Translate.vc / Espagnol → Turc / Linea
Linea traduction Turc
2,026 traduction parallèle
Disculpa. La linea está
Yolu açın.
apagaré la linea y abriré las rejillas de ventilación a la superficie.
Hattı kapatıp, kapak menfezlerini açacağım.
soltaran a mi hermano, no gracias a ti de hecho, todo es gracias a mi soy quien hizo que aliniaran su cuartada con la linea del tiempo del crimen yo soy el que encontro a dos testigos que lo pusieron a el en otro lugar mientras fue hecho el sabotaje
Abimi serbest bırakıyorlar, size rağmen. Aslında hepsi benim sayemde oldu. Suçların işlendiği saatlerde başka yerde olduğunu gösteren zaman çizelgesini hazırlayan kişi bendim.
La linea roja es el viaje diario de Jurel antes de que muriera
Kırmızı hat, Jurel'in sağken kullandığı günlük güzergah.
Rabbit, estás en linea con el doctor Joe.
Rabbit, Dr.joe hatta.
Si estuvieramos en la linea de fuego y alguien me estuviera manoseando. Lo bajaría!
Birisi Tenderloin'de bana el, kol yapanın paçasını alırım aşağı.
¿ Estabas en la linea final de la conversacion?
Konuşacağınızı konuşmuş muydunuz?
Parece una linea.
Çizgiye benziyor.
Todo recto hasta el final de la linea.
Bu çizginin sonuna kadar gelin.
En realidad, no es una broma muy graciosa. Cuando golpea la linea siempre me ha reir.
Can alıcı noktası beni hep güldürmesine rağmen çok komik bir espri değil.
Creo que me pase de la linea totalmente.
Bu çok yersiz oldu.
- Disculpe, hubo un problemita con el sonido,... cuando dijiste la ultima linea.
Seste bir sorun oldu da.
deberias haber llevado alguna linea para impresionarlo como dicen respuestas armadas
Onu etkilemek için farklı yöntem, kullanmalıydın. Onların dediği gibi hazır cevaplar.
tengo... tu has oido hablar de la linea de la pelicula, no es asi
Fimlerlen aldın değil mi.
54 yardas- - la mejor corrida desde la linea de golpeo en toda la temporada
54 yard. Topu oyuna soktuktan sonra sezonun en iyi koşusu.
Alguna clase de linea segura de emergencia.
Bir çeşit acil güvenlik hattı.
Lo estoy! Y selección genética es una linea que no quiero cruzar.
Genetik seçim benim geçmeyeceğim bir çizgidir.
Esta gente no se instalaría una linea de teléfono, ni hablarían por el móvil, pero Ridley usó su portátil para buscar porno, sitios de propaganda extremista y 247 direcciones en los mapas de Google.
Bu adamlar sabit hattan veya cep telefonundan konuşmuyor, ama Riley laptop'ını porno aramak, propaganda sitelerine ve Google Maps'ta 247 adrese bakmak için kullanmış.
Llamé a una linea sexual.
Seks hattını aradım.
Estabas justo en la linea de fuego.
Bir anda kendini ateşin ortasına atıverdin.
Tu madre y yo no estabamos en linea.
annen ve ben hiçbirzaman chat yapmadık.
Acabamos de entrar en linea, cabrón.
daha yeni hayat döndük, seni götherif.
Y luego están en un set de porno diciendo, "Voy a cogerte...' ¿ Linea?"
porno filmin setindeyken de, "'seni sikeceğim...'replik? "
¿ Debe ser esa tu primera linea cada vez que entramos a una fiesta o a un bar?
Bir bara ya da partiye gittiğimizde, her seferinde bu olmak zorunda mı?
Y mira, pusiste a los villancicos en la linea de tren como si eso fuera a terminar bien.
Baksana, Noel şarkıcısını iyi bir ölüm şekliymiş gibi tren raylarına koymuşsun.
Al final, puse todo en una delgada linea.
Şansım düşük ama denemeye değer.
Quizás, pero los Singhs han creado demasiados problemas para conseguir este trato en linea tratándose solo de algo para conseguir un par de policías muertos.
Belki değilim, ama Singh Kardeşliği tüm bu düzeneği sadece bir iki polis öldürmek için kurmuş olamaz.
Eres el último de la linea, chico.
Son engeldesin, Kit.
A pesar que nos enfrentamos a un enemigo, que nos ha perseguido implacable y nos ha golpeado desde nuestros inicios, estamos sin único heredero superviviente para la linea de sangre Singh.
Kurulduğu günden bu yana durmaksızın peşimizde olan düşmanımızla karşı karşıya olduğumuz şu günlerde Singh soyuna ait tek bir varis bile kalmadı.
La más importante linea de defensa contra este engaño, es el conocimiento de la perversión de la lengua y estar absolutamente consciente de como se forman las creencias y conceptos.
Kanunlar, yalnızca "hukuk birliği" içindekilere uygulanabilir Oynanan bu oyun bir illüzyondur.
Pero, Peter, yo estaba en la linea durante una hora.
Denedim. Ama Peter, bir saattir bekliyorum.
Pronto vendr � al servicio un archivo grande... la linea X.
Yakında bizim departmana çok önemli bir dosya gelecek. "X Hattı".
La linea X.
X Hattı.
Estaciones de disparó, armas en linea.
Savaş istasyonları! Silahlar devrede!
Tendrá que buscar una nueva linea de trabajo :
Yeni bir iş kolu bulmalı
¿ Y qué haces aqui en la linea de pelea?
Burda ne işin vardı peki?
La linea de batalla estaba a 30 km de aqui, ayer.
Dün burda 30 kişilik bi birlik vardı - Bilmiyordum
debemos estar en la linea de batalla la pregunta es, ¿ de qué lado estamos?
Dikkatli olmalıyız - Soru şu ki, durumları ne?
Vengo de una larga linea de caza vampiros
Ben, vampir avcılarının uzun bir çizgisinden gelirim.
Tenemos que salir de esta linea.
Sıradan çıkmamız gerek.
Ha dicho que no tienen idea de lo que podria significar a segunda linea
... ikinci satırın ne anlama geldiğini bilmediğinizi söylemiştiniz, değil mi?
Cruzaron una linea, y nosotros no podemos permitirlo.
Sınırı geçtiler, ve bize bunu yapmalarına izin veremeyiz.
Aprende a aceptarlo Mejor sigue la linea o quedate en el camino.
Ve hepiniz onun yasal varisinin kim olduğunu biliyorsunuz.
¿ seguir en la linea? !
Parti bunu gözden kaçırmamalıdır.
Ahora tengo que estar parado en la linea, ¿ eh?
Son kez uyarıyorum. Tüzük, sana bu herifi partiye alma izni veriyorsa..
Toda mi vida he tenido un objetivo... ahora tengo que estar en la linea y mendigar?
.. aynı tüzük bana da.. .. seni partiden atma yetkisi veriyor. Efendim..
completamente fuera de linea, señor... Ya lo veo.
.. ama koltuk paylaşımı hakkında ağzını sıkı tutuyorsun.
Musulmanes, hindúes, todos... parecen estar en la misma linea.
.. Tanrının önünde yemin ederim ki..
- Espere un minuto en linea
Pekala.
Lo primero que vuelve a estar en linea tu corazón- -
ilk olan şey tekrar online olmanız, kalbiniz- - güzel. ve sonra beyniniz. ameliyat gerçekten inanılmazdı. çok iyi gitti.
Seguir la linea!
Vay be, Sayın YK başkanı!