Translate.vc / Espagnol → Turc / Hospital
Hospital traduction Turc
37,198 traduction parallèle
Gracias a ti, nos vinculan a Amertek y la directora general está en el hospital. De hecho, le han dado el alta.
Senin yüzünden Amertek ile başımız dertte ve CEO hastanede.
Llamada de emergencia del hospital general de Starling.
Starling hastanesinden acil durum çağrısı.
Me entristece mucho tener que informarles a todos que a las 1 : 23 horas, el alcalde Oliver Queen fue declarado muerto en el hospital general de Starling.
Saat gece 1 : 23'te Starling General Hastanesi'nde Belediye Başkanı Oliver Queen'in ölümünün ilan edildiğini duyurmak benim acı görevim.
Bueno, lo han tenido trabajando en turnos triples en el hospital por estos días.
- Bu günlerde hastanede üç vardiya çalışıyor.
¿ Por qué no estás en el hospital?
Niye hala hastanede değilsin?
- en el Hospital Mount Vernon. - ¿ Cómo lo sabes?
- Bunu nereden biliyorsunuz?
Eso nunca ocurrió no más como cuando fuiste perseguido por esa puta serpiente en la autoridad portuaria, la primera vez que te internaron en el hospital.
Bu da o limandaki yılan tarafından kovalandığın kadar yaşandı. İlk hastaneye yatırıldığın zamanki. - Ne?
Ya sea que un poli me va a noquear o me van a inyectar alguna mierda en el hospital.
Ya bir polis beni bayıltacak ya da bir hastanede ilacı dayayacaklar.
Tenemos que ir al hospital, y tenemos que ir rápido. - Entonces conduzco yo.
Hastaneye gitmemiz lazım ve fişek gibi hızlı olmamız lazım.
Oh, por Dios, ¿ por qué tocas algo del hospital y luego te lo metes a la boca?
Of, niye hastanede bir şeye dokunup elini ağzına sokuyorsun be adam?
Tenemos que sacar a Bob de este hospital hasta un lugar seguro, algún sitio que la policía de Nueva York no conozca.
Pekâlâ, biz bizeyiz o zaman. Bob'u hastaneden çıkarıp güvenli bir yere götürmeliyiz NYPD'nin bilmediği bir yere.
Los hombres de Figgis están por todas partes y ahora hay seguridad del hospital en todas las salidas.
Her yerde Figgis'in adamları var ve çıkışları da hastane güvenliği tutuyor.
- Calma. Hay un millón de formas de salir de un hospital sin ser vistos.
Fark edilmeden hastaneden çıkmanın milyonlarca yolu vardır.
Me acaban de informar que Mark Collins se ha escapado del hospital de salud mental.
Az önce bana Mark Collins'in akıl hastanesinden kaçtığı bilgisi geldi. - Ne?
Recuerden, es un hospital, no una prisión.
Hatırlatırım, orası bir hastane, hapishane değil.
Paige, tú, Happy y Tim vayan al hospital de donde Collins escapó.
Paige... sen, Happy ve Tim Collins'in kaçtığı hastaneye gidin.
Somos un hospital del estado con un presupuesto.
Bütçeli bir devlet hastanesi burası.
Y los alambres que quitó a un batidor en el hospital mental.
- Bir de akıl hastanesinden çaldığı çırpıcının telleri var.
De hecho, preferiría estar trabajando con una cadena más gruesa o dos, pero sabes cuando estás robando un hospital mental, que simplemente no se puede ser tan exigente.
Gerçek şu ki, daha kalın bir tel ya da sicimle çalışmak isterdim ama bilirsin bir akıl hastanesini soyarken çok fazla seçeneğin olmuyor.
Yo estaba sujetando la mano del Dr. Daudier de camino al hospital.
Yolda hastaneye giderken Dr. Daudier'in elini tutuyordum.
Beth dijo que llevaste a tu niña al hospital.
Beth, çocuğunu hastaneye götürmen gerektiğini söyledi. Öyle mi dedi?
Bueno, pues mi hija está a punto de ingresar al hospital St. Michael para que le abran el pecho.
Biliyorsun, şey kızım St. Michael's'a yatış yapmak ve göğsünü kestirip açtırmak üzere.
Acabo de traer a mi hija al hospital.
Kızımın hastaneye yatışını yaptırdım.
Estuve en un hospital de campaña durante la guerra.
