Translate.vc / Espagnol → Turc / Holo
Holo traduction Turc
116 traduction parallèle
Una holo-cinta de cinco millones de años de antigüedad que nos está siendo retransmitida
Beş milyon yıllık bir holo kaset izliyoruz.
Puedo prepararte un programa fantástico en una holosuite.
Sana muhteşem bir holo suit programı ayarlayabilirim.
Por el resto de su vida, a menos que los holo-pulmones puedan reemplazarse por sus órganos originales. y nunca podrá dejar el ambiente holográfico de este cuarto.
Bütün hayatı boyunca, ojinal akciğerlerini yerine takana kadar, ve elbette, asla bu odayı terk edemiyecek.
Los holo-pulmones desaparecerían al momento de cruzar la puerta.
Bu odadan çıktığı anda holografik akciğerleri yok olacak.
Usted no es el encerrado en un campo de contención con holo-pulmones.
Bu engelleyici alanda holografik akciğerlerle tuzağa düşmüş... olan sen değilsin.
La incluyo en todos mis holo-programas.
Onu bütün holografik programlarımın içine dahil ederim.
- No puedo hacer reir con estos dientes.
Efendim, holo filtreler çalışmıyor. Ne demek çalışmıyor?
Afortunadamente, eran hologramas.
Elbette bir dövüşçüden fazlası değil. Neyse ki senin için, Onlar sadece holo-savaşçıydılar.
Sin replicadores, sin holocubiertas.
Çoğaltıcılar yok, holo-güverte yok.
Si sus amigos intentan darme guerra, le convertiré en polvo holográfico.
Eğer arkadaşların sorun çıkartırsa holo-toz olursun.
He tenido un encontronazo con una loca.
Az önce holo güvertede deli bir kadınla oldukça rahatsız edici bir karşılaşma yaşadım.
Enseguida lo llevo a la holodeck.
Bir kaç dakikaya kadar seni holo güverteye göndereceğim.
Computadora, transfiera el programa del holograma médico de emergencia a la holodeck 2.
Bilgisayar... Acil Tıbbi Hologram programını Holo güverte 2'te aktar.
Yo tengo la misma matriz, Holo-ordenación y vías neurales.
Bende de aynı matris, aynı holo-ekipman var. Onunla aynı nöral veri yolları var.
Sus holo-proyectores no funcionan.
Çünkü holo projektörlerin koridorlarda çalışmıyor.
Así que póngase a pensar : Memoria, holo-procesadores, bases de datos, matriz...
O yüzden hafıza devrelerini, holo projektörlerini, veri tabanını, matrisini düşünmeye başla.
Ojalá tuviera una holocámara para plasmar este agradable y maravilloso momento de camaraderia.
Bir holo-kameram olsaydı keşke de bu sıcak, muhteşem dostluk atmosferini kaydetseydim.
Ya sé... una hora gratis en una de nuestras mejores holosuites.
Buldum... Sanat eseri holo süitlerimizden birinde bir saatlik ücretsiz ikram.
Hay casos en los que un holodoctor es mejor que un humanoide.
Bir holo-doktorun insansı olandan daha uygun olabileceği çok sayıda durum vardır.
El holodoctor ha de relacionarse de forma natural con los pacientes.
Bu Holo-Doktor için hastalarıyla haftalarca hatta aylarca iletişimde kalırken gerekli olacaktır.
Holo... grama.
Holo... gram.
Quiero que transfiera toda esa investigación a su holomatriz
Bütün çalışmayı holo-matrisinize aktarmanızı istiyorum.
Mantenga toda la información sobre las nanosondas almacenada en su holomatriz.
Nanoprobe'lar hakkındaki tüm bilgileri Holo matriksine depola.
- Llamada holográfica de la escuela.
Houston Ortaokulu'ndan holo-arama.
Otro día, otro holo.
Başka bir gün, başka bir hologram.
Otro día, otro dólar. Otro día, otro holo.
Bilirsin, "başka bir gün, başka bir dolar" Başka bir gün, başka bir hologram
Quiero expandir los holo-proyectores hacia todas las secciones cercanas.
Sanal-yayımlayıcıları bütün güvertede istiyorum.
Los holo-emisores en este corredor están estables.
Bu koridorda ki, sanal yayımlayıcılar düzenli durumda.
Estaba en Australia, trabajando como holofotógrafa.
