Translate.vc / Espagnol → Turc / Limit
Limit traduction Turc
284 traduction parallèle
Dejaré de pujar. ¿ cuál es el límite?
- Ne kadar limit belirlediniz?
¿ Está en rojo?
Limit aşılmış mı?
Eso dicen. Es un juego justo. Sobre todo porque no hay límite.
Öyle söylüyorlar Adil bir oyun Özellikle de limit yoksa
- ¿ A dólar?
- Limit bir dolar olsun mu?
Hay que ponerles un límite.
Onlara bir limit verin.
Tu crédito te lo acepto hasta los $ 2500 pero ése es tu límite.
Tamam. Hesabın, 2500 için yeterli Ama limit bu kadar.
Dijiste que el límite era...
Limit ne demiştiniz?
Mire. Miles de kilómetros en línea recta prácticamente sin límite de velocidad.
Baksana, kilometrelerce dümdüz yol ve hiçbir hız limit yok.
- ¿ Cuál es el límite?
- Limit ne?
Una vez que esas bombas caigan, no podrá limitar nada.
Bu bombalar bir kere düşmeye başladı mı limit-sınır diye birşey tanımıyorlar.
- Se quitó el límite.
- Limit geçti efendim.
¿ Cuál es el límite?
Limit ne kadar?
¿ Qué límite tiene pensado?
Aklınızda ne kadarlık bir limit var?
Si hubiera alguno, no jugarías.
En yüksek limit olsa sen zaten oynayamazdın.
Olvídese de los asesinatos. Hay un limit...
Cinayetlerin peşini bırakın.
El limite es de 2.000 dólares.
Limit 2,000 dolar.
El cielo es el límite, y seguro los chicos compartirán sus ganancias de la serie, si ganamos.
Limit yok, ve eğer kazanırsak eminim çocuklar play offlara doğru yol alacaktır.
- ¿ Hay un límite en las preguntas?
- Sorulara limit var mı?
Concurso de belleza en el Sky's The Limit de Detroit.
Detroit'te güzellik yarışması.
- Una miseria. ¿ Cuál es el límite?
Rezalete bak. Limit ne? - Yirmi.
- Lo intenté, pero éste es eI límite.
- Daha fazlası için uğraştım ama limit bu.
- El cielo es el límite.
- Limit koymuyorum.
El límite de 25 Km / h en la calle mayor. El límite de 25 Km / h en la calle mayor.
- ve ana caddedeki 15 km hız limit tabelasını.
Sí Capitán, no podemos abarcar toda la luna.
- Ön limit bu mu? Evet Kaptan. Tüm ayı saramıyoruz.
¡ Sín límites!
Limit yok!
¡ Sin leyes!
Limit yok!
Tiene un límite de $ 750 en "Visa"... paga sus cuentas, no tiene deudas con nadie.
Kartında 700 dolar limit var, faturalarını ödüyor. Hiç borcu yok ve dönmüş çeki de yok.
El escáner neural está alterado.
Nöral tarayıcı hâlâ limit dışı.
- Este cuarto está fuera de los límites.
- Bu oda limit dışı. - Burada olmamalısınız bebek mamaları.
Sobregirada.
Limit aşımı.
Jugamos con cinco cartas.
Oyunumuz kapalı poker. Limit yok.
Hay un limite.
Bir limit var.
¡ Nunca me había marcado unos límites!
Daha önce bana limit koymamıştın.
Bueno, creo que cuando un director oye la palabra "imitación" se emociona porque es un reto.
Bence bir yönetmen "limit" kelimesini duyduğu zaman onun meydan okumasından dolayı heyecanlanır.
No mas deudas, no mas descubiertos.
Borcumuz, limit aşımımız kalmadı.
¿ Hay límites a la interactividad de Sheila 3,2?
Sheila 3.2'nin interaktifliği hakkında bir limit var mı?
No hay límite superior.
Üst limit yok.
Hay límites para...
Bir limit...
- Límite.
- Limit.
Niebla en Marin Country, pero se va despejando... entrando a la ciudad por el puente Golden Gate. Así esta el trafico.
Marin ilçesi sisli, Golden Gate Köprüsüne kadar..... hız limit düşürüldü.
T " es tiempo en segundos. ¿ En qué límite está la velocidad- -?
T saniye ise, limit hızda...
Pero tiene que haber un límite de tiempo.
Ama bir limit olacak.
Tiene un tiempo limite, pero aun asi.
Bir limit var ama yine de.
Lo siento, pero dos cafeteras de Landras son el límite.
Üzgünüm B'Elanna, ama iki sürahi kahve kesinlikle limit oluyor.
El límite prenupcial es de $ 6 mil ;
- Çok para olmalı. Evlilik öncesi sözleşme kadına altı yüz bin dolar limit koymuş.
- No tengo suficiente en mi tarjeta.
Kredi kartımda bileti çekmeye yetecek limit kaldığını sanmıyorum.
- Entonces, ¿ por qué has puesto un máximo en su compra?
- Neden alıma bir limit koydun?
¿ Por qué has puesto un máximo en su compra?
Neden alıma bir limit koydun?
Límite.
Limit.
No hay límites.
Belli bir limit yok.
- Suena bien.
Limit üç papel.