Translate.vc / Espagnol → Turc / Kilometros
Kilometros traduction Turc
303 traduction parallèle
Anoche llegue tarde y ancle en una bahia a unos kilometros hacia el Oeste.
Dün gece geç vardım ve batıdan bir kaç mil ötede bir körfeze demir attım.
He llegado lejos desde que era un esclavo en la plantacion de su tio... recorri miles de kilometros incansables y ajetreados.
Amcanın sömürgesinde köle olduğumdan bu yana çok ilerledim. Binlerce yorgun ve heyecanlı miller aştım.
- 300 Kilometros.
- Ufacık bir gezinti desene!
12 Kilometros...
12 kilometre.
¿ Cuántos bloques e interminables kilometros al olvido?
Kaç blok ve sonu gelmeyen ne kadar mesafe unutulup gitti?
Distancia : 3.458 kilometros. - El explorador está listo para despegar.
Uzaklık 3.458 kilometre.
¿ Llega de verdad a 240 kilometros por hora?
Gerçekten 240 basıyor mu?
- Cinco kilometros.
- Beş kilometre.
No sé... Extinción previstas 480 kilometros después de la operación.
- Yakıtın ateşlemeden 300 saniye sonra tükenecek.
Estaba a dos y medio kilometros de la tienda y en dirección opuesta a su casa.
Dükkânın bir buçuk kilometre ötesinde, evine zıt istikametteymiş.
Hemos recorrido muchos kilometros pero no hemos conseguido nada.
Kilometrelerce yol kat ettik ; ama hiçbir yere varamadık.
Después de cuatro días, las tropas de Mussolini llegó a Sidi Barrani, 100 kilometros dentro de Egipto.
4 gün sonra İtalyanlar, Mısır sınırının yaklaşık 100 km. kadar içinde bulunan Sidi Barrani'ye ulaştı.
Estábamos kilometros de nosotros.
Cephenin bir hayli gerisindeydik.
160 kilometros detrás de la línea del frente, guarnición de Australia se resistieron,
Burası cephenin 160 km. gerisinde, Avustralyalı askerlerce tutuluyordu.
Sin combustible, las tropas de Rommel tuvo que pasar por el enemigo, y fueron el km 2300 de su base en Trípoli, mientras que Montgomery fue 100 kilometros desde su base en Alejandría.
Yakıt azalıyor, Rommel'in ikmal kolları büyük bir yüke katlanıp 2.250 km. uzaklıkta Trablus'ta bulunan ana üslerine gidip gelirken Montgomery 100 km. ötedeki İskenderiye'den besleniyordu.
Cuando pensé en la espalda para mantener un frente de 100 kilometros atrás, Hitler le ordenó que mantiene la posición.
100 km. kadar sessizce geri çekilip yeni mevzilere yerleşmeyi düşünürken Hitler yerinde kalmasını emretti.
Imagine Que usted sea capaz de mantener conversaciones simultáneas con dos miembros de su especie, uno cerca de usted, y otro a varios kilometros de distancia.
Türünüzden iki örnekle simultane gelişen bir diyalog içerisinde olabildiğinizi hayal edin. bir diyalog içerisinde olabildiğinizi hayal edin. Biri hemen yanınızda, diğeri kilometrelerce ötede.
Ahora, esto estaba mal, porque teníamos vale 100 kilometros'de la gasolina con nuestros vehículos, y otros 100 kilometros'al alcance de aproximadamente 24 horas, y que deberían, en mi opinión, han tenido una oportunidad.
Bence bu hataydı. Çünkü 100 kilometre daha gidebilecek kadar benzinimiz vardı. Bir o kadarı da 24 saatlik mesafedeydi.
En otoño, los alemanes habían avanzado un mil kilometros a través de tierra arrasada.
O güze kadar Almanlar yakılmış topraklar üzerinde 900 km ilerlediler.
A 650 kilometros.
Bir 650 km.
"Un café en la carretera de Mt. Sherman, a unos 9 kilometros de la autopista 22".
- "Orası Sherman Dağı'na çıkan yolda 22. şeridin 5 km dışında bir kafe."
¿ Qué te hace pensar que fui yo el que utilizo esos kilometros?
- Neden ben? Size onca yolu benim gittiğimi düşündürten nedir?
¿ Que habra pensado mientras caia a 130 kilometros por hora?
40km / s hızla yere çakılırken aklından neler geçiyordu çok merak ediyorum.
