English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Liar

Liar traduction Turc

202 traduction parallèle
-... dar órdenes y liar...
-... emirler verip, ortalığı karıştırıyorsun.
- UNA I NSTITUCIÓN FAMI LIAR - TRAIGA A SU ESPOSA
Bir Aile Müessesesi EŞİNİZLE GELİN
- ¿ Cómo te has dejado liar?
- Nasıl böyle oldun birden?
Y vais a liar los bártulos y huir.
Eşyalarını toplayıp buradan kaçacaksınız demek.
Crees que puede liar a alguien?
Sence o, birilerini terk edebilir mi?
Una vez traté de aprender a liar tabaco, pero no conseguía dejar el dedo fuera.
Bir zamanlar sigara sarmaya çalışırdım, ancak parmağımı sarmamayı öğrenemedim.
No me va a liar.
Beni gafil avlayamazsın.
- Supongo que liar cigarrillos no está entre sus habilidades, teniente.
- Sanırım, sigara sarmak Öğrendiğiniz vasıflar arasında yer almıyor.
Un hermano puede liar con "trucos" a una hermana blanca... y ella todo lo que puede hacer es decir que sí.
Βir siyah kardeş, beyaz kadιnι kandιrabilir. Ve kadιn bununla başa çιkamaz. Sadece kabullenebilir.
Si lo encuentro se va a liar una de...
Onu yakaladığımda poposuna şaplak atacağım.
La que van a liar.
Yedekten sahaya çıkamazlar.
Tabaco de liar.
Torbadaki tütünü kağıda sararsın.
Solía sentarme y liar tabaco hasta el amanecer.
Geç saatlere kadar oturup, sigara sarardım.
Puedo liar al chico cuando quiera.
Adamı tam kıvamına grtirdim.
Papiro de liar.
Cigara papirüsü.
Ha venido a liar un asunto que no tenía controlado.
Sizse gelip, zaten elimde güçlükle tutabildiğim bir meselenin içine sıçtınız!
Conseguí liar a Christine para que te invitara.
Christine'le takılıyordum belki gelirsin diye.
Y eso no va a suceder hasta que pares de liar las cosas. ¿ Comprendes?
Sen işleri karıştırmaya devam edersen bu asla olmayacak. Anladın mı?
Que no sepan liar ".
"Okumazma" gerekmez.
Para borrar de mi mente ese feo enfrentamiento, fui a casa... y comencé a liar mis viejos periódicos.
Eve gittim ve eski gazeteleri paketlemeye başladım.
La vas a liar hablándole así a Starnes.
Starnes'la böyle konuşarak kendini yoruyorsun.
- No vayamos a liar la cosa.
- Olay çıkarmayalım.
Hay uno que te podría liar durante todo el día.
Bütün gününü meşgul edecek bir tane var.
Al final la cosa se debió liar más de la cuenta... y ese Santini acabó en la cárcel.
Sonunda işler çok karıştı ve Santini hapse girdi.
- No me vas a liar otra vez.
Beni bir daha kandıramayacaksın. - Seni... ... kandırmaya çalışmıyorum.
Varios intentarán salir de la base y empezarán a liar la cosa.
Bazısı üssü terketmeye çalışacak ve etrafı karıştıracak.
Gracias, mamá. ¿ Todavía puedes comprar un papel de liar?
Bak... Bunu düşün. - Sana bilet gönderebilirim.
Esto se va a liar.
Birazdan burası dolacak.
Lo quiero liar con el gran jefe.
Onu patrona ayarlamak istiyorum.
Mentiroso.
Liar.
Solo tengo tabaco para liar.
Sadece sarma var.
Soy un gran mentiroso.
I'm a great liar.
Dijiste que era Jakob el mentiroso.
Bana Jakob the Liar olduğunu söylemiştin
Aún cuando me hagan Canciller habrá cabos sueltos que deberé liar.
En ufak şansımın olduğunu bilsem bile üzerlerine gideceğim.
Y dile que deje de tocarse, o al final la va a liar.
Evet. Ayrıca ara vermesini söyle, aksi takdirde otuz bir ile yetinecek.
¿ Todavía puedes comprar un papel de liar?
Hala ot mu alıyorsun?
Controla, a ver al final te vas a liar.
Her şeyi berbat etme.
La familia Lair tiene un historial de robos, Zach.
Liar ailesinin hırsızlık geçmişi var.
Yo fumo cigarros normales, y él compra tabaco de liar.
Ben Kore sigarası içiyorum, o yabancı marka sigara içiyor.
Me voy a liar con un montón de pavas.
Bir sürü fıstığı becereceğim.
MATRONA BLUTH EN UNA RI ÑA EN EL RESTAURANTE FAMI LIAR KLI MPY'S
"Anne Bluth, Klimpy's aile restoranında kavgaya karıştı."
Te van a liar en una bufanda y darte una baguette.
Boynuna atkı sarıp sana fransız ekmeği vermek istiyorlar.
La vamos a liar.
Başımız belaya girecek çocuklar.
Te dejaste liar por un soldado.
- Bir askerden hamileydin.
Venga, que la vamos a liar.
- Gidelim. - Biraz hareket olsun!
¿ Cómo qué te ibas a liar con un viejecito lleno de achaques?
Sen öyle biriyle nasıl çıkarsın?
Abrir, identificar, liar, extraer, irrigar, cerrar. Abrir, identificar, liar, extraer, irrigar, cerrar.
Aç, tanımla, al, temizle, kapat.
¿ Intentas liar con los pies de nuevo?
Süper Hans, yine ayağınla mı sigara sarmaya çalışıyorsun?
Pensé que sólo quería liar las cosas para desviarme del camino.
Benim dikkatimi dağıtmak için ortaya konu atıyor sanmıştım.
- ¿ Alguien quiere liar esto?
- Sarmak isteyen var mı?
Suele liar al contrario.
Ama inanıyorum. - Evet. Ben de.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]