English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Leith

Leith traduction Turc

173 traduction parallèle
¿ no estarías más cómodo en Leith, en una linda casita?
Leith'te küçük bir evin olsa daha rahat olmaz mıydın?
Las Aguas de Leight se llevaron a los cisnes.
Leith'in suları altın gözlünün üzerinden sessizce hareket eder.
Revisé tus antecedentes, Leith.
Kayıtlarına baktık, Leith.
Si, lo guarda al lado de un pañuelo usado de Leif Garrett.
Evet, Leith Gareth'in kullandığı kulak çöpünün yanına koyarsın.
Wick-conexión inactiva, Estatuario Morry, Aberdeen y Leith-Aviso Inundación.
İnaktif, Morry Firth : Sel uyarısı, Aberdeen : Sel uyarısı, Leith :
Leith parece nervioso las últimas semanas, No puedo creerlo...
Leith bir süredir çok depresyondaydı, ama buna inanamıyorum...
Leith tiene un curioso tatuaje.
Leith'in çok nadir bir dövmesi vardı.
No solo Leith, sino un montón de Glendowerianos lo tienen.
Sadece Leith değil Glendowerlerde de var.
¿ Leith te dio alguna idea de qué puede haber estado molestándole?
Leith kendisini rahatsız eden birşeylerin olabileceğine dair bir işaret veriyor muydu?
Haces parecer que la familia de Leith es de algún tipo de culto.
Leithin ailesinin bir çeşit tarikat olduğunu söylüyor gibisiniz.
En la escuela dijeron que Leith no dejó a Daniel ahí.
Okul Leithin Daniel'i okula bırakmadığını bildirdi.
¿ Crees que Leith cogió a Daniel y que los dos están muertos?
Leithin Danieli kaçırıp ikisinin birden öldüğünü düşünmüyorsun değil mi?
Leith le dejó en su casa para pasar la noche.
Leith onu akşamlığına ailesinin yanına bıraktı.
Ha estado yendo y viniendo hasta que Leith y yo hemos solucionado la custodia.
Daniel, Leith ile vesayet durumunu kesinleştirinceye kadar bir oraya bir buraya gitti geldi.
Encontramos a Leith en una playa en las afueras del pueblo.
Leithi plajda bulduk.
Creía que era cosa de Leith.
Bunun Leith olduğunu düşünüyordum.
Leith era un Glendower.
Leith bir Glendower id.
Sé que no te llevas bien con la familia de Leith, pero ellos también son familia de Daniel.
Leith'in ailesiyle geçinemediğini biliyorum, ama onlar Daniel'in de ailesi.
Bueno, estoy seguro que también están disgustados por lo de Leith.
E, onların Leith konusunda da üzgün olduğunu düşünüyorum.
Pero con Leith, si eso estaba sucediendo, ¿ cómo pudo ahogarse?
Leith'în de başına bu geldiyse nasıl boğulabildi?
¿ Por qué no le contó Leith a Mary lo que estaba ocurriendo?
Leith neden Mary'ye neler olduğunu anlatmadı?
La nota que encontramos en el cadáver de Leith... la habías visto antes.
Leith'in cebinde bulduğumuz not... Onu daha önce görmüştün.
Bangor acaba de mandar los resultados de la autopsia de Leith.
Bangor Leith'in otopsi raporlarını şimdi yolladı.
Leith fue asesinado.
Leith öldürüldü.
La muerte de Leith no fue un suicidio.
Leith'in ölümü intihar değildi.
Daniel nos dijo que vio a Leith y a Cole discutiendo esa noche.
Daniel bize gördüklerini anlattı Leith ve Cole o akşam tartışıyormuş.
Leith le debío de haber dicho que había encontrado una manera de asegurarse de que su madre tuviera dinero hasta que ellos regresaran.
Leith ona onlar geri dönünceye kadar annesinin para sahibi olmasının bir yolu olduğunu söylemiş
Leith iba venderle tu nota al reverendo, le iba a decir dónde estabas, ofreciéndole la nota como prueba.
Leith senin notunu pedere satacaktı, ve nerede olduğunu söyleyecekti. Notu bir kanıt olarak verecekti.
Sé que pensaste que tenías una buena razón para matar a Leith.
Senin Leithi öldürmek için iyi nedenlerin olduğunu biliyordum.
Leith, esto es lo que acordamos.
Şuan bunun için gücümüz yok.
Leith. ¿ Qué quieres, Luc?
Kızların nasıl olduğunu düşünüyordun?
Se trataba de la misma elección que la de Leith.
Aksi halde hiç gerçekleşmez. Günün dersi.
¡ Leith!
Hayır, Greer...
¿ De verdad? ¡ Leith!
Ve bu konuda gerçekten ciddi.
Leith me ha salvado la vida.
Doğuştan yetenekliyim kardeşim
Un año a partir de esta noche. Leith, en un año, todo será diferente.
Ama oldu.
Leith...
Elinden geleni yaptığını ve...
Aloysius, ¿ está vuestra hija con Leith?
Aloysius, Leith'in yanındaki kızın değil mi?
Leith hizo una especie de promesa cuando las cosas acabaron.
Leith işler sona erince bir gövde gösterisi yaptı.
¿ Y tú, Leith? - ¿ Te has quemado?
Sen iyi misin Leith?
Leith, Leith, siéntate y toma un respiro.
Leith, Leith, otur biraz soluklan.
Quería agradeceros el haberle ofrecido a Leith ese aprendizaje.
Leith'e bu ortaklığı teklif ettiğiniz için teşekkür etmek istedim. Yapabileceklerimin yanında hiç kalır.
Creía que teníais algo de cariño en vuestro corazón por el sirviente Leith.
Kalbinde hizmetkâr Leith için bir sıcaklık olduğunu biliyorum.
Habéis sido generoso conmigo, y con Leith, también, pero he aceptado toda la amabilidad que puedo de vos.
Bana ve Leith'e karşı çok cömert davrandın. Ama kabul edebileceğim tüm tekliflerini kabul ettim.
Leith, ¿ qué estás haciendo aquí?
Leith, burada ne yapıyorsun?
soy un sirviente, me agradaba ella y, y ella fue amable asi que le robe el beso
Ben bir hizmetçiyim. - Leith, hayır.
¿ Sabes lo que le pasa a los sirvientes como Leith?
Leith gibi hizmetçilere ne olur biliyor musun?
Leith salvo muchas vidas en el asedio
Leith kuşatmada bir çok kişinin hayatını kurtardı.
He escuchado lo que hicisteis por Leith.
Leith için ne yaptığınızı duydum.
Ahi esta Leith.
Leith orada.
Leith, no te vayas.
Bana bunu açık bir şekilde belirttiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]