Translate.vc / Espagnol → Turc / Malta
Malta traduction Turc
561 traduction parallèle
Yo regresaré al campo... y a esas placenteras horas en los jardines de malta.
Turba tarlalarına ve bahçeli birahanedeki o tatlı saatlere geri döneceğim.
¿ Una cerveza rubia una cerveza negra una cerveza de malta o sólo una cerveza?
Bir duble büyük bir bardak siyah bira ya da sadece bira mı?
Se posotivamente que nuestro buen amigo el Dr. Stall... Ha tratado a este chico que hojea las páginas de este libro... de fiebres de Malta, beriberi, y que temía a todas las enfermedades, Mogo on the Ga-Go-Go.
Yakın dostumuz Dr. Stall, başparmakları kitapların sayfalarında dolaşan şu çocuğun Malta ateşini, beriberi'sini, bütün korkunç ve hayali hastalıklarını tedavi etti.
"EL HALCÓN MALTÉS"
MALTA SAHINI
1539, los Caballeros Templarios de Malta rinden homenaje a Carlos V de España enviándole un halcón de oro engastado con las más finas joyas del pico a las garras pero los piratas abordaron el galeón y se llevaron ese recuerdo inestimable.
1539 yilinda Malta Sövalyeleri, Ispanya IKrali Sarlken'e övgülerini sunmak için... gagasindan pençelerine kadar degerli taslarla bezenmis... altin bir sahin yolladilar. Ancak bu essiz hediyeyi tasiyan kadirga yolda korsanlarin eline geçti.
Hoy en día, el destino del Halcón Maltés sigue siendo un misterio...
Malta Sahini'nin kaderi ise günümüze dek bir sir olarak kaldi.
En 1539, esos caballeros de las cruzadas... convencieron a Carlos V para que les diera la isla de Malta.
1539'da bu Haçli sövalyeleri... Imparator Sarlken'i Malta'yi kendilerine vermeye ikna ettiler.
que le pagaran cada año el tributo de un halcón, en reconocimiento de que Malta seguía siendo española.
Malta'nin hala Ispanya'ya ait olduguna atfen... ona her yiI bir sahin yollayacaklardi.
Pero sólo hay un Halcón Maltés.
Fakat sadece bir tane Malta Sahini var.
Esta mañana Malta sufrió su 25 ataque aéreo desde que Italia entro en guerra el lunes pasado.
İtalya'nın geçtiğimiz Pazartesi savaşa dahil olduğundan beridir Malta 25.inci hava saldırısına uğradı.
De algún modo, creo que una malta gaseosa con helado no me emocionaría.
Şöyle ya da böyle, kök biranın beni heyecanlandıracağını düşünemiyorum.
"Alerta en Malta."
"Malta teyakkuzda."
- Jewell zarpará el viernes a Malta.
Jewell, Cuma günü Seraph denizaltısıyla Malta'ya gidiyor.
Comienza en Londres, luego pasa a Hong Kong... El Cairo, Malta, las Antillas.
Londra'da başlıyor, daha sonra Hong Kong'da devam ediyor ve bunu Cairo, Malta, ve Batı Hint Adaları izliyor.
Café escocés, café canadiense, café de malta...
İskoç kahve, Kanada kahvesi, Kentucky kahvesi...
Somerville no tiene respiro auxiliando a Malta con la Fuerza H.
Sommerville, Malta'yı "Force H" le takviye etmeye çalışıyor.
- Dale las maltesas.
- Ona Malta'dan gelenden ver.
Sólo puro grano y un toque de malta.
Sadece arpanın saf taneleri ve tatlı öpücüğü var.
Ésta no es una malta O una juntura de la hamburguesa.
Kızımı buraya getirip içki ısmarlıyorsun.
Malta agria, pero no muy dulce, por favor.
Ekşi malt lütfen, çok tatlı olmasın.
Ayer, me visitó un amigo de Malta.
