English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Marilyn

Marilyn traduction Turc

2,180 traduction parallèle
Marilyn, sí que estás hermosa.
Marilyn. Çok güzel görünüyorsun.
Tengo que hablar de Marilyn con usted.
Marilyn hakkında seninle konuşmam gerekiyor.
Marilyn envió un cheque y se lo han devuelto. ¿ Y qué es lo que quiere?
Marilyn bir çek yazmış ama geri göndermişler.
Ni siquiera puedo creen que estemos considerando el dejar hacer el viaje a Marilyn Tobin. No hay pruebas de que la Sra. Tobin.
Marilyn Tobin'in geziye katılması konusunu görüşmemizi bile aklım almıyor.
¿ Quién no quiere que Marilyn Tobin vaya a África?
- Bana uyar. Marilyn Tobin'in Afrika'ya gitmesini istemeyenler?
- Usted debe de ser Marilyn Tobin.
- Siz Marilyn Tobin olmalısınız.
¿ Por qué no se lo dijiste, Marilyn?
Neden söylemedin, Marilyn?
Que, inicialmente, no coinciden con Marilyn Tobin.
Marilyn Tobin'le hiçbir şekilde uyuşmuyor.
Bueno, Marilyn es maravillosa.
Marilyn harikadır.
Aprecio la llamada de cortesía, pero no me preocupa Marilyn.
Nezaketiniz için teşekkür ederim, ama ben Marilyn için endişelenmiyorum.
Marilyn...
Marilyn, ben...
Tobin dejó todo su dinero en fideicomisos para su familia. Marilyn, Joe, Carol y el nieto.
Tobin tüm parasını ailesine, Marilyn Joe, Carol ve torununa pay etmiş.
Hablemos nuevamente con Marilyn Tobin.
Marilyn Tobin ile bir daha görüşelim.
Quizá Marilyn Tobin estaba diciendo la verdad.
Belki Marilyn Tobin doğruyu söylüyordu.
A Marilyn siempre le encantó el visón.
Marilyn mink kürkünü hep sevmiştir.
¿ Realmente cree Marilyn Tobin que tiene derecho a quedarse - el escritorio Chippendale?
Marilyn Tobin gerçekten de Chippendale masasını tutma hakkı olduğunu mu sanıyor?
El arte africano es una de las pasiones de Marilyn.
Afrika sanat eserleri Marilyn'in tutkularından biridir.
De acuerdo, ¿ Marilyn?
Pekâlâ, Marilyn?
Marilyn, déjamelo a mí.
Marilyn, bu konuyu bana bırak.
Soledad alias Marilyn, el Johnny.
Soledad Marylinin sahte adı,....................... Bu Johnny.
¿ La Marilyn?
Marilyn?
¿ Dejar las putas fotos y tocar a la Marilyn?
Bırak o pislik resmi, biraz Marilyn ile ilgilen?
"El sexo es parte de la naturaleza, y yo estoy con la naturaleza", eso es lo que dijo Marilyn Monroe.
Eğer uzaylı medeniyetleri varsa neden bu kadar sessizler? Belki de sinyalleri hala yoldadır veya anlayamadığımız bir teknolojiyi kullanıyorlardır.
Marilyn Weisman.
- Marilyn weisman.
- ¿ Conoces a Marilyn Weisman?
- Marilyn Weisman'ı tanıyor musun?
- ¿ Marilyn Weisman?
- Marilyn weisman?
De hecho, no conocía a Marilyn Weisman hasta ayer.
Aslında, Marilyn'i düne kadar tanımıyordum.
Bueno, ayer estuve hablando por teléfono con Marilyn, y adivina qué, Sarah. Eh, sí nos comocemos.
Tanışıyorduk.
Marilyn ha invertido una gran suma de dinero en una de las causas de Simon.
Marilyn Simon'un işlerinden birine büyük invested a very large sum of money miktarda para yatırmış In one of simon's causes
- Ooh. Esa no es Marilyn Weisman, ¿ verdad, mamá?
Bu Marilyn Weisman değil değil mi anne?
Lo hizo Marilyn.
Marilyn aradı.
Como Marilyn Monroe hizo con JFK
JFK için Marilyn Monroe yaptığı gibi.
Yo llamándola :
Ben de Marilyn diye seslendim.
Marilyn en el acuario nos dijo que se ha perdido un filtro.
Akvaryum çalışanı Marilyn, bir filtrenin kayıp olduğunu söylemişti.
Tenía una nariz levemente respingada. Como Marilyn Monroe, de hecho.
Marilyn Monroe gibi onun da hafif kalkık bir burnu vardı.
Estaba fuera de las puertas del estudio una vez, acababa de volver de ver a Marilyn Monroe y Laurence Olivier, y mientras llegaban a las puertas todos gritaban.
Bir keresinde Stüdyo kapısının önündeydim. Marilyn Monroe ve Laurence Olivier ile görüşmeden çıkmıştım. Onlar kapıdan çıkarken herkes bağırıyordu.
Marilyn estaba siempre perfectamente maquillada y tenía una cara que era prácticamente perfecta.
Marilyn her zaman kusursuz görünürdü. Neredeyse kusursuz bir yüzü vardı.
Así que tomé su posición y Marilyn me rodeó con sus brazos así, y más tarde, me escribió :
Onun yerine geçtim ve Marilyn bu şekilde kollarını boynuma sardı. Sonra bu fotoğrafın üstüne "Jack, sana ne yapacağımızı söyleyeceğim," yazdı.
- No lo sé. Era algo difícil para él porque ella era... Creo que era una chica adorable en muchos casos, pero ella...
Onun için çok zor bir işti çünkü Marilyn... bana göre çok tatlı bir kız olsa da... çok sorunluydu.
Entre Marilyn y Olivier, quien también dirigía, había momentos de tensión.
Marilyn ve filmi yöneten Olivier arasında... ara sıra gerilimler olduğu bildirildi.
Cuando ella murió, hubo un llamado urgente a Nueva York, donde él estaba entonces, y tuvo que volar de vuelta, porque estaba en el contrato que debía maquillarla cuando muriera.
Marilyn ölünce New York'a acil bir telefon geldi. Çünkü Whitey o sıra New York'taydı. Acilen geri dönmesi gerekti.
¿ Estáis todos hablando sobre Marilyn Monroe?
Marilyn Monroe'den mi bahsediyorsun?
El molar de Marilyn... Monroe.
Marilyn Monroe'nın... azı dişi.
Si usted tiene el Ojo de Mussolini... te voy a dar el precio del diente de Marilyn.
Eğer Mussolini'nin gözü sizdeyse karşılığında Marilyn'in azı dişini alacaksınız.
Bueno, no nos adelantemos, Marilyn.
Fazla hızlı gitmeyelim, Marilyn.
Lo siento, Marilyn.
Üzgünüm, Marilyn.
Gracias por solucionar el problema de Marilyn.
- Marilyn'le ilgilendiğin için sağol.
- No me corresponde a mí, Marilyn.
Bana düşmez Marilyn.
Todos los objetos de esta lista pertenecieron a la madre de Marilyn.
O listedeki her şey Marilyn'in annesine aitti.
Tome asiento. Marilyn Monroe...
Marilyn Monroe.
Marilyn.
Marilyn.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]