazel ve diğer kızlardan daha da iyiydin.
¿ Sabes dónde está, Hazel?
Nerede olduğunu biliyor musun, Hazel?
¿ Lo harías, Hazel?
- Bunu yapar mısın, Hazel?
- Hazel.
- Hazel.
¿ Hazel, nunca pensaste en subir a un escenario?
Hazel, sahneye çıkmayı düşündün mü?
- Hazel debe saberlo.
- Hazel'in bilmesi gerekir, değil mi?
Te deseamos todos
Mutlu yıllar, sevgili Hazel
- Vamos, Hazel.
- Hadi, Hazel.
"Ya lo verás, Hazel", decía, "la desagradecida te partirá el corazón".
"Bekle ve gör, Hazel. O nankör kız senin kalbini kıracak!"
Hazel, el caballero quiere un afeitado.
Hazel, bu bey tıraş olmak istiyor.
Sra. Hazel Marshall diríjase al mostrador de información por favor.
Bayan Hazel Marshall, lütfen uçuş bilgi masasına geliniz.
- Willie Hazel.
- Willie Hazel.
Hazel.
Hazel?
Hazel, viene de aquí.
Hazel, işte buradan geliyor.
Escúchame, Hazel.
Beni dinlemek zorundasın Hazel.
Hazel.
- Hazel?
Eres Hazel, ¿ verdad?
Sen Hazel'sin değil mi?
- No, señor.
- Hayır efendim, Hazel.
Hazel, tendremos que parar aquí.
Hazel, burada durmalıyız.
- Ellos necesitan descansar.
Dinlenmeleri gerek. Haklı, Hazel.
Nunca estuve en un bosque antes, Hazel. ¡ Parece peligroso!
Daha önce hiç ormana girmemiştim Hazel. Tehlikeli görünüyor.
Sí, pero creo que no puedo nadar, Hazel.
Evet. Ama yüzebileceğimi sanmıyorum Hazel.
¡ Hazel, mira!
Hazel, bak.
- ¡ Hazel sabe, claro!
- Eminim Hazel biliyordur.
Ellos necesitan descansar, Hazel.
Dinlenmeleri gerek Hazel.
Estás pareciendo un jefe, Hazel.
Bir şef gibi konuşmaya başladın Hazel.
- Hazel Ra.
- Hazel-rah.
- ¿ Hazel Ra?
- Hazel-rah?
Tendremos que parar enseguida, Hazel.
Artık durmalıyız Hazel.
¿ Hazel?
Hazel?
Hazel contará nuestras aventuras y la suerte de juntarnos a ti.
- Hazel size maceralarımızı anlatabilir. Ne kadar şanslı olduğumuzu ve size katıldığımızı.
¿ Granja, Hazel?
Çiftlik mi Hazel?
- Están despiertos. ¿ Hazel?
Uyandılar. Hazel?
Soy Hazel.
Ben Hazel.
Hazel.
Hazel.
¡ Hazel! Hay un gato allá afuera.
Hazel, dışarıda bir kedi var.
Es aquí, Hazel.
İşte bu Hazel.
Encontré una cueva, Hazel.
Bir yuva buldum Hazel.
¿ Qué debemos hacer, Hazel?
Peki ne yapmamız lazım Hazel?
Está funcionando, Hazel.
İşe yarıyor Hazel.
Hazel fue baleado.
Hazel vuruldu.
Ahora quiero ver a Bud.
June, Hazel, Bud'ı görmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]