Translate.vc / Espagnol → Turc / Kong
Kong traduction Turc
3,240 traduction parallèle
Hong Kong.
Hong Kong?
Se iba a producir el traspaso y ya iban tras él, así que se lo entregué.
Hong Kong devredilmek üzereydi ve onun peşindeydiler. Ben de kimliğini açıkladım.
Después de grabar el Desmond era hora de cambiar el nombre de Bob,... Robert Marley... porque no era tan sólida y prijemèivo.
Kayıttan sonra Leslie Kong ismini değiştirmek istedi çünkü Robert Marley yeterince çekici değildi.
Pero cuando ves a ese enorme King Kong cargando a un huerfanito chiquito es una maravilla.
Ancak bu kocaman, King Kong-vari figürün bu ufacık, minnacık yetim erkeği taşıdığını gördüğünüzde, İşte bu çok hoştu.
Hong Kong el dos y el cuatro.
İkisinde ve dördünde Hong Kong'ta.
Pero la verdadera explosión tiene lugar en los mercados bursátiles de Nueva York Londres, Tokio, Hong Kong, Pekín
Ama asıl patlama New York Londra, Tokyo, Hong Kong, Pekin borsalarında olacak.
El quinto parece haberse descompuesto afectando significativamente a Hong Kong pero también a otros lugares.
Beşincisi diğerlerinden ayrılır gibi göründü ve Hong Kong'da ciddi yıkıma yol açtı fakat başka yerler de etkilendi.
Creen que lo que impactó en Hong Kong también ha impactado en el Pacífico.
Hong Kong'a düşen şeyden Pasifik Okyanusu'na da düştüğünü söylüyorlar.
Siguen llegando informes de bajas y aún no sabemos qué impactó contra Hong Kong.
Ölü raporları devam ediyor ancak Hong Kong'u yıkan şeyin ne olduğu belli değil.
Los chinos creen firmemente que lo que se estrelló en Hong Kong fue algún tipo de nave de comunicaciones.
Çinliler, Hong Kong'a düşen şeyin, büyük olasılıkla iletişim gemisi olduğunu düşünüyor.
Ruta 3, Hong Kong
3. Cadde, Hong Kong
Ian Kwai Fong, Hong Kong, medianoche.
Ian Kwai Fong, Hong Kong, geceyarısı..
Cuídalo. Hay mucha gente mala en Hong Kong.
Güzelce sakla, Hong Kong'da çok kötü insan var.
Hay muchas malas personas en Hong Kong. No lo enseñes.
Hong Kong'da çok hırsız var hepsini yanında taşıma.
Hong Kong tiene poca tierra pero muchas personas. Los espacios de los pisos son muy caros.
Hong Kong, küçük bir yer ve çok fazla insan var.
Hong Kong, Cuartel General de la Policía, tarde.
Hong Kong Polis Merkezi, Öğleden Sonra.
Departmento de Transporte de Hong Kong.
Hong Kong Ulaşım Departmanlığı.
Cuando vinimos por primera vez a Hong Kong, la pasamos bastante mal.
Hong Kong'a ilk geldiğimizde çok zor zamanlar geçirdik.
Años más tarde, sigo finjiendo ser una china extranjera que vive en Hong Kong.
Yıllar sonra, Hong Kong'da yaşayan bir Çinli gibi davrandım.
¿ Por qué me enviaste a Hong Kong?
Neden beni Hong Kong'a gönderdin?
¿ Qué los trae a Hong Kong...
Sizi Hong Kong'a hangi rüzgar attı?
La oficina de Munich identificó a uno de los hombres de Heinrich.
Münih ofisimiz Heinrich'in adamlarından birinin Hong Kong'da olduğunu tespit etti.
Siguiente Parada : Estación Bo Kong
Bo Kong istasyonu.
Está cagada. Toda la máquina está cagada. A decir verdad, dudo que nos llevará adónde vamos.
Boktan bi yerdi Hong Kong
Ey, que pasa Hong Kong.
Şuna baksana, Hong Kong.
Hong Kong, necesito tu motor chico. Además, te cuesta estacionar aquí, chino.
Hong Kong, buraya park etmenin faturası, çinli.
Te necesito en Hong Kong. "
Hong Kong'da sana ihtiyacı var. "
Sé que está a punto de llegar a Hong Kong.
Hong Kong'a varış zamanını biliyorum.
Lo último que supe que estaba en Hong Kong.
