Translate.vc / Espagnol → Turc / Machetes
Machetes traduction Turc
121 traduction parallèle
Con comida, agua, machetes y brújula.
Yiyecek, su, kılıç ve pusula veririz.
Los que no murieron por la granada fueron asesinados con machetes.
Granada tarafından öldürülmeyenler, palalarla öldürülmüştü.
¿ Con machetes y manos contra sus armas?
Savaşın. Silahlara karşı bıçaklar ve çıplak ellerimizle mi?
Si no con machetes, hachas, lo que sea.
Yoksa, bıçaklarla, baltalarla, sopalarla, ne varsa onunla.
Menos de cien rifles, algunos machetes y no mucho mas.
Yüzden az tüfek, birkaç pala ve başka bir şey yok.
¿ Cuántos machetes quieres que llevemos?
Kaç pala getirmemizi istiyorsun?
Para machetes y otras cosas.
Onlara bıçakları için lazım oluyor.
Se arregla un poco, esos frijoleros se pelearían con machetes por un coche como éste.
Biraz tamir ettikten sonra harika olacak. Böyle bir araba için birbirlerini yiyecekler.
Peleé contra los turcos, machetes contra artillería.
- Yerin Grace'in ve çocukların yanı! -... zafer kazanana dek savaşmak.
El caribú estaba allí, ellos aparecieron de la nada y lo mataron muy rápido con unos grandes machetes, y cayó al suelo.
Karibu orada bekliyordu ve onlar birden ortaya çıktılar gibi oldu ve büyük palalarla hızlıca hayvanı öldürdüler ve yere yığıldı.
En la quietud de la noche mientras los españoles, luego de rezar dormían apaciblemente los salvajes rompieron sus cadenas y subieron sigilosamente a cubierta, como fieras de rapiña y cayeron sobre la tripulación con sables y machetes.
.. gecenin sessizliğinde, İspanyollar dualarını edip, huzurlu uykularına daldıktan sonra vahşiler tasmalarından kurtuldular ve avcı yaratıklar gibi güverteye çıktılar. Kılıç ve bıçaklarla, hiçbir şeyden habersiz mürettebata saldırdılar...
Después de tres años y 3000 km de un camino cortado con machetes Encontramos por primera vez la población India del Xingu
Üç yıl ve 3,000 kilometrelik yolu bıçaklarla açtıktan sonra yukarı Xingu'nun Kızılderili insanlarıyla ilk defa göz göze geldik.
Usamos machetes para cultivar... Pero en otras partes del mundo usan máquinas...
Biz pala kullanıyoruz ama dünyanın geneli makineleri kullanıyor.
En lugar de armas ultramodernas, carabinas y machetes...
Yüksek teknolojili silahlar yerine... Tüfekler ve palalar.
Garrotes, piedras, machetes, frente a frente.
Sopalar, taşlar, palalarla yüz yüze mücadelede...
Arde una iglesia, y hay gente afuera con sables y machetes...
Bir kilise yanıyor. Ve dışarıda insanlar palalar ve kılıçlarla...
Desde ahora en mas, nada de hablar, nada de machetes... sin excepciones.
Bu noktadan sonra, konuşma yok, notlara bakmak yok... istisna yok.
Verán, él era el tipo encargado de los machetes.
Kopya kağıtlarından sorumlu adam oydu.
Además están los machetes.
Ve kopya kağıtları var.
Mejor eso que, uh, palos y machetes
Sopa ve kılıç yaklaşımından daha iyi.
Blandiendo nuestras brillantes espadas acuchillando con machetes lucharemos por toda la isla del este al oeste
* Sallıyoruz parlayan bıçakları, çıkıyoruz sokağa ele alıp palaları. * * Tüm adayı boylayacağız, doğudan batıya patlayacağız. *
Ahí estaba esquivando machetes, así que los corsos no me asustan.
Orada satırlardan kurtuldum, Korsikalılar beni korkutamaz.
Cadáveres, machetes.
Ölü bedenler, dev palalar.
