Translate.vc / Espagnol → Turc / Majestic
Majestic traduction Turc
180 traduction parallèle
TEATRO MAJESTIC
MAJESTIC TİYATROSU
MAJESTIC. FLORENZ ZIEGFELD PRESENTA :
MAJESTIC FLORENZ ZIEGFELD JR SUNAR :
Hoy dan una buena película.
Majestic'de çok güzel bir film var.
Ya fuiste Primero en el Majestic.
- Ne de olsa Majestic'te birinci kaptandın.
Del Majestic, si no me equivoco.
- Yanılmıyorsam Majestic'teydi.
Estaba en el Majestic cuando ocurrió algo parecido.
Majestic'te de aynı şey olmuştu.
Es en el Majestic, calle 44.
44. Cadde'deki Majestic'te.
El Hotel Majestic está al final. Ahí es donde me quedaré.
Benim kalacağım Majestic Hotel ise sonda.
"Urgente. Llama a Charles al Majestic Hotel".
Majestic Hotel'i arayıp Bay Charles ile görüşün. "
Muy urgente ".
"Bay Charles. Majestic Hotel 437 numara."
Philip, ¿ no te acuerdas? - La vimos en el Majestic.
Majestic sinemasında izlemiştik.
- ¿ Seguro que era el Majestic?
- Majestic olduğuna emin misin? - Evet renkli bir filmdi.
Al hotel Majestic.
Bir şansımız var. Majestic oteli.
¿ Está en el Majestic?
Majestic'te mi kalıyorsun?
Creo que se llama Majestic.
Sanırım adı Majestic.
Hotel Majestic, tres estrellas, un cuchillo y un tenedor.
Majestic Otel, üç yıldızlı ve restoranlı.
El hotel cancelará las reservaciones.
Majestic'e gitmezek, odalarımızı boşaltırlar.
¿ Irás al hotel?
Majestic'te olacak mısın?
- "Empeños Majestic".
- "Majestic Rehincilik."
No, con ese bigote y hospedándose en el "Majestic", no puede ser.
O bıyığınızla ve Majestic'de kalıyor olduğunuza göre olamaz.
Por eso, mis amigos viven en el "Majestic".
Arkadaşlarım Majestic'de kalıyor.
No, con ese bigote y hospedándose en el Majestic, no puede ser.
O bıyığınızla ve Majestic'de kalıyor olduğunuza göre olamaz.
Por eso, mis amigos viven en el Majestic.
Arkadaşlarım Majestic'de kalıyor.
Ahora, Majestic Undercoating orgullosamente presenta :
Majestik Astarlama gururla sunar :
¿ Puede comunicarme con el Hotel Majestic?
- Majestic Otel'i bağlar mısınız?
Hotel Majestic.
- Majestic Otel.
Subirán un cargamento de platino a bordo del crucero de lujo Majestic.
Majestic adlı lüks yolcu gemisine bu gece bir platin sevkiyatı olacak.
¿ El salón del Majestic?
Majestic Ballroom?
Entre bastidores del Majestic.
Majestic Tiyatrosu'nda sahne arkasında.
Señor, acabamos de perder a Seatag y la Majestic.
Efendim, Sitak ve Majestik'i kaybettik. Tek başımızayız.
Ellos abrieron investigaciones oficiales con nombres como Grudge, Twinkle Proyecto Libro Azul, Majestic 12.
Garez, pırıltı, mavi proje kitabı, muhteşem 12 gibi isimlerle resmi soruşturmalar açtılar.
Vaughn hará un truco publicitario para su nueva aerolínea, Majestic.
Vaughn bu gösteriyi yeni aldığı uçak şirketi için yapıyor, Majestic Air.
A las 9 : 00 horas, hora de Greenwich. ... el vuelo inaugural de Majestic Air volará sobre la cima ¡ y nosotros estaremos ahí para saludarlo!
Greenwich saatiyle, saat 9 : 00'da Majestic Air'in açılış uçağı zirvenin üzerinden geçerken bizler ona oradan el sallıyor olacağız!
The Majestic.
The Majestik.
¿ Harry, por qué cerraste el Majestic?
Harry, Majestik'i neden kapattın?
Quiero reintroducirte en el staff de El Majestic.
Artık uyandığına göre seni Majestik'in personeliyle tanıştırayım.
- Por eso le pusimos Majestic.
- Bu yüzden buraya Majestik dedik.
Luke Creo que amabas al Majestic aún más que yo.
Luke. Senin Majestik'i benden bile çok sevdiğini sanıyorum.
- Vamos a reabrir el Majestic.
- Majestik'i yeniden açacağız.
¿ Quieres ser abogada por El Majestic?
Majestik yüzünden mi avukat olmak istedin?
Notamos la presencia de los Trimbles y el resto del personal de El Majestic.
Başkan, Harry ve Luke Trimble'ın ve Majestik personelinin burada olduğunu görüyor.
El Majestic necesita muchas reparaciones y no podremos costearlas a todas.
Majestik'in çok tamirata ihtiyacı var. O kadar paramız yok.
Moción para permitir a los ciudadanos de Lawson a ayudar a El Majestic si es que pueden.
Lawson halkını, Majestik'e yardıma teşvik etmek için önerge veriyorum.
- ¿ Y quién va a manejar el Majestic?
- Ama Majestik'i kim işletecek?
Sólo un capitalista puede hacer andar al Majestic.
Ancak bir kapitalist Majestik'i tekrar açıp işletebilir.
Cuando salía con alguien, en general lo llevaba al Majestic.
Randevusu olduğunda genelde onları 7. Cadde'deki Majestic'e götürürdü.
- En el Hotel Majestic de la 7 ° Avenida.
7. Cadde'deki Majestic Otel'de.
Ella es acompañante de baile o algo así en el Hotel Majestic.
Majestic Otel'de dansçi veya öyle bir sey.
Soy la supervisora de baile y bridge en el Hotel Majestic.
Ben Majestic Otel'de dansçi ve briç hostesiyim.
No era la chica para un lugar de clase como el Majestic, pero Uds. saben cómo son las chicas
Majestic gibi kaliteli bir yere pek yakismazdi. Ama kizlari bilirsiniz.
Llévenos al hotel "Majestic" si es tan amable.
Majestic Oteli'ne gidiyoruz, şoför bey.