Translate.vc / Espagnol → Turc / Lace
Lace traduction Turc
151 traduction parallèle
Escoge a quien quieras. ¡ Lace!
İstediğini seç.
Esta estafa será difícil.
Lace! Zor bir iş olacak.
Gracias, Lace.
Sağol Lace.
# Lencería de lujo # y bien depilada # pinte mi ojos # y enrule mi cabello, si... # lustre mis botas
~ Lace underwear A tube of Nair ~ ~ Make up my eyes and I tease out my hair, yeah... ~ ~ Polish my pumps... ~
"Encaje de Chantillí", era la canción.
"Chantilly Lace." Şarkının adı buydu.
¿ Cómo estás, Lace?
Nasıl gidiyor, Lace?
Lace, hay una fiesta hoy en el "Asta de Alce".
Bu gece, Elkhorn barında bir parti var.
Lace, espera.
- Lace, bekle.
¿ Qué te pasó, Lace?
Başına ne geldi, Lace?
Muy sabroso, Lace.
Çok güzel, Lace.
Me encantan esas sillas, Lace.
O sandalyeleri seviyorum.
Lace, soy yo.
Lace. Benim.
Averigüé algunas cosas, Lace.
- Bazı şeyleri anladım.
Lo siento, Lace.
Çok üzgünüm, Lace.
Siempre lo has sabido, Lace.
- Biliyorsun. Her zaman biliyordun.
Lace.
- Lace.
"Midnight Lace".
Gece yarısı Kaçışı.
Smith Hawkins, Scully Scully, Cuddledown, Linen Lace, Plow Hearth, Victoria's Secret, Wolferman's, Neiman Marcus, Coldwater Creek, Norm Thompson, J. Crew,
Smith Hawken, Scully Scully, Cuddledown, Linen Lace, Plow Hearth, Victoria's Secret, Wolferman's, Neiman Marcus, Coldwater Creek, Norm Thompson, J Crew, Sharper Image, Garnet Hill, Hammacher Schlemmer.
... oh, Lace.
- Lace.
La Srta. Lace se involucró en un servicio consentido de un miembro atrapador...
Bayan Lace bir mantık evliliği yaptı.
Lace, ¿ qué estás haciendo?
Lace, ne yapıyorsun sen?
Mira, Lace, eres preciosa.
Bak Lace, sen güzel bir kızsın.
Sí, a mí me gustó mucho también, Lace.
Evet, ben de seninle sevişmekten hoşlandım, Lace.
Queremos hablar del asesinato de Lace Dolan y Alison Trelane.
Lance Dolan ve Alison Trelane cinayeti hakkında konuşmak istiyoruz.
Necesito dos copias de Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty y Juggle.
İkişer tane Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty ve Juggle istiyorum.
Lace, ¿ Está todo bien aquí?
Lace orada herşey yolunda mı?
Cuando se despertó y vio que no estaba, ¿ llamó al Lace?
Uyanıp onun burada olmadığını gördüğünüzde Lace'i mi aradınız?
Era bailarina en Lace con su esposa.
Kim bu? Lace'te karınızla birlikte dansçıymış.
Siento que estoy como Doris Day entre "Pillow Talk" y "Midnight Lace,"
Doris Day'in Yastık Sohbeti, ve Gece Yarısına Doğru filmlerinin arasında kalmış gibiyim.
- Me dice lo que se pasa, el Cordón.
- Ne olduğunu söyle, Lace.
Cuando fue la última vez ¿ usted tomó un golpe, el Cordón?
En son ne zaman aldın, Lace?
Deprisa, Lace.
Acele et, Lace.
Ayúdame, Lace.
Yardım et bana, Lace.
- Tú oras, Lace pero tus dioses no responden.
Lace, dua ediyorsun ama Tanrıların karşılık vermiyorlar.
Hay verdad en el mundo, Lace.
Bu dünyada gerçeklik var, Lace.
Lace, ¿ todo bien?
Lace? Her şey yolunda mı?
- ¡ Lace!
- Lace.
Él no es bueno, Lace.
O herif serserinin teki Lace.
- Tú oras, Lace, pero tus dioses no responden.
Lace, dua ediyorsun ama Tanrıların karşılık vermiyorlar.
Así es, Lace.
Vakti geldi, Lace.
Van a hacer copias de mi chip, Lace, y la única forma de hacerlo es destruyendo el original, que soy yo.
Çipimin kopyalarını üretecekler, Lace. Bunu yapmak içinse orijinal çipi yok etmek zorunda kalacaklar ki bu ben oluyorum.
¿ No lo ves, Lace?
Anlamıyor musun, Lace?
Lace, el hombre me mintió cuando me puso en el robot.
Lace, adam beni robotun içine koyarken bana yalan söyledi.
Sácame de aquí, Lace.
Beni buradan çıkar Lace.
Van a hacer copias de mi chip, Lace.
Çipimin kopyasını yapacaklar, Lace
¿ ésta es la habitación con la que quieres hacer, exactamente qué?
- Lace, o annen mi? Güzel şapka.
Bueno, no soy decoradora de interiores, pero quiero arreglarlo para Lacey.
Görebilir miyim? - Gitmem gerek, Lace. Öptüm.
Lace, hablaré contigo más tarde.
Annem onlardan biri.
Lace... lamento que te hayas sentido como que si estuviera decidiéndolo todo por ti.
Hayır. Dinle, Kimberly'nin ailesine açıklama görevini sana vermek istemiyorum. Ben yapacağım.
Gracias, Lace.
Sağol, Lace.
Lace pertenecía mi esposa.
Lance karıma aitti.