En son Hong Kong'da olduğunu duydum.
¿ Donkey Kong?
Donkey Kong? ( Eşek Maymunu )
Conozco Hong-Kong y Pekín, pero no Shanghai.
Ben sadece Hong Kong ve Beijing'i biliyorum. ama Şangay'ı bilmiyorum.
- Yo también conozco Hong-Kong.
- Hong Kong'u ben de bilirim.
el artista y activista político que está desaparecido desde que fue detenido el domingo por oficiales en el aeropuerto de Beijing cuando trataba de tomar un vuelo a Hong Kong.
Sanatçı ve politik aktivist pazar günü Beijing havaalanından Hong Kong'a gitmeye hazırlanırken kayboldu. Ai Weiwei geri dönecek mi?
Las decenas de cadáveres, producidos por la huelga en Hong Kong la semana pasada, representan a escala local, ínfima, una macabra ilustración del drama generalizado en todo el país
"Hong Kong kıyılarına vuran cesetler" "küçük boyutuyla da olsa" "ülkenin içinde bulunduğu dramı gösteriyor."
Hong Kong Branch
Hong Kong Şubesi
Voy a ir mañana a Taiwán para asistir a la reunión de la Interpol y Hong Kong...
Interpol toplantısına katılmak üzere, yarın Tayvan gidiyorum. Ve oradan da Hong Kong'a...
Tengo que ir a Hong Kong
Hong Kong'a gitmeliyim.
Ese fue un momento muy difícil a salir de Hong Kong y... tener a su hijo favorito a la distancia.
O'nu Hong Kong'dan ayırmak çok zor zamanlardı. En sevdikleri oğullarını alıp götürmek.
Primero de todo, Hong Kong a primcipio de los años 40 fue ocupada por Japón durante la Segunda Guerra Mundial, y esto tuvo una influencia sobre Bruce.
İlk olarak, 2.Dünya Savaşı'nda 1940'ların başlarında, Hong Kong, Japonlar tarafından işgal edilmişti. Bu Bruce üzerinde bir etki bıraktı.
No hay resentimiento histórico entre China y Hong Kong y Japón.
Çin, Hong Kong ve Japonya arasında çok kötü, kanlı bir tarih vardır.
Su madre solía decirme cómo Bruce se cuelgan a un lado de la terraza y agitar el puño a los japoneses los aviones que llegan a aterrizar en Hong Kong.
Annesi eskiden bana Bruce'un Hong Kong'a uçaklarıyla gelen Japonlara balkondan nasıl yumruğunu salladığını anlatırdı.
Y desde cuando trabajas en el cine de Hong Kong?
Hong Kong film endüstrisinde çalışıyorsun?
Dile a la tripulación a qué hora disparan las fotos de Hong Kong.
Ekibe Hong Kong'ta ne zaman fotoğraf çekebildiğinizi anlat.
Bueno, es sobre todo en la mañana porque es un poco de ruido en Hong Kong, usted sabe, alrededor de tres millones de personas allí, así que cada vez cuando se tiene una imagen, es sobre todo, por ejemplo, en torno a 12 a.m.--05 a.m. de la mañana.
Hong Kong'ta görüntü kirliliği olduğundan çoğunlukla sabahları. Yaklaşık 3 milyon insan yaşıyor. O nedenle her zaman, bir resim çekeceksiniz çoğunlukla gece 12, sabah 5 arası olmalı.
Un montón de gente no se debe tocar en este, pero él era la estrella más grande de la infancia en Hong Kong.
Tarihçi : Çoğu insan bunu bilmez. O Hong Kong'taki en büyük çocuk yıldızdı.
Y entonces usted tiene el hecho de que Hong Kong fue gobernada por los británicos.
Daha sonra Hong Kong, İngiliz boyunduruğu altına geçti.
Bruce tenía muchos roces con la ley y otros adolescentes en Hong Kong, y tuvo peleas.
Bruce'un kanunla, Hong Kong'taki diğer gençlerle çok tartışmaları oldu. Kavgalara karıştı.
Creció viendo peleas, lucha en Hong Kong en la azotea.
Hong Kong çatılarında kavgalar ederek büyüdü.
Yo estaba en Hong Kong.
Ben Hong Kong'taydım.
Fue el 1957 Hong Kong, cha--cha campeón.
1957 yılı Hong Kong Çaça şampiyonuydu.
Es como Hong Kong aquí.
Hong Kong'a dönmüş burası.