Translate.vc / Espagnol → Turc / Líder
Líder traduction Turc
10,651 traduction parallèle
El líder de La llamada.
Çağrı'nın lideri.
Los padres y las cuidadoras han votado, y te vamos a relegar como líder.
Ebeveynler ve dadılar oylama yaptı ve seni görevden alıyoruz.
El sistema COM está integrado con el JTACS allí en el terreno, el líder del equipo está en comunicación con el piloto.
İletişim sistemi burada JTACS ile yapılıyor. Takım lideri pilotla bir arama hattındadır.
Líder del equipo en contacto con Buho Nocturno 5.
Takım lideri Gece Baykuşu 5 ile birlikte...
Era el líder del Grupo Patria en los 90, ¿ no es así?
90'larda Grupo Patria'nın lideriydi, değil mi?
¿ Eres la líder de este grupo? ¿ La que me ha traído a mi Murphy?
Murphy'mi bana getiren grubun lideri sizsiniz değil mi?
Con Pedrosa y Lorenzo fuera, el campeonato tenía un nuevo líder.
Padrosa ve Lorenzo gidince, şampiyonanın yeni bir lideri vardı.
Enseñaré a Inglaterra que su líder es fiera y brillante y fuerte.
İngiltere'ye liderlerinin acımasız zeki ve güçlü olduğunu göstereceğim.
Tu tío era un buen líder.
Amcan iyi bir liderdi.
Líder de la banda de Sprawl.
Sprawl çete lideri.
El líder es un hombre llamado Ramón Santos pero no pueden encontrar nada sobre él.
Liderleri Ramon Santos adında bir adam,... ama geçmişiyle ilgili bir şey bulamıyorlar.
El líder de la iglesia.
- Kilisenin başı.
¿ Quién es el líder?
Bu işi kim yürütüyor?
No, porque tienen una líder valiente que les apoya.
Hayır, arkalarında korkusuz bir lider olduğu için.
Guerrero es el líder de una de las pandillas más despiadadas en este país, ¿ y dejas que se quede activo para cubrir tus propias huellas?
Guerrero ülkedeki en gaddar çetenin lideri ve sen sırf kendi yaptıklarını örtmek için onun elini kolunu sallayarak gezmesine göz yumdun.
¿ Quieres ser un líder o no?
Kendi ekibini yönetmek istiyor musun, istemiyor musun?
¿ Dónde está tu líder de equipo?
- Ekip lideriniz nerede?
Para mantenernos en funcionamiento o, bueno, vivos, necesitan una voz... un líder, un maestro... y en nuestros cerebros, ese trabajo le pertenece a la glándula pituitaria.
Bizi işler durumda, iyi ve hayatta tutmak için bir sese, bir lidere, bir ustaya ihtiyaçları vardır ve bu iş beynimizdeki hipofiz bezinin işidir.
Lo que necesitan es un líder.
Sadece bir lidere ihtiyaçları var.
Sin un líder fuerte, la máquina entera está fuera de control.
Güçlü bir lider olmazsa bütün makine bozulur.
A medida que su líder, como un padre, Lo siento de verdad por eso.
Lideriniz olarak, bir baba olarak bunun için en derin üzüntülerimi sunuyorum.
Así que tengo material de archivo del senador Morra en la cama con la esposa del líder de la mayoría.
Senatör Morra'nın, çoğunluk partisi liderinin karısıyla ilişkiye girdiğine dair görüntü var elimde.
Necesitaríamos una imagen que galvanizar a la gente, por eso digo que escenificar una foto de un policía antidisturbios disparar a un líder de la comunidad.
İnsanları canlandıracak bir görüntü oluşturmalıyız ki ben, çevik kuvvet kıyafetli bir polisin topluluk liderine ateş ettiğini gösteren bir fotoğraf hazırlayalım derim. - Nasıl hazırlayacağız peki onu?
Esperaba poder hablar con su líder.
- Liderinizle konuşmayı umuyordum.
La líder del partido puede haber sido la última persona que ha visto al Senador O'Malley con vida.
