Translate.vc / Espagnol → Turc / Leí
Leí traduction Turc
6,959 traduction parallèle
Ya sabes, yo siempre pensé que Fanny era el papel para el que había nacido, pero luego leí esto.
Her zaman Fanny'nin oynamak için doğduğum rol olduğunu düşünürdüm. Ama şimdi bunu okudum.
Leí "Guerra y Paz".
"Savaş ve Barış" ı okudum.
Aunque leí mucho en la universidad.
Çünkü üniversitede çok okudum.
También leí el reporte sicológico.
Psikiyatrik inceleme raporunu ben de okudum.
Hace poco leí un informe del Departamento de Vivienda.
Kısa süre önce, bir Konut ve Kent İmarı raporu okudum.
Leí un poema en su funeral. - ¿ Dónde?
- Cenazesinde şiir okumuştum.
Lo leí en una galleta de la fortuna.
Fal kurabiyesinde gördüm.
Sabes, yo no les dije todo lo que leí en la cabeza de Channing, pero hay un traidor en Orchestra.
Channing'in aklında okuduğum her şeyi onlara söylemedim. Orkestra'da bir hain var.
La Srta. Channing me habló de ella cuando leí su mente.
Bayan Channing aklını okuduğumda bana ondan bahsetti.
No lo leí.
Okumadım onu.
Leí cuidadosamente los actuales y los encontré bastante mundanos.
Olanları inceledim ve oldukça sıradan buldum.
Leí el archivo del caso.
Randy'nin dava dosyasını okudum.
Oh, sí, leí sobre esta parte en Yelp.
- Evet, bu kısmı Yelp'de okumuştum.
- ¿ Mi mensaje en Facebook? - Sí, me fui en cuanto lo leí.
Evet, okur okumaz terkettim orayı.
Acepté primero la petición de amistad luego miré todas tus fotos y me leí todo lo de tu muro.
İlk senin arkadaşlık isteğini kabul ettim, sonra senin tüm fotoğraflarını gezdim, ve senin duvarındaki herşeyi okudum.
Sólo lo leí.
Ben yalnızca satırı okudum.
Lo sé, las leí todas.
- Biliyorum, hepsini okudum.
Leí el expediente, el tipo es culpable.
Dosyayı okudum, adam suçlu.
Leí el trabajo de Babbit en la universidad.
Üniversitede Babbit'in çalışmasını okudum.
Lo leí cuando lo rechacé... para la "Revista de Física" el año pasado.
Fizik İncelemeleri dergisi için reddettiğim zaman okumuştum zaten.
Lo leí.
Okumuştum.
Pero leí uno de sus libros y me pareció el tipo de sujeto que no dudaría en usar un corte de cabello estilo Tennessee.
Ama kitaplarından birini okumuştum ve Tennessee saç modelini hoş karşılayacak bir adama benziyordu.
- Los leí.
Okudum.
No iba a decir esto porque no quería que se sintiera extraño. Leí tu entrevista.
Belki rahatsız olursun diye bu konuyu açmayayım dedim ama röportajını gördüm.
Leí el periódico. ¿ Has vuelto por ahora o has vuelto para siempre?
Gazete okuyorum. Artık temelli geri mi döndün yoksa işlerin için mi buradasın?
Leí en un libro que una persona que se ve como yo puede existir en este planeta.
Sana tıpatıp benzeyen bir insanın evrende var olabileceğine dair bir kitap okumuştum.
Ha pasado un tiempo desde que lo leí.
Onu okuduğumdan bu yana bir süre geçti.
Leí filosofía en mi segunda vez en prisión.
Strangeways'de ikinci dönem felsefe okudum.
Leí su artículo esta mañana.
Bu sabah makaleni okudum.
Sí, leí los boletos, Mike.
Hayır, okudum Mike.
Así que, ayer leí sus ensayos sobre neuropatía periférica.
Dün, çevresel nöropati kağıtlarınızı okudum.
Bueno, después de lo de Venezuela, leí algunas cosas, sí.
Venezuela'dan sonra biraz okuma yaptım, evet.
Sí, lo sé. Leí el archivo.
- Evet, biliyorum.
Leí sus ensayos, y admiro mucho sus estratégias para construir el sueño chino.
Makalelerinizi okudum ve Çin rüyasını kurmak için yaptığınız stratejilere hayran kaldım.
Leí los informes.
Raporları okudum.
Lo leí durante el vuelo.
Buraya gelmeden önce okumuştum.
Yo también pensaba lo mismo, hasta que leí los resultados del laboratorio.
Labaratuvar sonuçlarını görene kadar ben de öyle düşünmüştüm.
Leí el lenguaje corporal de Peter cuando me dijisteis que teníais algo que contarme.
Siz bana çocukla ilgili bir duyurumuz var diyince Peter'ın vücut dilini okudum.
Leí el artículo... nuestro nombre también está ahí, Su Alteza.
Makaleyi ben de okudum, içinde bizim ismimiz de geçiyor, Prens Hazretleri.
Leí algunos libros de Jinora.
Ne var? Jinora'nın kitaplarından bir kaçını okuyordum.
Hace poco leí, que durante la Segunda Guerra Mundial Joseph Stalin tenía un programa de investigación para crear supersoldados embarazando mujeres con gorilas.
Geçenlerde 2. Dünya Savaşı sırasında Joseph Stalin'in süper askerler yaratmak için kadınları gorillerden hamile bıraktırdığı bir araştırma programı yaptığını okumuştum.
Hay un libro donde leí sobre esto, "La Ira Terciopelo."
Okuduğum bir kitap var. "The Velvet Rage." - Gerçekten...
Lo leí en un artículo,
Bir makale okumuştum.
Leí algo al respecto.
Okumuştum onu.
Leí acerca de una tribu en Borneo.
Borneo'da bir kavim hakkında bir şeyler okudum.
Leí el reporte.
Raporu okudum.
Hay un libro que leí sobre el apartheid en Sudáfrica.
Güney Afrika'daki ırk ayrımı hakkında bir kitap okumuştum.
- Sé que lo es, que es por eso que lo leí minuciosamente.
- Biliyorum o yüzden önden ve arkadan okudum.
Leí otra vez la carta.
Mektubu tekrar okudum.
Leí el expediente de ese caso... y debo decir que el Sr. Baird...
- O dava dosyasını okudum.
Sí, lo leí.
Paulie'yle.