Dün Malta'dan bir arkadaşım ziyarete geldi.
Es un veneno de Malta para el que no hay antídoto.
- Bu malta zehiridir, Hiçbir panzehiri yoktur.
- Mejor un escocés de malta.
- Malt viski olsun.
por lo tanto, ¿ por qué me trajo aquí?
Neden beni buraya getirdiler peki? Malta Hitler'le savaşta değil ki.
- ¿ Ni siquiera los Caballeros de Malta?
- Malta Şövalyeleri bilemi?
Déjeme hablar con los Caballeros de Malta. Los persuadiré de pagar más por mí.
- Malta şövalyeleriyle konuşmama izin ver, Onları daha çok ödemeleri için ikna edeceğim.
Un Caballero de Malta, ¿ eh?
- Bir malta şövalyesimi?
Deje que los Caballeros de Malta vengan a comprar a los esclavos cristianos.
Ve malta şövalyelerinin köleleri satın alamsına izin verin.
No creo. Tengo limonada.
İstersen malta likörü var.
No me apetece una limonada esta noche.
Nedense malta likörü istemiyorum... bu gece.
- Whisky de malta con agua, por favor.
- Malt viskisi ve kaynak suyu lütfen.
De Malta.
Malta'dan.
Si tuviera uno, podría llevar la gasolina a Malta y traer los huevos a la vuelta.
Uçağımız olsa Malta'ya benzin götürüp buraya yumurta getirebilirdim.
En confianza : Eisenhower me ordenó ir a Malta.
Eisenhower, Malta'ya gitmemi emretti ;
Malta como base luego el sur de Grecia.
Malta bir üstür. Ve Yunanistan'ın güneyinde. Neden olmasın.
En 1528, estos fuertes fueron defendidos por 400 caballeros de Malta y 800 mercenarios ante una fuerza de 40,000 turcos.
1527'de bu kale 400 Malta şovalyesi ve 800 paralı asker tarafından, 40.000 kişilik orduya karşı savunuldu. Ve kazandılar.
La caída de Tobruk empeorará todavía más el problema de aprovisionar Malta.
Tobruk olayı, Malta'ya insani yardım sağlanmasını zorlaştırıyor.
¡ 60 peniques por un clarete!
Bir şişe Malta şarabına 60 yeni peni.
Homo Noticiosus. En su habitat natural, una piscina de malta.
Homo Gazeteşebeği, Doğal habitatı, viski şişeleri.
- Cerveza de malta.
- Neler oluyor? İçkiler şarkıcı arkadaşımdan.
Más importante aún, funcionamiento de Malta, la marina británica podría atacar buques alemanes pasando de Italia a Trípoli.
Daha da önemlisi, ikmal kolları Malta'dan idare ediliyor Kraliyet Deniz Kuvvetleri, Rommel'in, İtalya'dan Trablus'a giden konvoylarını taciz edip rahatsız ediyordu.
Su solución más Malta fue para destruir.
Malta'yı darmadağın ederek, bunun üstesinden gelmek istedi.
Stukas, los corredores Heinkel, Junkers, Dornier, Messerchmitts, todos los días por centenares, barrió la isla.
Stukalar, Heinkeller, Junkerler, Dornierler, Messerschmittler her gün sabahtan akşama kadar Malta adasının üzerine yollandı.
Malta se convirtió en el lugar más bombardeado del planeta.
Malta dünya üzerinde, en fazla bombardımana uğrayan kent haline geldi.
Malta soportado.
Malta direndi.
Se van a Malta.
Malta'ya gidiyorlar.
India, Salong, Malta y todo lo demás.
Hindistan, Seylan, Malta, tüm ülkelerde.
Malta no en guerra con Hitler. ?
Siz buraya girecek ne yaptınız?
¿ A Malta?
Malta mı?
- Cerveza de malta.
Ne içersin?
Cerveza de malta para mi amigo, entonces.
- Nereye gidiyorsun?