English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Lazer

Lazer traduction Turc

1,829 traduction parallèle
No van a creer lo que pasó anoche en el Láser Tag.
Dün gece lazer savaşlarında ne olduğuna inanmayacaksınız.
Mira, eres un buen jugador de Láser Tag.
Bak, sen iyi bir lazer savaşları oyuncususun.
No puedo creer que te hayan expulsado del Láser Tag. ¿ Qué vas a hacer?
Lazer savaşlarından atıldığına inanamıyorum. Ne yapacaksın?
Barney, somos demasiado viejos para Cubrir con Papel Higiénico un lugar solo porque no te dejan jugar Láser Tag.
Barney, sırf senin lazer savaşlarında oynamana müsaade etmiyorlar diye bir mekânı tuvalet kâğıdıyla kaplamak için çok yaşlıyız.
Y, dicho sea de paso, demasiado viejos para el Láser Tag.
Aslına bakarsan lazer savaşları için de çok yaşlıyız.
Ted, el Láser Tag no conoce restricciones de edad.
Ted, lazer savaşlarında yaş sınırlaması soktur.
Voy a agregar el Láser Tag a la Lista Murtaugh.
Lazer savaşlarını Murtaugh Listesi'ne ekliyorum.
Y luego de que lo haga, me ayudarás a cubrir de papel higiénico el lugar de Láser Tag.
Ve ben yaptıktan sonra, benimle birlikte lazer savaşları mekânını TKlayacaksın.
Si puedo terminar tu lista, antes que tú termines la mía tienes que venir conmigo a cubrir con papel higiénico el Láser Tag y tú tienes que comprar el papel higiénico.
Eğer ben listeyi senin listenden önce bitirirsem benimle beraber lazer savaşlarını TKlamaya geleceksin. Tuvalet kâğıtları da senden olacak.
¡ Vamos a cubrir con papel higiénico el Láser Tag!
Haydi Lazer Savaşları'nı TKlamaya gidelim.
¿ Te refieres al juego de batalla con pistolas láser?
Yani, Lazer tabancası savaşı mı?
¡ Me encanta ese juego!
Lazer tabancası mı? Lazer tabancasını feci severim!
Dios mío. ¿ Hay algo más que las pistolas láser?
Aman tanrım. Lazer tabancasından fazlası mı var?
Oh, Yo solía venir aquí por los shows de lásers de media noche.
Eskiden buraya gece yarısı lazer gösterileri için gelirdim.
Tienen un cortador láser, tal vez.
Lazer kesici kullanırsınız, belki.
Déjame invertir en el nacimiento de ese bisturí láser.
Lazer neşter işine yatırım yapmama izin ver.
Te podría conseguir láseres, Weevils y autoestopistas pero niños...
Lazer, Buğday-bitleri ve otostopçular bulabilirim. Ama çocuklar...
Puedo usar laser.
Lazer teknolojisini kullanıyorum.
Aunque es más sencillo el láser.
Fakat bir lazer topu olsa daha kolay olurdu.
Pistolas láser, cañones, esa cosa brillante.
Lazer tabancaları, toplar, şu parlayan şey.
Sí, me ha dado un torpedo láser de un caza del lmperio
Az önce İmparatorluk askerlerinden lazer yedim..
Edad suficiente para pagar el laser de mejor calidad.
En kalitelisinden lazer savaşı seti alabilecek yaştayım.
Siempre que usen laser.
Lazer kullanmak şartıyla aynı sonucu elde edersin.
¿ Cuáles? ¿ Esos que tienen un escáner láser leen la velocidad de la bola con una microcomputadora y hace los cálculos por ti?
Ne şu içinde lazer tarayıcı olan topun hızını ölçerek sana gerisini hesap edenlerden mi?
Todas la impresoras láser a color de los últimos 20 años era obligatorio que llevaran lo que yo llamaría una huella digital oculta.
Son 20 yılda üretilmiş her renkli lazer yazıcıda gizli parmak izi diyebileceğimiz işaretler var.
Tengo entras gratis para una partida de Laser Tag.
Hediye kartı okuyucu lazer silahım var.
Me operé con el láser.
Lazer göz ameliyatı geçirdim.
Allí es cuando aparece Chewbacca y lo hace explotar con su ballesta láser.
"O sırada Chewbacca gelir ve lazer silahıyla onu parçalar."
