Translate.vc / Espagnol → Turc / Joie
Joie traduction Turc
43 traduction parallèle
Bueno, en Red Gap nos dará un cierto standing... tenerle allí.
- Red Gap'teki. Bu bize yeni bir... hava katacak, joie de vivre.
Tiene mucha vitalidad y joie de vivre.
Canlılık ve joie de vivre dolu.
¡ Para los últimos momentos juntos de nuestras vidas quiero crear "joie de vivre"!
Hayatımızın geri kalan bu anlarını, beraberce yaşanası neşe içinde geçirelim.
Un poco más de joie de vivre.
Biraz daha yaşama sevinciyle.
Tancredi, pensons à la joie d'Angelica!
- Seni de! Tancrede, Angelica'nın sevincini düşünün.
Pensons à la joie d'Angelica!
Oh! Angelica'nın nasıl sevineceğini düşünün.
De hecho, es comble de joie.
Bu ne güzel bir teklif.
¡ Una "fille de joie"!
Neşeli bir kadın!
Dije, joie de vivre.
"Joie de vivre", söylemek istediğim.
Sí, tardaremos un par de días.
- Evet en az 2 gün sürer. - Joie Stockwell danışmaya lütfen.
- Joie de vivre.
- Joie de vivre.
Alegría... joie... gaudeam... fröhlichkeit.
Neşe. Zevk.
Renaciendo otra vez Reanudarnuestro gran joie de vivre Disfrutando otra vez
Varsayıyoruz ki tekrar epeydir kaybettiğimiz neşeli hayatımıza geri döneceğiz Yeniden oynayacağız
Les mostraré ese francés joie de vivre
Göstereyim size Fransız usulü yaşam sevincini
La carroza Dogbert ahora ha chocado las carroza de la PTA, el club francés "joie de vie" y el partido republicano.
Dogbert'in arabası şimdi PTA'nın, the joie de vie Fransız Klübünün ve Yaşlı Vatandaşlar Cumhuriyet Partisinin arbasına çarptı.
La pasión de su vida.
Joie de vivre.
"¿ Dónde está la joie de vivre?"
Aşk nerede? Romantizm nerede?
"Pantalones ajustados convierten a las sentaderas de hombre en el sueño de las damas... " y una camisa abierta muestra un sexy pecho... y un irresistible joie de vivre. "
"Dar iç çamaşırı, bir erkeğe bir kadının rüyalarını süslettirir ve önü açık bir gömlek seksi göğüs kafesini ve karşı konulmaz bir yaşamın zevkini gösterir"
Yo siempre pense que mi joie de vivre estaba en mis pantalones.
Yaşamanın zevkinin her zaman pantolonumun içinde olduğunu düşünürdüm.
Enseñando mi joie de vivre.
"Yaşamanın zevkini" gösteriyorum.
No tienes entusiasmo por la vida.
Sende'Joie de vivre'yok
Es como si hubiera perdido mi... "joie de vivre".
"Yaşam sevincimi" kaybetmiş gibiyim.
Bueno, eso depende de cuánta "joie de vivre" quiera recuperar.
Ne kadar "yaşama sevincini" geri istediğine bağlı.
Quel rabat-joie!
Örümcek kafalı.
Es, pienso, precisamente el uso de las nociones lacanianas como, de nuevo, fantasía... fantasía en el estricto sentido lacaniano, o el exceso, el "plus-de-joce", excedente del goce, y así sucesivamente.
Bence Lacan kavramlarının kullanımı yine mesela "fantazi" gibi fantazi tam olarak Lacan kavramıdır.. veya mesela "plus de joie," "artı-keyif" ve bunun gibileri...
Ella comió en el "Joie de vive".
Görünüşe göre yemeği Joie de Vive'de yemiş.
Jill había planeado cenar en "Joie de Vive" la noche que murió.
Jill'in öldüğü gece Joie de Vive'de akşam yemeği randevusu vardı.
Ni con todos sus aviones, toda su gente, todo su dinero y su joie de vivre.
Onca uçaklarına, adamlarına, parasına ve hayat sevgisine rağmen.
¿ Mucho mas'joie de vivre, n'est pas'?
İnsan hayat doluyor değil mi?
Es verdad lo de la Maison de Joie
Maison de Joie konusu...
De todas formas, ¿ que piensas de Joie Jonas?
Yine de, sen Joe Jonas hakkında ne düşünürsün?
Lleno de joie de vivre, ¿ no?
Tam bir neşe kaynağı değil mi?
- Sí, eres asombrosa, con tus... habilidades para liderar, y tu "joie de vivre..." ( alegría de vivir )
- Evet, sen önderlik yeteneğinle hayattan zevk almanla hayrete düşürüyorsun.
Puede que ahora grite "joie de vivre", pero he luchado contra más de un mal y ha salido todo mejor.
Hayat harika diye ortalıkta dolanabilirdim ama payıma düşenden daha fazlasıyla mücadele ettim ve bu da beni daha güçlü kıldı.
Joie de vivre.
Joie de vivre.
Su joie de vivre.
Yaşam sevincini.
Su alegría de vivir.
Onun joie de vivre'ı.. ( Yaşama Aşkı )
Pagan por un poco de joie de vivre.
"Joie de vivre" için para verirler.
¿ Joie de vivre?
Joie de vivre mi?
La alegría de vivir nos está matando.
Bu joie de vivre ( neşe ) bizi öldürecek.
- No. Joie de vivre.
- Joie de vivre.
Ella me puso gel.
JöIe sürdürüyor.
¿ la "alegría de la muerte"?
Aksanı, atkısı, "Joie de death"?