Translate.vc / Espagnol → Turc / Importe
Importe traduction Turc
3,874 traduction parallèle
Nada que importe.
Önemli bir şey yok.
Espero que no te importe que me haya tomado la libertad de pedir otra botella de vino.
Umarım sorun olmaz çünkü bir şişe daha açtırdım.
Y no es que me importe, pero ¿ habéis probado a llamarle?
Hiç umurumda değil ama onu aramayı denedin mi?
Igual que yo, aunque no te importe una mierda.
- Benim gibi. Gerçi umurunda...
- Y no digo que me importe.
Benim için önemli olduğundan değil ama.
Te aseguro, cariño, no hay ninguna cosa en esta tierra que importe suficiente como para hacerme desperdiciar treinta segundos más de mi tiempo.
Seni temin ederim ki canım, bu dünyada uğruna 30 saniyemi bile daha harcamama değecek hiçbir şey yok.
No es algo que te importe.
Umurunda değil ama.
¿ O... Goldie, o Shania, o cualquier otro que me importe?
Ya da Goldie'yi veya Shania'yı belki de sevdiğim başka birini?
Espero que no te importe.
Bazı dostlarımı getirdim.
Tengo que tomar nota de su reticencia a colaborar en la investigación... y eso en la junta de TESHA podría verse... como que está intentando ocultar algo... lo que aumentaría el importe de cualquier multa.
Araştırmadaki bu gönülsüzlüğünüzü not etmek zorunda kalacağım, Ve bu TESHA kuruluna sanki olası cezadan kurtulmak için bir şey saklamaya çalışıyormuş gibi görünebilir.
Tienes que ser fuerte para que no importe lo que ellos piensen.
Ne düşündüklerinin fark etmemesi için sağlam durman gerekiyor.
Cuéntaselo a alguien que le importe, Kai. ¿ A ti te importa, Owen?
Umursayan birine söyle Kai. Sen umursuyor musun Owen?
¡ Mi plan es que al menos importe!
Planım umursamak!
De hecho, no creo que importe tanto.
Aslında, boyutun bu denli sorun olduğunu da sanmıyorum.
Si quieres una relación y tener relaciones íntimas no creo que eso importe.
Şey gibi- - bir ilişkin olsun istiyorsan, biriyle yakınlaşmak istiyorsan, bunların hiçbiri sorun değildir. Yani, erkekler nasıl hissediyor bilmiyorum.
No creo que le importe.
Bence sorun etmeyecektir.
O puede que no le importe.
- Belki umurunuzda bile değildir.
O quizá no importe eso.
Belki o da çok önemli değil.
Bueno, espero que no te importe que diga esto, Cliff... pero tus posibilidades con lo de tu padre podrían ser un poco idealizadas.
Umarım bunu söylememe gücenmezsin Cliff ama şu kazıcı Barnes hakkındaki 20'de 20 görüş kusurun biraz romantikleşmiş olabilir.
Bueno, ya sabes, no es que importe, pero, ¿ en qué forma exactamente?
Önemli değil ama ne açıdan acaba?
¿ Crees que eso importe?
Sence sorun olur mu?
Bueno, Fusco, no creo que le importe una mierda a nadie.
Şimdi Fusco, kimsenin seni bir tarafına taktığını düşünmüyorum.
Fallo a favor del demandante por un importe de doscientos cuarenta y tres dólares.
Davacı için $ 243'a karara bağlıyorum.
No creo que a la Central ni siquiera le importe.
Merkezin umurunda olacağını sanmam.
No creo que a la Central siquiera le importe.
Merkezin umurunda olacağını sanmam.
No creo que haga ninguna diferencia... porque he rezado por cosas que no han pasado... y no he rezado por cosas que han pasado. No creo que importe si crees en Dios o no.
Bir şey fark edeceğini de sanmıyorum gerçi çünkü dua ettiğim şeylerin olmadığı oldu dua etmediğim şeylerin olduğu da oldu o yüzden tanrıya inanıp inanmamanın bir şey fark ettirdiğini sanmıyorum.
Espero que no os importe si me siento.
Umarım oturmamın mahzuru yoktur.
Sí, vamos a hacer todo lo que podamos para asegurarnos de que esté a salvo sin que importe lo que elija.
Neyi seçerse seçsin güvenliğini sağlamak için her şeyi yapacağız.
Espero que no le importe pero ¿ puedo darle un consejo?
Kızmazsanız size bir tavsiye verebilir miyim?
Espero que no te importe.
Umarım aldırmasın.
No creo que lo del nombre importe mucho.
Affedersin. İsmin o kadar da önemli olmadığını düşünüyorum.
Envió un cheque para que pueda pagar el importe total.
Çek gönderdi ki tam miktarı ödeyerek baştan başlayayım her şeye.
Espero que no le importe.
Umarım sorun olmaz.
Espero que no le importe.
Umarım sakıncası yoktur.
Espero que no te importe.
Umarım sakıncası yoktur.
Para una transferencia de un importe tan grande necesito autorización.
Böyle yüklü bir havale için onay almam lazım.
Bueno... es encantador que no le importe eso inquietante que haces.
Şey... Onu rahatsız edecek şeyler yapmana aldırış etmemesi çok güzel.
Mira, sé... sé que quizá no te importe, y que realmente no es tu ambiente, pero mis amigos y yo hacemos una fiesta esta noche.
Muhtemelen umrunda bile olmayacak gerçekten senin olayın da değil ama ben ve arkadaşlarım bu gece bir parti veriyoruz.
Espero que no le importe si le pregunto pero, ¿ va todo bien?
Umarım sormamda sakınca yoktur ama her şey yolunda mı?
Mira, espero que no te importe Llegué a la comisaría?
Bak, umarım buraya kadar gelmeme kızmamışsındır.
Pero dudo que a alguno de nosotros nos importe.
Ama hiçbirimizin siklediğini sanmam.
Que no te importe su estupidez.
Aptallıklarını mazur gör.
Espero no te importe que escriba cada día... pero para mi es la única forma de enfrentar con la soledad que tu encarcelación ha dejado sobre mi
Umarım her gün yazmamın senin için sakıncası yoktur ama hapsedilmenin bana getirdiği yalnızlıkla başa çıkabilmenin tek yolu bu.
Espero no te importe...
Umarım sakıncası yoktur.
No dijo eso sobre Elvis. - Yo solo sugería que quizás la temática de Elvis no importe tanto como...
Elvis teması, aslında o kadar önemli değil demek...
- Puede que no le importe.
- Belki de bunu umursamayacaktır.
Como tu familia, tu último hermano vivo, quisiera saber si me darías esta oportunidad de sentir, de que me importe amar.
Ailen, hayattaki tek erkek kardeşin olarak bana bir şeyler hissetmek, bir şeylere değer verme, âşık olma fırsatını sunmanı isterim.
Nunca te importe.
Boş ver.
¿ Alguna vez te importé?
Sence bu benim gerçekten umrumda mı?
Espero no te importe mi pronunciación.
Telaffuzuma takılmazsın umarım.
- Dudo que me importe.
- Çok da umurumda.