English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Isobel

Isobel traduction Turc

422 traduction parallèle
Hola, Isobel, buenas tardes.
Selam, Isobel. İyi günler.
Isobel, ¿ puedo pasar?
Isobel, içeri gelebilir miyim?
No Io busques más.
Gerçekten önemli değil, Isobel.
- Adiós, Isobel.
- Hoşçakal, Isobel.
- Ir a casa de Isobel a cenar.
- Isobel'lere akşam yemeğine gidiyoruz.
- Sí, Isobel.
- Evet, Issie.
¿ Qué crees, Isobel?
Ne düşünüyorsun, Issie?
Isobel sabe, cuando ve a una persona, si ésa sería capaz de matar.
Issie bir insanın yüzüne bakıp, onun katil olup olamayacağını söyleyebilir.
- Hola, Isobel.
- Merhaba, Isobel.
El hermano de Isobel te dio un calmante.
Isobel'in kardeşi bu sabah sana bir uyku ilacı verdi.
¿ Por qué le preguntaste a Isobel Io del veneno?
Neden Isobel'e şu zehirle ilgili soruları soruyordun?
Isobel se pone nerviosa.
İsobel tasalanıyor.
- Isobel, mi esposa.
- Karım, Isobel.
Cuando veo lo que Isobel le hace a Jerry, me hierve la sangre.
İsobel'in ona neler yaptığını gördükçe, asabım bozuluyor.
Isobel era una chica con ideales que creía que un beso requería una declaración.
Isobel bir kez öpüşmenin bile evlenme gerektirdiğini düşünürdü.
Isobel depende de mí cada vez más.
Isobel giderek bana bağımlı oldu.
Soy más amable con Isobel.
İsobel'e daha şefkatli davranıyorum.
Ya ves, mi querida Isobel, cómo estas viejas supersticiones se resisten a morir.
Gördüğün üzere sevgili Isobel, batıl inançları kolayca yok edemiyorsun.
- ¿ Ha llamado Isobel?
- Sığırlar öldü.
Isobel, estoy en el hotel. Voy a volverme loco.
Isobel yeni geldim şehre.
Isobel. Gracias a Dios, ¿ qué haces aquí?
- Isobel, burada ne işin var?
Isobel. Vaya, me siento estúpido.
Isobel, kendimi aptal gibi hissediyorum.
- Isobel, mi hermana. - Hola, Isobel.
- Bu Isobel, Isobel bu kardeşim.
La violaron varias veces.
Isobel, defalarca tecavüz etmişler.
Pasad. ¿ Os apetece algo de beber? ¿ Isobel? ¿ Café?
- Kahve, çay filan içer misin Isobel?
Isobel, quiero que te vengas a vivir conmigo.
Isobel, gelip benimle yaşamanı istiyorum.
¿ Qué estás haciendo?
Isobel, ne yapıyorsun?
Isobel, ¿ puedes parar un momento?
- Isobel şunu bir dakika keser misin?
- ¡ Qué niños más monos!
Isobel bunlar Daisy ve Jack.
- Es cierto.
Isobel'le de.
Y con Isobel.
Dürüst ol.
Sé sincero. - ¿ Preferís a Isobel?
- Isobeli'i mi tercih edersiniz?
Isobel es alguien en quien puedes confiar.
Diğer yandan, Isobel güvenebileceğin birisi.
Ni a mi hermana ni tampoco me quiero casar contigo.
Isobel, evlenmek de istemiyorum.
- Isobel. - Sabes que eres mi héroe.
Sen benim kahramanımsın.
Isobel. ¡ Isobel!
Isobel. Isobel! Buraya gel.
Isobel, no seas tonta.
Seninle ilgim olmasını istemiyorum.
¿ Isobel?
İsobel?
Lo siento, Srta. Isobel.
Üzgünüm, bayan İsobel.
Isobel le invitó para reemplazar a un cazador.
Bir kişi eksildiği için İsobel onu çağırdı.
No hay nada entre Isobel y yo.
İsobel ile aramızda hiçbir şey yok.
Isobel... William y yo vamos a hacer negocios juntos en Sudán.
İsobel, William'la beraber Sudan'a iş yapmaya gittiğimizi biliyor muydun?
Quiere que Isobel le recomiende a Sir William.
Bayan İsobel, bay William ile bir şeyler konuşmak istiyor.
¡ Isobel!
İsobel?
- Isobel McCordle, mi hija.
- Kızım, İsobel McCordle.
¿ Isobel?
Isobel?
Isobel, hablo en serio.
Isobel ben ciddiyim.
Hablo en serio.
Isobel ben ciddiyim.
- Hola Sandy.
Bu Isobel.
- Son Isobel, Daisy y Jack.
Tren istasyonundan geliyoruz.
- Hola.
- Merhaba, İsobel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]