English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Koro

Koro traduction Turc

909 traduction parallèle
El Coro
Koro.
Una exquisita estrofa de coro, Mr.
Bu enfes bir koro çizgisi bay Hamilton.
Una estrofa y dos coros.
Bir sen, iki koro.
el segundo estribillo, un poco de jazz, un poco de ánimo.
İkinci koro, Biraz caz, biraz hareket.
- El estribillo en fa sostenido.
- Koro "Fa Diyez" le başlasın.
Escuchen, cantaré una estrofa y ustedes el estribillo.
Önce ben giriş yapıyorum, sonra siz koro olarak gireceksiniz.
Luego hacemos otro estribillo, y bailamos un poco.
Sonra tekrar koro ve ardından ufak bir dans.
Dame un repunte y dos estribillos.
Önce müzik sonra koro.
- Lo organiza el coro.
- Şenliği koro şefleri veriyor.
Que la prueba para el coro sea mañana a las diez.
Yarın 10'da koro toplansın.
Es una estrella, es temperamento, pero en una corista, es sólo mal gusto.
Bir yıldız yaparsa buna kapris denir, ama bir koro kızında zevksizliktir.
Tendré una protagonista o una corista muerta.
Ya yıldız olacak ya da ölü bir koro kızı.
¿ Corista?
- Koro mu? - Hayır.
- Yo sólo soy un pobre hombre del coro.
- Ben şımarık bir koro elemanıyım sadece.
Haremos un coro frente a los vagones.
Bak şimdi. Şu iki vagonun önünde bir koro yapalım.
- ¿ Una corista?
- Koro kızı mı?
Cantaste como un trío.
Sanki bir koro söylüyordu.
Me pregunto cómo le cae recibir órdenes de una ex-corista.
Şimdi nasıl hissediyor acaba eski bir koro kızından emir almak zorunda kalınca?
¿ Por qué crees que es una ex-corista?
Onun eski bir koro kızı olduğu da nereden çıkardın?
El señor Ivor Morgan ha de presentarse ante su Majestad en el castillo de Windsor con los miembros que él elija de su coro el 14 de mayo entre las tres y las cinco ".
Bay Ivor Morgan, koro üyelerinden seçilenlerle birlikte 14 Mayıs'ta saat 3 ile 5 arasında Majesteleri Kraliçe'nin huzuruna çıkacaktır.
Y un guardaespaldas especial para la cantante.
Koro sahnedeyken bile, şarkıcı için koruyucu olacak. - Ama, mösyö, itibarımız...
La estrella, Genevieve Linden y un coro de 30 voces.
Genevieve Linden ve 30 sesli bir koro.
Y en Navidad, usted y el coro podrán...
Ve Noel'de sen ve koro...
- Ensayo del coro para el beneficio.
- Yardım için düzenlenen koro provası.
La verdad es que entonces me sentía feliz.
Talebe Prens'deki koro? "Ne fiyakalı bir gençlikti bizimkisi, Değil mi?"
- ¿ Conoces a Julian Craster, - compositor y director, o su obra?
Besteci ve koro şefi Julian Craster'i, şahsen ya da çalışmaları bakımından tanıyor musun?
Preste atención a los metales, Craster...
Koro senin ilginle devam edebilir Craster.
Quitamos la melodía del himno y ponemos una coral.
Duygusal ilahı kısmını çıkartıp sağlam bir koro yerleştirelim.
Habiendo repasado con tedioso detalle no sólo la historia de la Sociedad Sarah Siddons, sino la historia de la interpretación desde que Tespis se separó por primera vez del coro, el distinguido presidente ha llegado por fin a la razón de nuestra presencia aquí.
Sarah Siddons Cemiyeti'nin tarihini sıkıcı detaylarla anlatmakla kalmayıp.. .. oyunculuk tarihini de Thespis'in koro çizgisinden ilk öne çıkmasından itibaren anlatan.. .. şık sunucumuz, nihayet burada olmamızın nedenine gelebildi.
Ahora los seminarios envían monaguillos. Desarrapados que creen trabajar más que nadie porque no acaban nada.
Bugünlerde papaz okulu bize koro elemanları gönderiyor,... genç haylazlar, herkesten daha sıkı çalıştıklarını zannediyorlar.
- ¿ Apertura regular, verso y coro?
- Her zamanki açılış, şarkı ve koro, değil mi?
Quiero el arreglo coral.
Koro uyarlamasını duymak istiyorum.
Escucha los arreglos que hizo Danny para el coro.
Danny'nin koro için yaptığı uyarlamayı dinle.
Los héroes antiguos eran ensalzados por coros.
Eskiden kahramanlara bir koro ile şükranlar sunulurdu.
¡ Una corista!
Adi bir koro şarkıcısı.
- Es una talentosa bailarina clásica.
- O koro şarkıcısı değil. Yetenekli bir balerin olduğunu duydum.
Francamente Tony, quisiera dejar en claro lo de las chicas del coro.
Şey, açıkçası, Tony, koro kızlarından uzak durmak istiyorum.
- Van dos coros y repetimos.
Bu da iki koro ve bir nakarat eder.
Cuando diga : "Daos la mano por Jesús", el coro empezará a cantar.
Hemşire Falconer "İsa için tokalaşın" dediğinde, koro şarkı söylemeye başlıyor.
- ¿ Práctica coral?
- Koro çalışması mı?
Coro, quitaros la toga.
Koro, çıkarın pelerinlerinizi.
¡ Coro!
Koro!
¡ Ya llega!
- Koro mu?
Todas esas noches pensaste que estaba en el coro... o mirando televisión en la ferretería. Estaba en El Ombligo.
Bütün o geceler, sen beni koro provasında, bowlingte veya Pringle's'ın orada renkli televizyon seyrettiğimi zannederken ben gerçekte Belly Button'daydım.
Y todo un coro de voces.
Ve bir koro seslendirirse.
¿ Qué hace? ¿ Es una cabaretera, o hace striptease, o qué?
Nedir o, koro kızı mı, striptizci mi ya da ne?
Íbamos a ensayar esta tarde con el coro de la compañía.
Bu öğle sonrası koro provası var.
Salta la estrofa, haz el estribillo, tempo.
Sırayı atla, koro söylesin, tempo.
- ¿ Corista?
- Koro kızı mı?
- Un perro caliente, como un órgano.
Koro gibi. - Harika.
¡ Cantantes!
Koro!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]