Translate.vc / Espagnol → Turc / Jocelyn
Jocelyn traduction Turc
403 traduction parallèle
Envidias a Jocelyn y a las solteras... porque desearías serlo.
Seni tanıyorum. Kıskanıyorsun Jocelyn, diğer bekar kızlar gibi. Sen de öyle olmak istiyorsun çünkü.
Tu padre y yo hablábamos de llevar a Jocelyn a Inglaterra un tiempo.
Baban ve ben Jocelyn'ı bir süreliğine İngiltere'ye almayı düşünüyorduk.
Jocelyn, traigo el auto.
Jocelyn, Arabam burada.
¿ Por qué no vas, Jocelyn?
Neden olmasın, Jocelyn?
Jocelyn, tenemos que aclarar esto.
Jocelyn, oturup konuşmanın vakti geldi.
Jocelyn, tienes que escucharme.
Jocelyn, beni dinlemelisin.
Jocelyn... hay algo que quiero decir.
Jocelyn... Söylemek istediğim bir şey var.
Quisiera saber cuándo se casará Jocelyn.
Jocelyn ne zaman evlenecek merak ediyorum.
Euan se casa con Jocelyn.
Euan, Jocelyn ile evleniyor.
Señorita Jocelyn Jordan.
- Jordan. Bayan Jocelyn Jordan.
Desearía pedirle permiso para casarme con Jocelyn.
Jocelyn'le evlenmek için izninizi istiyorum efendim.
He estado pensando mucho en el problema y se me ha ocurrido la hija de Tom Jordan, Jocelyn... ¿ La recuerdas?
Bu konuya yeterince kafa yordum ve Tom Jordan'ın kızı Jocelyn uygun göründü.
¿ Jocelyn Jordan, la hija del senador Jordan?
Jocelyn Jordan, Senatör Jordan'ın kızı?
Jocelyn, me tocó día, Jocelyn, me tocó día...
Jocelyn. Bende, söyle. Jocelyn.
Jocelyn, me alegro de verte.
Jocelyn, seni gördüğüme sevindim.
Después "Jocelyn, me tocó día...".
Sonra "Jocelyn bende söyle."
"Jocelyn, me tocó día..."
"Jocelyn bende söyle."
Podría ser "Jocelyn me tocó algo un día".
"Jocelyn bende bir şey söyle" olabilir.
O "a alguien le tocó hacer algo, di a Jocelyn".
Ya da "Biri bende bir şey yaptı." "Jocelyn'e söyle".
O "Jocelyn tocó un día".
Veyahut "Jocelyn beni de bir şey söyle"
Eso nos daría... Me tocó... di a... Jocelyn.
Bu da bize "beni de" "hakladı" "Jocelyn'e söyle" yi verir.
Di a Jocelyn.
Jocelyn'e söyle.
Jocelyn, ¿ qué haces aquí?
Jocelyn, seni buraya hangi rüzgar attı?
Jocelyn.
Jocelyn.
Jocelyn, ¿ puedes describir al Sr.Pythian?
Jocelyn, Bay Pythian'ı tarif edeceğini umuyorum?
Madame Jocelyn ha vuelto al campo.
Bayan Jocelyn taşraya döndü.
Eligió a otro, al padre de Derek.
Jocelyn Derek'in babasını tercih etti.
Es la familia de Jocelyn.
Ama bu Jocelyn'in ailesi.
Jocelyn, querida, el hijo de mi hermano Louis.
Jocelyn, hayatım. Bu kardeşim Louie'nin oğlu.
- Jocelyn.
Jocelyn.
Ruth se va unos días a visitar a su madre con la niña... y puedo llevar a Jocelyn - ése es su nombre, Jocelyn a casa en lugar del motel.
Ruth birkaç günlüğüne bebekle annesine gidecek Jocelyn'le işi pişirebilirim. Evet adı bu, Jocelyn. - Otel yerine eve atabilirim.
Casi le sacaste un ojo a Jocelyn la última vez que trataste de hurgar.
- Oh, hayır! Jocelyn'in gözlerini az kalsın çıkarıyordun öyle değil mi?
Hola, soy Jocelyn. Me gusta ser camarera.
Merhaba, ben Jocelyn ve garsonluk yapmayı seviyorum.
Jocelyn, él es el único que puede hacer esto.
Jocelyn burada, haberi alan o.
Él conocía a la mamá de Jocelyn, en las Indias Occidentales.
Batı Hint Adaları'ndaki Jocelyn'in annesini tanıyor.
Dile que Jocelyn está aquí.
Ona Jocelyn'in geldiğini söyleyin.
Dah, amigo de Jocelyn.
Dah, Jocelyn'in arkadaşı.
Jocelyn tiene las peleas de gallos en sus genes.
Jocelyn'in genlerinde horoz dövüşçülüğü var.
Veo que Jocelyn te dejó plantado.
Jocelyn'in elinde çantasıyla seni yüzüstü bıraktığını görüyorum. Tam ona yaraşır bir davranış.
Vamos por Jocelyn.
Gidip Jocelyn'i bulalım.
Ardennes abraza a Jocelyn como a un hijo, lo mima como familia...
Ardennes Jocelyn'e oğlu gibi sarılıyor. Kendi şivesinde onu besliyor.
Jocelyn calla.
Jocelyn sesini çıkarmıyor.
Lo vendí, en el tiempo que naciste, Jocelyn.
Sattım yaklaşık sen doğduğun vakit, Jocelyn.
Ves, Jocelyn, como el amor... nunca se sabe por qué.
Görüyor musun Jocelyn... Aşk gibi sebebini asla anlayamazsın.
Jocelyn, aquí hay un tipo de tus bosques,
Jocelyn, burada sizin oralardan bir adam var.
Jocelyn se guarda sus secretos.
Jocelyn hünerlerini kendine saklıyor.
Jocelyn le dijo que se mantenga alejada de ellas.
Jocelyn ona horozlardan uzak durmasını tembihledi.
Jocelyn tiene una teoría al respecto.
Jocelyn'in bu konuda bir teorisi var.
Jocelyn lo frota con saliva.
Jocelyn onu tükürükle siliyor.
Ah, Jocelyn...
Ah, Jocelyn...
Jocelyn anda sin corazón.
Jocelyn cesaretini kaybediyor.