Avustralya'da yaşıyormuş. Bir holo-fotoğrafçı olarak çalışıyormuş.
Parece que algunos circuitos de su holo-emisor se fundieron durante el transporte.
Görünüşe göre, ışınlama esnasında yayımlayıcının çevrimlerinden, bazıları yanmış.
Son comparables a los del Voyager. Es una nave simple, capitán. Sólo hay un transportador, no hay holodeck, no hay replicadores.
Birincil sistemleri Voyager ile kıyaslanabilir ama zayıf bir gemi Kaptan- - mekik yok yalnız bir ışınlayıcı var, holo-güverte yok, sentezleyici yok...
Tenemos un juego de Velocity programado para mañana, Holodeck 1.
Yarına programlanmış bir hız oyunumuz var, Holo-Güverte 1'de
Eres un experto en holotecnología.
Holo-teknoloji konusunda uzmansın.
Creí que habías dicho que eran demasiados datos para su holomatriz.
Holo-matrisinin çok fazla veri ile başa çıkamaz dediğini düşünmüştüm.
Sin ofender Doc, pero sólo es...
Üzerinize alınmayın ama o sadece bir holo...
todos mis amigos estaban ocupados con sus holo-programas.
Arkadaşlarımın tümü sanal programlarla uğraşırlardı.
Una holo-imagen borrosa.
Solan bir sanal-imaj.
Mi programa fue compilado de las más avanzadas holomatrices de la Federación.
Programım Federeasyondaki en ileri holo matrislerinden derlendi.
He creado una reconstrucción forense de las biolecturas usando los holo transmisores.
Sanal yayımlayıcıyı kullanarak, biyo okumalardan adli bir yeniden oluşturma yarattım.
Pienso que descubriremos que todas provienen de la holo tecnología que entregamos a los Hirogen hace tres años.
Sanırım üç yıl önce Hirogen verdiğimiz sanal teknolijinin içinde tüm hepsini bulabilirler.
Este no es uno de esos tontos holo-dramas en donde las líneas de tiempo son alteradas a voluntad y a la gente nunca le pasa nada malo.
Bu, zaman çizgisinin isteğe bağlı değiştiği iyilerin başına asla kötü şeylerin gelmediği aptal dizilerden değil.
Estaba tan acostumbrado a hablar contigo en la holo-pantalla.
Seninle holografik ekrandan konuşmaya alışmıştım.
Esto contiene la holo-imagen de tu pareja, Lo'Laan.
Bu eşinin Lo'laan'in holo-resmini içeriyor
El tiene este holo-programa, "El templo de T'Panit".
"T'Panit'in Tapınağı" isimli bir sanal programı vardı.
Si vamos a intentar esto, deberá tener accesos a áreas de esta nave que no están equipadas con holoemisores.
Eğer buna teşebbüs etsek bile. ... bu geminin her yerine girip çıkman gerekecek buda holo-emitör olmadan olmaz.
La Teniente Torres me pidió... que repare un holoemisor defectuoso.
Yüzbaşı Torres arızalı holo-emitörü tamir etmemi istedi.
¿ Has estado viendo viejos holo-novelas otra vez?
Holo dramları mı izlemeye başladın yine?
Todo lo que tienes que hacer es reducir el tamaño y actualizar algunos, uh, activación por voz sensores para que puedan correlacionar con la pronunciación correcta y el vibrato y, eh, que estoy en ella, sin ánimo de ofender, pero la pixelación en su holo-imagen de la matriz podría hacer un poco de ajuste fino.
Yapmam gereken bazı ses aktivasyonları ile çalışan sensörler ile ses telaffuzu algılayan bir, uh, Onun için yaşıyorum, alınmak yok, ama senin hologram imajındaki pikseller küçük bir ayar için faydalı olur.
Un inventario de su holomatriz :
Holo matrisinin tam bir envanteri.
Además de pilotear el Flyer... estoy escribiendo un manual sobre las tensiones fisiológicas, por la larga y... tomo holo-imágenes de esa nebulosa clase Mutara.
Flyer'a pilotluk ederken, uzun mesafeli uzay yolculuklarından kaynaklanan psikolojik stres hakkında bir makale yazabilir ve... Mutara Sınıfı bir nebulanın da resimlerini çekebilirim.
Estamos reparando nuestras holosecciones.
T'Kumbra holo-güverteleri şu anda onarımda.