Hadi ama Denetçi senatör O'Malley'i canlı olarak görmüş son kişi olabilir
Querido, de ninguna manera, ni en la comedia H-E-double-hockey-sticks, te permitiré arrastrar a la líder mayoritaria del Senado hasta el FBI sin ninguna evidencia que la involucre.
Tatlım elinde hiçbir delil olmadan Senato baş denetçisini sorgulayacak bir yol inan ki bulamam.
Llamamos a la líder, y el Departamento de Justicia se convierte en carne de cañón de los talk shows domingueros, y, querido, así no es como planeo hacer mi primera aparición en Meet the Press.
Denetçi ofisini ve Adalet Bakanlığı'nı ararız, onlara Pazar Sabahı programları için yem veririz.
Acabo de colgar con la oficina de la líder.
Demin denetçinin ofisinden telefon geldi.
Entonces, las probabilidades nos dejan a la esposa, la hija ilegítima, y la líder del partido.
Bu da aklımıza evlilik dışı çocuk yüzünden karısını getiriyor.
Apostaba mi dinero por la líder.
Bütün paramı buna yatrırım.
La líder del partido.
Baş denetçi.
Líder de una banda conocida...
Ahtapot isimi çetenin lideri.
Así que, ¿ líder?
Demek lider sensin?
¿ Si te elimino a ti, su líder eso disiparía al enjambre?
Senden yani liderlerinden kurtulursam sürü de dağılır mı?
Anoche hablé en privado con nuestro líder ninja en el exterior.
Dün gece yurtdışındaki ninja liderimizle özel olarak konuştum.
Francia necesita un líder ya.
Fransa'nın hemen bir lidere ihtiyacı var.
Si ni siquiera podéis decidiros por un líder...
Eğer bir lidere bile karar veremiyorsanız...
Estamos reunidos aquí hoy porque Francia necesita un líder, y rápido, como la reina madre a menudo nos ha recordado.
Buraya acil olarak Fransa'nın bir lidere ihtiyacı var diye toplandık valide hanım'ın bize sık sık hatırlattığı gibi.
Espero que tengas algo de energía Para el líder de nuestra familia,
Ailemizin lideri için umarım enerjiniz kalmıştır.
No está mal que el líder del Comité Demócrata diga cosas buenas de ti.
Demokratik Komite'nin başkanının senin hakkında iyi şeyler söylemesi kötü değil.
Eso es genial, pide ver a su líder, y consígueme una dirección.
Liderlerini görmek istediğini söyle ve bana bir adres getir.
Carlos Salvado es el líder más longevo de una banda en las Vegas.
Carlos Salvado Vegas'ta en uzun süre başta kalan çete lideri.
Y este tal Samson te ha dado la dirección del líder de una banda sin más,
Ve bu Samson sana çete liderinin adresini verdi
Porque soy un líder benevolente y buena acogida.
Çünkü ben cömert bir lider ve iyi bir ev sahibiyim.
¡ Somos la Banda Togen y yo soy su líder, Hammerhead!
Çekiç Kafa tarafından yönetilen Cennet Ekibi de tüm bunları gerçek yapacak!
Acabamos de identificar al líder de los terroristas.
Az önce liderlerinin kimliğini de öğrendik.
Hammerhead, el ex líder del grupo terrorista Togen Gang ha sido visto usando un traje para entrevistas necesitamos investigar más.
"Cennet Ekibi terörist grubunun eski lideri Çekiç Kafa..." "... takım elbise ve kravat giymiş şekilde görüldü. " " Ek soruşturma yürütülüyor. "
Al habla la líder del Escuadrón Fénix.
Burası Anka Lider.
Líder del Escuadrón Fénix, le di una orden directa de retirada.
Anka Lider size geri çekilmeniz için direkt bir emir verdim.
Ella solía ser la líder de equipo en el famoso bufete de abogados Alvi. ¡ La abogada Oh Soo Jin!
Ünlü avukatlık bürosu Alvi'nin Ekip Liderliğini yapmış Avukat Oh Soo Jin!
Ella es la líder.
Başlarında da o varmış.