Translate.vc / Espagnol → Turc / Jen
Jen traduction Turc
3,934 traduction parallèle
Y finalmente el momento que todos estábamos esperando, en primer lugar, con un tiempo de cinco horas, 52 minutos y 47 segundos... ¡ Jen Hassley!
Sonunda, uzun zamandır beklediğimiz an geldi de çattı ilk defa, beş saat elli iki dakika ve kırk yedi saniyelik rekorla Jen Hassley!
Jen Hassley.
Jen Hassley.
Jen Hassley al podio, por favor.
Jen Hassley'i kürsüye alalım lütfen.
¡ Jen!
Jen?
- ¿ Jen?
- Jen?
El nombre de la víctima es Jen Hassley, 15 años de edad.
Dük şu tarafta. Kurbanın adı, Jen Hessley sadece on beş yaşında.
¿ Hay alguien que crean que tenga razones para querer secuestrar a Jane? - No.
- Jen'i kaçırabilecek herhangi birisi aklınıza geliyor mu hiç?
Jen nació con un problema de corazón. Tiene que tomar su medicina dos veces al día.
Jen bir kâlp hastalığıyla dünyaya gelmişti.
¿ Qué hay de la vida personal de Jane?
Peki ya Jen'in özel hayatı? Var mı bir şey?
Busqué en sus registros telefónicos y en sus perfiles de redes sociales.
Jen'in telefon kayıtlarıyla, internet profilini iyice taradım.
Es como si Jane no quisiera que nadie supiera quién es en realidad.
Sanki Jen, diğer insanların onun nasıl biri olduğunu bilmesini istemiyor gibi.
- Sigue buscando. - Traigan la portátil de Jane, ¿ sí?
- Jen'in dizüstü bilgisayarını getir, tamam mı?
La cuenta es nueva, los únicos correos fueron enviados a Jen y esa foto de perfil es de un modelo que identifiqué por el reconocimiento facial.
Hesabı yepyeni bir tek Jen'e mesaj yollamış, profili fotoğrafı da yüz tanıma sisteminden elde ettiğim kadarıyla erkek bir mankenin arşiv fotoğrafı.
Y sus padres no recuerdan que Jane recibiera algo de ese nombre.
Ailesi de, Jen'in Brant'tan herhangi bir mektup aldığını hatırlamıyor.
Chicos, los Hassley no son los padres de Jane.
Çocuklar, Hessley'ler Jen'in gerçek ailesi değil.
Jane siempre ha sabido que es adoptada.
Jen evlatlık olduğunu bilirdi.
La verdadera madre de Jane murió en el parto.
Jen'in gerçek annesi onu doğururken öldü.
Estaba en los registros de adopción.
Evlatlık kayıtlarında mevcut hepsi. - Jen bilir bunu.
Sí, bueno, yo creo que quien secuestró a Jen descubrió que era adoptada, juntaron información sobre su madre de nacimiento y la usaron para engañarla y conocer a su madre.
Tahminimce Jen'i kaçıran kimse, onun evlatlık olduğunu öğrenip onun gerçek annesi hakkındaki bilgileri bir şekilde uydurup bunu onunla buluşması için kullandı.
Y la chaqueta de Jen.
Bir de Jen'in ceketi.
Ni Porter ni Jen.
Ne Porter, ne de Jen var.
Nos quedamos sin tiempo para que Jen tome su medicamento. ¡ Vamos!
Jen'in ilacı konusunda zamanımız daralıyor.
- Bien, bien, bien. - Así que Jane no es su primer víctima.
Demek Jen onun ilk kurbanı değil.
No tienen dinero. Y Jane no tiene contratos de patrocinio.
Jen herhangi bir sponsorluk anlaşması da imzalamamış.
Los Hassley confían en mí por la vida de Jane y prometí que la traería a casa.
Hessley'lerde Jen'in hayat şansını bana emanet etti ben de kızlarının sağ sağlim eve getireceğine dair söz verdim.
- No es de Jen.
Kan Jen'e ait değil.
Entonces, ¿ dónde está Jen Hassley?
O zaman Jen Hessley nerede?
De acuerdo, bueno, Porter no es nuestro hombre. Jen fue secuestrada el domingo por la mañana.
Jen, pazar sabahı kaçırılmıştı.
- James Westerfield, dice aquí en los papeles de adopción de Jen que fue él quien entregó
James Westerfield, Jen'in evlatlık raporlarında yazdığına göre, on beş yıl önce Hessler'lara bırakan da oymuş.
- a Jen a los Hassley hace 15 años. - Bien, espera un minuto.
- Bekle biraz.
Si Porter era un extractor entonces, puede que los padres biológicos de Jen estuvieran realmente en una secta.
Eğer Porter o zamanlar da sökücüyse demek ki Jen'in biyolojik ailesi gerçekten de tarikattanmış.
- De acuerdo, tenemos que averiguar de qué secta la sacó Porter porque es ahí donde Jane está ahora mismo.
- Tamamdır, yapmamız gereken Porter'in onu hangi tarikattan söküp çıkardığı, çünkü Jen şu anda orada.
Creo que encontré algo que quizá nos ayude a deducir de dónde fue sacada Jen.
Jen'in nereden çıkarıldığı listeyi daralatacak bir şeyler buldum galiba. - Peki.
Entonces, si Jen nació en una secta, su única oportunidad de sobrevivir - realmente sería ser extraída.
Yani eğer Jen tarikatın içinde doğduysa kurtulmasının tek yolu oradan kurtulmaktı.
Esperaba irme tan pronto como encontremos a Jen.
Jen'i bulur bulmaz giderim diyordum.
Creo que mi padre sabe lo que pasó.
Galiba babam olanları biliyor. Jen'in hayatı tehlikede.
Jen está en peligro. Necesito que te asegures de que no se acerque a ella.
Babamın onu yakalamayacağını bilmem gerek.
Estoy comprobando el nombre y comparando con todos en la vida de Jen.
- Bu ismi Jen'in hayatındaki herkesle bir karşılaştırayım.
Son los únicos en la isla. Tiene que ser donde está Jen.
Jen orada olmalı.
Bien, entonces Carver es el que ha estado intercambiando correos con Jen.
Tamam, demek Jen'le mesajlaşan Carver'di.
esta era su madre biológica. Eso hace a Carver abuelo de Jen.
Böylece Carver, Jen'in dedesi oluyor.
Si Jen está aquí, ahí es donde deben de tenerla.
Eğer Jen oradaysa, muhtemelen onu orada tutuyordur.
Todo está bien, Jen. No te haremos daño.
Sorun yok.
Somos la policía. Somos Cinco-0.
Jen, sana zarar vermeyeceğiz.
¿ Dónde está Jane? - No lo sé.
Jen nerede?
Uno de estos hippies quizá sepa dónde está Jen, ¿ de acuerdo?
Bu hippilerden bir tanesi Jen'in yerini biliyor olabilir, tamam mı? - İyi.
¡ Jen!
Jen!
¿ Pertenece esto a Jen?
- Bunu soyunma kabininin oralarda buldum.
Jane escondía algo.
Jen cidden bir şeyler saklıyormuş.
Esa es Jane.
Şuradaki Jen.
Quiero decir, Jen no estaba en una secta.
Yani, Jen bir tarikata üye değildi.