Translate.vc / Espagnol → Turc / Kt
Kt traduction Turc
116,550 traduction parallèle
Cuando salga de aquí, ¡ acabaré contigo!
Buradan çıktığımda, işini bitireceğim!
Mi mujer dijo lo que quería decir, y lo solucionamos, por lo tanto... lo dejé.
Karımla konuşup düşündük. Ve çıktım.
¡ Tío, nos vamos!
Çıktık!
Ya inició. Ice Juice, clave "ICEJ", está alcanzando más de $ 20.
ICEJ adıyla, Ice Juice 20 doların üstüne çıktı bile.
¿ Por qué las flores?
Bu çiçek patlaması nereden çıktı?
Tengo otros seis casos de enfermedad, algunos ya tienen abogados y preparan una demanda.
Altı ayrı yerde daha hastalık ortaya çıktı. Bazı kurbanlar avukat çağırdı ve dava açmaya hazırlanıyor bile.
¿ Te has dado cuenta de que Josh se arregla en el baño, tarda como una hora y, al salir, no se ha duchado y lleva una camiseta y unos vaqueros, y te quedas en plan :
Josh lavaboya girip bir saat boyunca hazırlanıyor ama çıktığında üstünde sıradan bir tişört ve kot pantolon oluyor.
¿ Y eso a qué viene?
- Yuh, o nereden çıktı şimdi?
Surgió algo.
Acil bir işi çıktı.
Convocó una conferencia de gobernadores con urgencia y...
Şu valilerle acil durum toplantınız ortaya çıktı ve...
¿ Sabes de qué estoy cansada?
Bıktığım şeyi söyleyeyim mi?
¿ Ya terminamos?
Yayından çıktık mı?
Una mañana, estuve intentando impresionarla en una caminata y me caí.
Bir sabah, yürüyüşe çıktığımızda onu etkilemeye çalışıyordum. Ve aniden düştüm.
The Hollow ha estado acechando la ciudad durante mucho tiempo y cuando aparece siempre lo hace con un patrón de cuatro.
Hollow şehre çok uzun zamandır dadanıyordu. Ve ortaya çıktığında hep dörtlü bir düzende çıkıyor.
Pero estabas enamorada de él.
Ama ona aşıktın.
Nos amamos durante dos siglos, y ahora estamos provocando incendios para evitarnos.
İki yüz yıl boyunca birbirimize aşıktık. Şimdi ise birbirimizden kaçınmak için etrafı ateşe veriyoruz.
Y cuando surge, siempre es con un patrón de cuatro.
Ve ortaya çıktığında hep dörtlü bir düzende çıkıyor.
Nuestra relación con esta ciudad, e innecesariamente con muchos de ustedes, ha sido larga y complicada.
Bu şehirle ve aslında çoğunuzla ilişkimiz uzun ve karmaşıktı.
Esta mañana, Vincent dijo que siempre que resurge, lo hace en cuatro lugares distintos.
Bu sabah, Vincent anlattı. Yeniden yüzeye çıktığında, dört belirgin yerde çıkıyor.
¡ Mi culo ha salido en las noticias!
Hey! Götüm haberlere çıktı!
Salimos todas, tonta.
Hepimiz çıktık salak.
Lo dijiste.
Haklı çıktın.
Cuando quitemos los vehículos, habrá muchos periodistas y civiles que contener.
Arabalar çıktıktan sonra birçok muhabir ve sivili zapt etmeliyiz.
Acabo de salir de allí.
O bataklıktan yeni çıktım.
Estoy harta de vosotros, niñatos.
Bebek gibisiniz, bıktım sizden.
Mi hija no sabrá mi nombre cuando salga.
Çıktığımda kızım adımı bile hatırlamayacak.
Salí a dar una vuelta.
Biraz yürüyüşe çıktım.
Lamento haberme ido ayer.
Dün odadan çıktığım için üzgünüm.
Todos los cuadros están abiertos a la interpretación.
- Her resim yoruma açıktır sonuçta.
- ¿ Dónde está Jeannie? Está fuera cabalgando con el coronel.
Albayla gezintiye çıktılar.
Matar es un privilegio Dejados sólo a los dioses.
Öldürmek yalnızca tanrılara bırakılmış bir ayrıcalıktır.
Así que subí, cogí su pistola y le disparé.
Yukarı çıktım. Silahını aldım ve onu vurdum.
Tu voz acaba de salir de mi oído.
Sesin kulağımın çıktı.
Es imperativo que nadie descubra a dónde va todo esto cuando sale de aquí.
Bu malların yola çıktıktan sonra nereye vardığını kimsenin bilmemesi elzem.
Gritaremos hasta que se nos caiga la cabeza.
- Avazımız çıktığı kadar bağırırız.
Elsa está pidiéndome dejarlo.
Elsa bana kemer sıktırıyor.
¿ Por qué bebiste con quien odias?
Nefret ettiğin biriyle neden içmeye çıktın?
Esos pensamientos radicales son una enfermedad.
Bu radikal düşünceler bir hastalıktır.
Escucha Albert, no sé si estás harto de que te diga esto, y créeme, yo lo estoy aún más.
Bunu benden duymaktan bıktığını biliyorum ama yemin ederim, ben de söylemekten bıktım.
Cuando llegaste, solo me estrechaste la mano.
Buraya geldiğimde sadece elimi sıktın.
- Salgo bastante.
- Dışarı çıktım zaten.
Lo hice porque tú lo conocà as.
Sırf sen tanıdığını söylediğin için çıktım adamla.
- Y, de pronto, no lo fue.
- Sonra güzel olmaktan çıktı.
Pero me divorcià © hace apenas ocho meses.
Ama... Daha sekiz ay önce bitmiş olan bir evlilikten çıktım.
Tambià © n acabo de terminar una relacià ³ n.
Ben de daha yeni bir ilişkiden çıktım.
- Debe ser una gran historia, y me alegrará sufrir oyéndola cuando ya estemos en camino a Básel.
– Eminim çok sürükleyicidir. Basel'e doğru yola çıktığımızda hepsini dinlemeye seve seve katlanırım.
Es que tengo que ir a una cosa de trabajo.
- Aslında bir işim çıktı.
Estamos fuera de la nave y a salvo.
Gemiden güvenli bir şekilde çıktık.
A la mierda con esto.
Bıktım ya.
"20 millones de dólares". - "Han subido a 20".
20'ye çıktı.
Eh... idea loca.
Evet. Caz sevmediğimizi hatırladığımız zaman çıktığımız ve gerçekten harika bir caz bölümü olan şu müzik mağazasına gitmek ister misin?