¡ Machetes!
Palalarla.
Vale, Claire, estamos de pie en la entrada con caretas y machetes, amenazadores.
Claire girişte maskeler ve palalarla dikilebiliriz. "Image of Menace" deki gibi.
Los machetes no tienen impacto... en nuestra cultura.
Palaların bir yankısı yok. Kültürümüzde.
¿ Machetes?
Palalar mı?
Córtenlos con machetes.
Onları palayla kes...
Las milicias con machetes y palos mandan en las calles.
Caddelere, ellerinde palalar ve sopalar olan milisler hükmetmekte.
No había visto semejantes machetes en mi vida.
Hayatımda bu kadar palayı hiç bir arada görmedim!
Con esos machetes de mierda.
Oradaki lanet olası palalara!
Ellos han tomado mosquetes, machetes una peligrosa escalada.
Tüfekleri ve palaları almışlar... tehlikeli bir gerilim.
- ¿ Dónde están tus machetes?
- Palaların nerede? - Tatlım.
Tiene la Biblioteca Británica allí con Eurostar, y justo en el medio tiene una aldea llena de somalíes armados con machetes.
Eurostar'ın köşesinde, ortada ise... Somalili çetelerin palalarla dolaştığı bu uyuşturucu köyü var.
Estabas ocupado buscando tus machetes y tus lindos zapatos mientras a nosotros nos disparaban.
Demek ki bize ateş edilirken siz bıçaklarınızı ve güzel ayakkabılarınızı almakla meşguldünüz.
Nosotros fuimos... con machetes, lanzas y cuchillos, ellos mataron a cada uno de los hombres que nos protegían.
Baltalarla, mızraklarla ve bıçaklarla bizi korumaya çalışan adamları doğradılar.
¿ Como uno de esos machetes que usan los "moracos"?
Esmer vatandaşların kullandığı bıçaklardan biri gibi.
Los machetes son el arma que usan los de la Calle San Kings en la 29.
Palalar 29. Sokak Krallarının seçtiği silahlardır.
Y sabes que se trata de más que tres "cholos" con machetes.
Ama bu iş palalı sersemlerden yukarılara uzanıyor.
Cayó la oscuridad sobre Rwanda, machetes en lugar de paz
"Ruanda'ya karanlık ve barış yerine palalar gelmişti."
Unidos por los machetes y su voluntad de matar
"Palalarıyla katıldılar bu savaşa ve niyetleri öldürmekti."
Lo haremos después de atrapar a los locos de los machetes.
Bu karanlık işi palalı sapıkları yakalayınca yapsak?
Tienes a los de los machetes pero no a quien dio la orden.
Pala sallayanları bulduk emri verenleri değil.
Cuando me mudé a Chisec, estaba dando un paseo y de pronto me perseguían seis tipos con machetes que querían hablar conmigo.
Chisec'e ilk defa gittiğim zaman, orayı önce - den de biliyordum, bir ara gezinmeye çıktım. Maşatlı altı kişi beni kovalamaya başladı, benimle konuşmak istiyorlarmış.
Hace poco, una mujer fotografió a un niño, llegaron los tipos de los machetes y ella no tuvo tanta suerte.
Yakın zamanda olan bir olay. Bir kadın sadece çocuğun resmini çekmiş. İşte yine maşatlı bir grup.
Escondites de armas, machetes, granadas..
Silahlar, bıçaklar, el bombaları.
Luego invitaron a la milicia local a entrar y matarlos con machetes.
Onlar da hepsini palalarla katletmiş.
Ya sabes cómo se enoja Pa cuando juego con sus machetes.
Bu kılıçlarla oynamamızın, babamızı nasıl kızdırdığını biliyorsun.
No tiene nada de malo pelear con machetes.
Biraz kılıç savaşının bir zararı olmaz.
- Con machetes.
- Kılıçlar.
Incluso, aquí donde permanecen indefensos, sin poder hacer nada en su defensa, en el piso, son eviscerados con machetes,
Oysaki burada, ıstırap içerisindeler.