Podemos hacer que R2 los haga volar como distracción en el perímetro laser.
R2'yu Akbaba droidleri bir yem olarak lazer tarlasının içine uçurması için ayarlayabiliriz.
Y cuando sepamos contra qué atacar esta vez, destruiremos el emisor del laser.
Karşı karşıya geldiğimiz anda lazer yayıcıyı yokedebiliriz.
Envía a los droides buitre hacia el generador del laser.
Akbaba droidleri doğrudan lazer jeneratörüne gönder.
La Senadora Amidala ha sugerido que te ofrezcamos entrenamiento para mejorar tus habilidades con el blaster.
Senatör Amidala, bir lazer silahıyla yeteneklerini geliştirmene yardımcı olmamızı teklif etti.
Así que ¿ Crees que el láser lo descifrará?
Sence, lazer kilidi açmış olabilir mi?
Es mi refractor laser calibrado
Bu benim'Ayarlı Lazer Işık Kırıcı'm.
Conozco un cirujano en St. Joseph, especialista en cáncer de hueso que tuvo mucho éxito con una tecnología de rayos gamma y láser.
St. Joseph hastanesinde kemik kanseri konusunda gama ışınları ve lazer teknolojisiyle pek çok başarı elde etmiş bir uzman doktor tanıyorum.
Laser Disc.
Lazer disk.
Los que vendieron sus Laser Discs fueron completos idiotas tontos e idiotas.
Lazer disklerini satan insanlar pisliğin teki oluyorlar. Aptallar ve pislikler.
La CIA utiliza micrófonos láser para leer vibraciones y escuchar lo que sucede al otro lado de la ventana, ¿ no?
CIA camın arkasındaki sesleri duyabilmek için titreşimleri sese çeviren lazer mikrofonlar kullanıyor. Camın arkasında ne olduğunu bilmek istersin, değil mi?
Bueno, sabes, ahora cuando le das a alguien un guión para leer es una práctica estandard - imprimir su nombre en cada página.
Yani birine okuması için bir senaryo vereceğin zaman her sayfaya lazer yazıcıyla adını yazdırmak standart gibi bir şey oldu.
En lo alto de Maui, la siguiente isla de la cadena, científicos de la NASA de la estación de Mediciones Láser a Satélites se preparan para una larga noche de trabajo.
Kuşbakışı Maui. Halkadaki diğer bir ada. Uydu Lazer Mesafe Tayini ünitesindeki NASA bilim insanları gece boyunca sürecek bir işe hazırlanıyorlar.
Están preparando el lanzamiento de un rayo láser hacia un satélite-objetivo que está en órbita de la Tierra.
Dünya'nın yörüngesindeki bir uydu hedefine yapılacak bir lazer atışını ayarlıyorlar.
El láser dejaría ciego a cualquiera que lo mirara directamente.
Lazer pilotun gözüne direkt temas ederse kör edebilir.
El rayo láser alcanza el objetivo y rebota marcando su ubicación con toda precisión.
Lazer ışını parlıyor ve tekrar geri yansıyor ve konumlarını belirliyor.
Mira, son tres laser.
Sadece üç lazer.
- Y por cierto, la próxima que tengamos una reunión de personal, vamos a usar esta estación multimeda, porque yo mando sobre ese powerpoint y realmente quiero usar el puntero laser.
- Tamam. - Ayrıca bir dahaki personel toplantısında,... şu multimedya istasyonunu kullanacağız, çünkü o sunuyu yapmak için canım çıktı. Ve bu lazer imlecini kullanmayı çok istiyorum.
¡ Usted le dio una descarga eléctrica a una enfermera!
Bir hemşireyi lazer tabancasıyla vurdunuz!
Un láser.
Lazer.
Tenemos el láser neodimio que utilizó para quemar hoyos en los brazos de Dorit.
Greg Dorit'in kollarına delikler açmada kullandığın neodim lazer elimizde.
No, no, no, no. Tengo un láser, ¿ ves?
Hayır, hayır, hayır, hayır Bende o lazer var, anlıyor musun?
Ves, me he dado cuenta que las fluencias del láser bajo el umbral de grafitización del diamante son más efectivas.
Bu lazer akışını çok etkili olan, elmas grafitizasyonu eşiğiyle buldum.
Nada más.
Lazer testeresi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]