English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Huevo

Huevo traduction Turc

5,238 traduction parallèle
- Encontré el huevo hace algunas semanas.
- Bir kaç hafta önce yumurtasını bulmuştum.
- Se lo ha puesto a huevo.
Kimliği ortaya çıkıyordu.
¿ Todas tenemos que querer trabajar en un despacho en una esquina y ganar un huevo de pasta?
Hepimizin bir ofis köşesinde çalışıp, paraları mı yüklemesi gerekiyor?
Tía, estas trenzas pican un huevo.
Adamım bu örgüler feci şekilde kaşınıyor.
Durante cinco años... Personas... He visto caminar en sus cáscaras de huevo.
5 yıl boyunca insanların senin nasıl üstüne titrediğini gördüm.
FASES DE LA LUNA Un huevo es una célula.
Yumurta bir oda gibidir.
¿ Qué fue primero el huevo o la gallina, Sr. Hopkins?
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar, Bay Hopkins?
El huevo sigue siendo un misterio para los científicos.
Bilim adamları için yumurta, hâlâ sırrı çözülememiş bir şey.
Era un huevo.
Bir zamanlar ben yumurtaydım.
Ahora he hecho un huevo.
Şimdi yumurta yapan benim.
Apuesto a que esos niños son quienes lanzaron huevo al auto del Sr. Kaplan.
İddiaya girerim ki şu çocuklar Mr. Kaplan'ın arabasına yumurta atacaklar.
Oh, si, y ese estúpido huevo.
Oh, evet, ve birde o aptal yumurta.
Si está sosteniendo un huevo, no dispares.
Eğer yumurtayı tutuyorsa, ateş etme.
- Tamina, ¿ donde está el huevo?
- Tamina, yumurta nerede?
- ¿ Donde está el huevo?
- Yumurta nerede?
Policia de NY. No sueltes el huevo.
N.Y.P.D. Yumurtayı bırakma.
Entonces, ¿ que sabes del huevo'
Peki yumurtalar hakkında ne biliyorsun?
- Nada - ¿ Huevo?
- Hiçbirşey. - Yumurtalar?
¿ Qué clase de huevo?
Hangi çeşit yumurta?
Al final de una ceremonia de boda zoroástrica, la novia coge el huevo ceremonial... y lo rompe contra el suelo.
Zerdüş düğün seremonisi sonunda, gelin yumurtaları alır... ve yerde ezer.
El florista trae el huevo decorativo a la azotea a las 6 : 45.
Çiçekçi dekoratif yumurtayı 6 : 45 gibi çatıya getirecek.
- El huevo es la bomba.
- Bomba yumurta.
Si sostiene un huevo, no disparen.
Eğer yumurtayı tutuyorsa, ateş etme.
Por eso nuestro objetivo explícito es tener la mayor cantidad de impacto mediante la creación de este nuevo modelo que hace la industria del huevo mundial totalmente obsoleto.
Yani bizim açık hedef olmasıdır etkisi maksimum miktarı Kılan bu yeni model oluşturarak Küresel yumurta sektörü tamamen eskimiş.
Creo que esto comienza a progresar, creo que también ayuda a las personas para hacer una pausa. Antes de que comen ese huevo, antes de comer esa carne, antes de comer esa pepita de pollo y preguntarse a sí mismos, es que realmente lo que quieren?
Ve ben bu ilerlemeye başlar düşünüyorum, Ben aynı zamanda insanların duraklatmak için yardımcı olur sanırım O yumurtayı yemeden önce, onlar biftek yemek öncesi O tavuk nugget yemeden önce Ve kendilerine sormaları, Bu ne istediklerini gerçekten?
Hablando de huevos, Elka, ya que estuviste ahí, ¿ primero fue el huevo o la gallina?
Hazır lafı geçmişken Elka : Sen bilirsin, tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar?
Un huevo de muertos vivientes.
Bir sürü diriltilmiş ölü.
