Translate.vc / Espagnol → Turc / Largó
Largó traduction Turc
680 traduction parallèle
Trabajó aquí tres semanas y se largó.
Burada üç hafta çalıştı, sonra ayrıldı.
Se largó.
Kaçıp gitti.
Cuando ella largó a Tiago, yo entré a matar. Estaba a punto de conquistarla.
Siago'dan ayrılmıştı ve ben de hamlemi yaptım.
Justo después de irse Ud. Subió a su caballo y se largó.
Ne zaman? Hemen peşinizden. Atına atlayıp kaçtı.
Sudáfrica empezó a ponerse peligrosa para él y se largó.
Güney Afrika'yı karıştırdı ve kaçtı.
No se imaginaba lo feliz que me hizo cuando me llamó matasanos y se largó.
Bana şarlatan hekim deyip çekip gittiğinde nasıl... -... mutlu oldum anlatamam.
Bueno, ya se largó.
Ondan kurtuldum.
"Se largó, se fue volando".
Yok oldu. Aya uçtu. "
Udo dijo que Sammy vio el disparo y se largó.
Udo'nun dediğine göre Sammy ateş ettiğini görmüş ve toz olmuş.
Se largó.
Yapmış.
Y se largó.
Yine de yapmış.
Vino, echó una ojeada y se largó.
İçeri girdi, baktı hızlıca işini bitirip çıktı!
El otro tiró una silla a un ventanal, se lanzó, aterrizando sobre sus pies como un auténtico acróbata y se largó.
Ve bu adam pencerenin camına bir sandalye fırlatıp hemen balıklama bir atlayış yaptı... ve bir akrobat gibi ayaklarının üzerine indi. Sonra gözden kayboldu.
¿ Sabes qué hizo? Se largó con un charlatán.
Adamın tekiyle kaçtı, şimdi ikisi seyyar doktorculuk yapıyor.
- ¿ Tu madre se largó con otro?
- Annenin adamın tekiyle kaçtığı doğru mu?
Se largó con el tipo... el cual terminó maltratándola.
O onu dövmeye son veren bir dostuyla gitti.
Solo cogió el camión y se largó.
Sadece arabayı alıp söz verdi.
El inspector ni nos largó un discurso.
Müfettiş açılış konuşması dahi yapamadı.
- Se largó antes de la visita.
- Kontrolden hemen önce aceleyle gitti.
Vino hace una hora, tomó el dinero y se largó como un carterista.
Evet, bir saat önce uğradı. Annesinin parasını aldı ve bir yankesici gibi kaçıp gitti.
Creo que el tipo se largó a las montanas nada más llegar.
Bildiğim kadarı ile adam çocuğu buraya getirir getirmez tekrar tepelere döndü.
¿ Y por qué se largó sin decirme ni una sola palabra?
Oradaki işini hallettikten sonra. Bana hiçbir şey söylemeden mi?
Mi marido se largó con una mujerzuela.
Yani, o bir sokak kızı ile kaçtı.
Se largó.
İstifa etti.
Liliana ya no está aquí. Se largó a Milán.
Liliana artık burada değil, Milano'ya taşındı.
Se largó cuando llegó la policía.
Polis gelir gelmez kaçtı.
Dio media vuelta y se largó.
Arkasını döndü ve bizi öylece bıraktı.
- ¿ Por qué se largó Charles?
- Charles neden tüydü?
Solo sé que el tipo viejo se largó a Florida como un conejo asustado.
Tek bildiğim ürkek sincap gibi kaçtığı!
Tenía un amigo, pero se largó.
Bir dostum vardı ama çekip gitti.
- Qué hizo? Se largó?
- Ne yani, çekip gitti mi?
Se largó con una tía.
Genç bir fıstıkla çekip gitti.
Es amiga mía. Una amiga que se largó.
- Evet kız arkadaşım ve o benden kaçtı.
Pero cuando se largó al camino, nunca llegó.
Ama yola çıktıktan sonra oraya varamadı.
Cuando se enteró de que Johnny se había escapado con el dinero se enfadó y se largó.
Ama Johnny'nin parayı alıp kaçtığını öğrenince, küplere bindi ve gitti.
Johnny se largó con un millón de dólares.
Johnny North bir milyon dolarla kaçıyor.
¿ Quieres decir que se largó así no más?
Yani, seni öylece terk mi etti?
¡ Ya está, patrón, se largó!
Tamam patron. Gitti.
Y se largó, de lo tranquila que tenía la conciencia.
Temiz bir vicdan için çok fazla bu.
Desde que Marcel se largó.
Marcel beni terk etti edeli.
Ella parpadeó ante mí, y se largó como si le persiguiera la peste.
Beni gözüne kestirdi ve ağır ağır soyundu.
Se largó tan tranquilo.
Öylece çekip gitti.
Sí. Le lancé una mirada furiosa echó espuma por la boca y se largó. ¿ Verdad?
- Evet, kızgın bir boğa gibi baktım ve saldırdım.
Se largó a llorar.
Babam ağlamaya başladı.
Pero al verse libre, se largó a correr y se arrojó al mar, donde se ahogó. "
Kaçıp kendini denize attı ve boğuldu. "
Tú has sido la amante de Frank desde que su madre se largó.
Annesi gittiğinden beri sen Frank'in sevgilisiydin.
Si tenemos interés en encontrar a nuestro amigo Riri es porque se largó llevándose la friolera de 42 millones.
Dostumuz Riri'yi bulmak istiyoruz, çünkü yanında, 42 milyonluk ıvır zıvır taşıyordu.
Se largó sin pagar a Irene y dos días después vi su cochina cara estampada en un bando.
Iron'a parayı ödemeden gitti. İki gün sonra da arandığına dair o afişi gördüm.
Y se largó con el dinero del seguro.
Bir de sigorta harcamaları.
El último traía y se largó con la plata.
Sonuncusunun referansı vardı ve tüm gümüşleri çaldı.
Hasta Orsini se largó con el auto.
Üstelik Orsini arabayı alıp gitti.