Savaş sırasında sağlıkçıydım dedim.
Montamos un hospital, sanamos a chicos a quienes no les quedaban motivos para seguir respirando.
Bir hastane kurduk neredeyse nefes alamayan insanları ayağa kaldırmaya çalışıyorduk.
¿ Te imaginas como se pondría si le dijera que quieren darle de alta a Nick del hospital?
Ona Nick'i hastaneden taburcu ettirmeye çalıştıklarını söylesem nasıl tepki vereceğini hayal edebiliyor musun?
A Nick le dieron de alta del hospital, y lo trasladaron a un hogar grupal para jóvenes.
Şey Nick hastaneden taburcu edildi ve erkekler için olan bir rehabilitasyon merkezine gidecek.
Cuando fui a ver a Nick al hospital, me dijo que yo era la única razón por la que no se suicidaba, que era su única razón para vivir.
Nick'i hastanede görmeye gittiğimde bana, kendini öldürmemesinin tek sebebinin ben olduğumu, yaşaması için tek sebebi olduğumu söyledi.
Soy capellana voluntaria en este hospital, así que solo queríamos pasar y ver si había algo que pudiéramos hacer por ti y por tu familia.
Hastenedeki gönüllü vaizlerden biriyim, o yüzden gelip sizi görmek ve senin ve ailen için yapabileceğimiz birşey var mı diye bakmaya geldik.
Todavía pienso que deberíamos llevarlos a todos al hospital, para estar seguros.
Hâlâ herkesi hastaneye götürmemiz gerektiğini düşünüyorum. Emin olmak için. Bu akşam tek bir lokma yemedim.
Está aquí en el hospital y ha traído lirios.
Mesaj attı. Hastanedeymiş ve zambak getirmiş.
Entonces, me vas a sabotear, poner a todo el hospital en mi contra.
Beni sabotaj edip, bütün hastaneyi bana karşı dolduracaksın demek.
Bueno, es... era la pared de un hospital, pero no lo digo?
Hastanenin duvarı olduğunu söylemedim mi?
Bueno, tal vez debería pensar en que la próxima vez estás en el hospital durante tres días sin llamando.
Bundan sonra hastaneye yattığında bizi aramadan önce üç gün beklemezsin belki.
Eso está muy bien, porque miro manera más caliente cuando no estoy en una bata de hospital.
Buna sevindim çünkü hastane önlüğü giymediğim zaman çok daha seksi görünüyorum.
Quizá deberíamos trasladar esta fiesta al hospital.
Bu partiye hastanede devam etsek daha iyi olacak.
- Vamos al hospital.
Hastaneye gideceğiz.
Te llevaremos al hospital.
Seni hastaneye götüreceğiz.
El hospital apenas pudo revivir su corazón. Bueno, espere.
- Hastanede kalbinin zar zor yeniden atmasını sağladılar.
Es muy simple. Robabas drogas del hospital y se las vendías a Amy Dodd, tu mayor clienta, a quién encontrabas en el estudio.
Hastaneden ilaçları çalıp sette tanıştığın ve en büyük müşterin olan Amy Dodd'a sattın.
Cariño, estás en el hospital.
Tatlım, hastanedesin.
Reglas del Hospital.
Hastane kuralları.
No, se ve demasiado bien para estar en un hospital.
Hastanede kalmak için fazla sağlam görünüyorsun.
- Tenemos que ir al hospital. - Sí, señora.
Hastahaneye gitmek zorundayız.
Le hicieron pruebas médicas. Enviaron muestras de sangre a un hospital más grande.
Tıbbi testler yapıldı..... ve alınan kan örnekleri daha büyük bir hastahaneye yollandı..
Pero el doctor dijo que está listo para darle de alta del hospital, pero que si algo le pasa después de eso, entonces yo seré la responsable.
Söyledim fakat doktor dedi ki Eğer ona bundan sonra bir şey olusa olacaklardan tamamen ben, sorumlu olacağım.
La niña fue dada de alta del Hospital General de Washington ayer.
Dün Başkent Hastanesi'nden taburcu oldu.
Hola. Una visita en el hospital.
Hastane ziyareti.
Está en el hospital.
Hastanede.
Todavía está en el hospital. ¡ Eres un genio!
Hâlâ hastanedeymiş.
HOSPITAL MEMORIAL REINA VICTORIA
- Evet.