Translate.vc / Espagnol → Turc / Jigsaw
Jigsaw traduction Turc
77 traduction parallèle
Señor Jigsaw, use sus poderes de persuasión... y vea si la Sargento York... dejó algún mensaje a nuestros amigos policías.
Bay Jigsaw, ikna kabiliyetinizi kullanın. Çavuş York'un şu bizim iki polis arkadaşımızı..... birkaç dakikalığına bırakıp bırakmadığını kontrol edin.
- Jigsaw. signo olor.
- Testere. Koku işareti.
- Jigsaw.
- Testere.
Jigsaw.
Testere.
Hey, torcida hermana, todavia tienes ese rompecabezas jigsaw?
Hey, deli abla, şu yap-boz hâlâ sende mi?
Nunca fue un rompecabezas jigsaw.
Hiçbir zaman yap-bozum yoktu.
Lo que no comprendo es... cómo pudo Jigsaw hacer todo esto.
Benim anlamadığım şey Jigsaw'ın bunların hepsini nasıl yapabildiği.
Si el objetivo del juego de Jigsaw era salir antes de la explosión ¿ por qué soldar la puerta?
Jigwaw'ın oyununun amacı bomba patlamadan dışarı çıkmaksa, o zaman kapı neden kaynakla kapatılmış?
Tú no eres Jigsaw.
Sen Jigsaw değilsin.
¡ Tú no eres Jigsaw, perra!
Jigsaw değilsin, kaltak.
No eres Jigsaw, perra.
Sen Jigsaw değilsin, kaltak.
¿ No es una trampa de Jigsaw, entonces?
Jigsaw tuzağı değil mi yani?
Vinimos a hallar a la persona que su departamento no pudo hallar, detective la que ayuda a Jigsaw y a Amanda Young.
Sizin departmanınızın bulamadığı kişiyi bulmak için buradayız, dedektif, Jigsaw ve Amanda Young'a yardım edeni.
Era la ex de Jigsaw.
Jigsaw'ın eski karısı.
Jigsaw nunca conservó a nadie tanto tiempo.
- Jigsaw hiç kimseyi bu kadar uzun tutmamıştı.
¿ No es ése todo el mantra de Jigsaw?
Jigsaw'in tüm mantrası bu değil mi?
Jigsaw quería que Rigg viera lo que él ve.
Jigsaw, kendi gördüğünü Rigg'in de görmesini istedi.
Somos los dos blancos de Jigsaw.
Bizler Jigsaw'ın hedefiyiz.
No existe. Jigsaw quería que la halláramos.
Jigsaw, bizim o yeri bulmamızı istedi.
¿ Qué pasó entre Jigsaw y Art Blank?
Jigsaw ve Art Blank arasında neler geçti?
No, Jigsaw te puso a prueba, maldito pedazo de mierda.
Hayır, Jigsaw seni test ediyor, bok çuvalı seni.
- Jigsaw te puso a prueba.
- Jigsaw seni test ediyor.
Lo que no entiendo es cómo diablos Jigsaw pudo hacer todo esto.
Anlamadığım şey Jigsaw tüm bunları nasıl yapabildi?
Vinimos a hallar a la persona que ayuda a Jigsaw y a Amanda Young.
Jigsaw ve Amanda Young'a yardım eden insanı bulmak için buradayız.
Le quiero agradecer a usted por haber venido hoy aquí y me gustaría ser el primero en decir que los asesinatos de Jigsaw han terminado.
Hepinize bugün buraya geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum... Ve ilk olarak şunu belirtmek isterim ki Testere cinayetleri artık bitti.
JIGSAW ES ENCONTRADO MUERTO
Testere Ölü Bulundu Şehir Sakini Dedektif Kötü Şöhretli Seri Katilin Cesedini Buldu ve Küçük Kızı Kurtardı
Porque Jigsaw ha muerto.
Çünkü Testere öldü. Ondan bahsetmiyorum.
He perseguido a Jigsaw desde el comienzo.
Testereyi başından beri izleyen bendim.
Jigsaw ha muerto, ¿ cuántas vidas he salvado?
Peki kaç muhtemel cinayeti önledim böylece?
- Es Jigsaw.
- Testere. - Ne?
No... no es Jigsaw.
Hayır. Bu Testere olamaz.
Parece otra víctima de Jigsaw.
Başka bir Testere kurbanı gibi görünüyor.
Tú lo mataste... y lo hiciste parecer como una trampa de Jigsaw.
Onu sen öldürdün. Testere'nin tuzaklarından biri gibi gösterdin.
¿ Cuándo conociste a Jigsaw?
Testereyle ilk ne zaman tanıştın?
JIGSAW RESPONSABLE DEL ASESINATO DEL PÉNDULO
"Sarkaç cinayetinden Testere katili sorumlu"
Soy el hombre que ustedes llaman "Jigsaw".
Senin Testere dediğin adam benim.
¿ Ayudó a Jigsaw a capturar a todos ellos?
Hepsinde Testere'ye yardım mı ettin?
¿ Tiene algo que necesita hablar sobre el caso de Jigsaw?
Testere dosyası hakkında konuşacak bir şeyiniz mi vardı?
El Agente Strahm tenía la teoría acerca de la posibilidad de un cómplice adicional de Jigsaw además de Amanda Young.
Ajan Strahm'un Testere'ye yardım eden birilerinin olabileceğine dair bir teorisi vardı Amanda Young dışında birinin.
Comenzó cuando John fue identificado como Jigsaw.
John, Testere olarak tanındığı anda başladı.
¡ Jigsaw te está poniendo a prueba!
Lanet olası Testere sizi test ediyor!
De ahora en adelante llámame Jigsaw.
Şu andan itibaren bana Testere diyeceksiniz.
- Tu hombre, Jigsaw.
- Adamın testere mi?
- Vine a ver a Jigsaw.
- Testere'yi görmeye geldim.
No hay ningún Jigsaw.
Burada öyle biri yok.
Hoy he pasado por delante de Jigsaw.
Bugün, Jigsaw'dan geçiyordum.
Hago excepciones cuando se hallan huellas digitales en una escena del crimen de Jigsaw.
Jigsaw'un cinayet mahallinde parmak izleri bulununca çıkarım.
Cuando supe que él y Pérez estaban bajo la mira de Jigsaw debería haber estado más alerta pero no me percaté de que sucedería esto.
O ve Perez'in, Jigsaw'un hedefi olduğunu öğrendiğimde daha dikkatli olmalıydım ama bunun olacağını tahmin etmemiştim.
Sabía que Jigsaw no trabajaba solo pero hasta que supe con seguridad quién lo estaba ayudando no podía garantizar su bienestar...
Jigsaw'un tek başına çalışmadığını biliyordum ona yardım edeni bulana kadar hayatını riske atamazdım.
- Jigsaw.
- Elektrikli testere.
Jigsaw no comete errores.
Testere hata yapmaz.