Siempre tomo un huevo crudo, después de reventarme una noche, y ahora mismo necesito tres.
Yorucu bir geceden sonra mutlaka bir çiğ yumurta mideye indiririm. Ve şu anda üç tanesine ihtiyacım var.
Su águila calva de confianza, que le prepara un desayuno de huevo fresco cada mañana.
- Ona her sabah taze yumurta hazırlayan sadık, kel kartalı.
Rompe el huevo y lo bates.
- Yumurtaya sok ve una bula.
Batiste mal el huevo.
Yumurtanı karıştıramıyorsun.
Huevo en el agujero
Yumurtalı ekmek.
- Lo siento. ¿ Puedes comer algo de camino a la escuela, como una hamburguesa con huevo o algo?
Okula giderken Yumurtalı McMuffin gibi bir şey alsan?
Está sentado en el trono, cuando debería estar paseándose hasta la siguiente gasolinera, donde el retrasado del dependiente no tiene una pistola apuntándole al huevo izquierdo.
Bir sonraki benzin istasyonunda durup, sol taşağına silah doğrultulmamış olan biriyle konuşması gereken adam, şu anda senin tuvaletine sıçıyor.
Pero lo que sí he encontrado son... Trazas de huevo, roedores, ardillas, zumo de limón y azúcares, éster y cetona consistentes con licor. Zumo de limón, licor y huevos.
Ama bulduğum şeyler yumurta kemirgen, sincap, limon suyu ve şekerler ; esterler ve likör ile tutarlı ketonlar.
E incluso si no sucede, hoy, cuando mi jefe lanzó su sándwich de huevo a mi rostro, algo cayó en mi boca.
Çalmasa bile bugün patronum yumurta salatalı sandviçini yüzüme fırlattığında birazı ağzıma kaçtı.
Veo que su majestad tiene un huevo de Fabergé. Es muy hermoso.
Görüyorum ki Majesteleri, yumurta şeklinde bir eşyanız var.
Estoy poniendo un huevo.
Bir yumurta yapıyorum.
¿ Encontraste el huevo de Pascuas ahí?
Paskalya Yumurtası'nı bulabildiniz mi orada?
Carreras del huevo y la cuchara con huevos de avestruz. Muy bien.
Devekuşu yumurtasıyla yumurta ve kaşık yarışı.
Los pintores quieren saber si prefieres cáscara de huevo o marfil en el revestimiento de la oficina exterior.
Badanacılar, ofisin dışındaki lambri kaplamaları fildişi mi yoksa bej mi boyamalarını istediğini soruyorlar.
El huevo o la gallina, ¿ eh?
Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıktı muhabbeti.
Vaya, acaba de poner un huevo.
- Şimdi de yumurtladı.
¿ Duele? - Sí, un huevo...
- Böyle yapınca acıyor mu?
Vale, entonces son dos con una base de quinoa, albahaca, cheddar, culminado con huevo escalfado y untada con una salsa secreta, ¿ verdad?
Tamam, iki tane kino tabanlı, fesleğen, çedar, üstüne çılbır ve bolca gizli sos, değil mi?
Le pregunté al contratista por el color azul del huevo del petirrojo, y me trajo aciano y bígaro.
Müteahhitten Robin yumurta mavisini istedim oysa bana peygamberçiçeği ve cezayirmenekşesi getirdi.
Algunos dicen que la yema de un huevo para mezclarlo.
- Bazıları yumurta sarısıyla karıştırın der.
Creo que el comodoro ya ha pasado de la eficacia del anís y la yema de huevo.
Amiralin geçmişinin anason ve yumurta sarısı ile geçtiğine inanıyorum.
Es un mísero huevo.
Yalnızca değersiz bir yumurta.
La cabeza de huevo que descubrió la penicilina... sólo se la tropezó también. Una victoria es una victoria.
O inekte penisilini yanlışlıkla buldu.
Azul huevo de Robin.
Pekala, küçük bir öneride bulunabilir miyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]