Pero claro que necesito ayuda! Soy la unica costurera en kilometros a la redonda
İhtiyaç mı, ben tek terziyim kilometrelerce etrafta.
No manejaste tu carreta 50 kilometros, o si?
Senin katırla 50 kilometre gelmedin değil mi? Otostop.
Apuesto a que la puedes arreglar quince kilometros más adelante.
Şimdi, iddiasına girerim ki yolun 9 mil kuzeyinde onu tamir ettirebiliriz.
... el santuario. A 1000 kilometros al este se encuentra la Zona Inexplorada.
Tatsumi, onlara birşey söylemedin mi?
Los kilometros que andemos, los sacamos.
Kaç mil eklersek, çıkartırız.
Los kilometros no bajan andando en reversa.
Geri gitmekle mil geri sarmıyor.
Múltiples obstáculos nos esperan a lo largo de esta llanura de casi 5 kilometros. Y el sol se pondrá en una hora. Eso significa que nuestros caballos llevarán unas 48 horas sin agua.
Niteliğini bilmediğimiz kuvvetlere karşı hala 5 km lik alanı geçerek yüzleşebiliriz, güneşin batmasına bir saat var, atlarımızın çoğu
Estamos completamente rodeados por una barrera de espacio demoníaco, ¡ dentro de un radio de 5 kilometros!
Beş kilometrelik mesafede Şeytan Boyut Bariyeri ile etrafımızı sardılar!
CRESCENT COVE - 8 KILOMETROS
Crescent Cove - 5 mil.
[PAO] ello representa una altitud de 4800 metros, y la nave se está moviendo alrededor de 10.6 kilometros por segundo.
Şu anki yükseklikleri yaklaşık 5 kilometre ( atmosferden ) uzay aracı da yaklaşık saniyede 10 bin km ile hareket ediyor.
Eso es equivalente a 4.8 Kilometros.
Bu, 3.2 mile denk geliyor.
A su tamaño, el patio mide como 25 Kilometros.
- Sana anlatacağım, onların boyutunda... - Baba! - Bay Szalinski!
Son kilometros de desierto.
Eğer yerliler tarafından öldürülmese bile, sıcaktan ölür.
Dos o tres kilometros mas.
Yalnızca bir veya iki mil kaldı.
Pero hemos trazado lecturas de energia residuales a una caverna dos kilometros debajo de la superficie.
Ama yüzeyin 2 kilometre altındaki bir mağarada değişik enerji okumaları saptadık.
Verá, un tipo toma esa cantidad de veneno, ¿ Cómo lleva su coche y conducir todo el camino hasta Mulholland, 20 Kilometros de distancia, y luego morir?
Biliyor musunuz, adamın biri o kadar zehiri alıyor, bu adam nasıl olur da arabasına biner ve 10 mil ötedeki Mulholland'a kadar araba sürer, ve sonra da ölür?
El marido. El marido estaba en un juego de póquer, a 8 kilometros de distancia en el tiempo.
Kocası poker oynuyordu, o sırada dört mil uzaktaydı.
Ahora, voy a unos moderados 100, en una zona de 60 kilometros por hora así que tengo solamente unos segundos para seducirla con mis ojos.
Diyelim ki bir pilice takılıyorum. Elli kilometre sınırında mütevazı bir yüz yirmi yapıyorum.Yani pilici gözlerimle baştan çıkarmak için sadece saniyelerim var.
Los escombros se extendio sobre un centenar de kilometros cuadrados.
Enkaz yüz km ² alana dağılmış.
Timonel, sentar en una misma partida, 141 por 208. Por delante lenta, 200 kilometros por hora.
Dümenci, 141'e 208, yavaşça, 200 kph ile bir rota çiz.
Venimos de varios kilometros fuera de la ciudad.
Şehrin birkaç km dışından geliyoruz.
9 kilometros al objetivo.
Hedefe 8 km.
Y el maratón de 50 kilometros ciclismo ha comenzado.
Ve 50 km uzunlukta olan bisiklet yarışı başlamıştır.
Un ciclo de 50 kilometros. Desde estadio para Pykara unión.
Stadyumdan Pykara kavşağana kadar 50 kilometrelik yarış.
CARACUS 14.400 kilometros
- Lacedaemonians
A algunos kilometros.
- Skidrow buradan ne kadar uzak? - Birkaç km var.
FRONTERA DEL ESTADO DE WASHINGTON - 8 KILOMETROS
WASHINGTON EYALET SINIRI 7 KİLOMETRE
allá viene, a 18 kilometros.
- Geliyor, 8 km dışarıda.