Translate.vc / Espagnol → Turc / Maris
Maris traduction Turc
653 traduction parallèle
Sólo menciono esto... para demostrar con qué tipo de gente estamos tratando... muy peligrosa.
Roger Maris'in senatörlere karşı 44. ve 45. sayılarını kaydettiği yerde. Aynı gün hiçbir uyarıda bulunmaksızın Doğu Alman Komünistleri,..
"Ave Maris Stella".
"Ave Maris Stella".
Se llama Regina Maris la "Reina del Mar".
Adı Regina Maris "Denizin Kraliçesi."
Esta es la única postal conocida de Roger Maris de la Tierra.
Bu, Dünyadaki bilinen tek Roger Maris oyun kartı.
Sr. Maris, ¿ tiene alguna pregunta?
Bay. Maris, sorunuz var mı?
Siempre es bueno arreglar sus asuntos personales.
Bay Maris, öncelikerinizin sırasını belirlemeniz her zaman yaralıdır.
Niles, yo y Maris te invitamos a que te unas a nuestra cena el sábado en Le Cigare Volant, un nuevo restaurante de moda.
Niles, ben ve Maris, Cumartesi akşamı Le Cigare Volant'da bizimle yemek yemeni istiyoruz. - Kentteki en iyi restoranlardan biri.
Hola, Niles. ¿ Dónde esta Maris?
- Selam, Niles. - Selam. Maris nerede?
Maris tiene uno de sus episodios.
Hayır. Korkarım Maris yine buhran geçiriyor.
Ya que Maris no viene y tenemos espacio extra deberíamos invitar a Daphne para que nos acompañe.
Maris gelmediğine ve boş yerimiz olduğuna göre akşam bize katılması için Daphne'yi çağırabiliriz.
Maris es mi mundo.
Mutlu bir evliliğim var. Maris benim her şeyim.
- ¿ Dónde está Maris?
- Maris nerede?
¿ Maris esta organizando el consejo de arte de beneficencia otra vez?
Bu yıl yine Maris mi Sanat Konseyi yardımı toplantısını düzenliyor?
La adorable tía de Maris está en la ciudad.
Birini tanıyorum! Maris'in sevgili Patrice Teyzesi Washington D.C'den ziyarete geldi.
Cada vez que viene Patrice, Maris cae bajo las sábanas con una migraña de dos semanas y yo tengo que sostener la bolsa.
Frasier, bunu benim için yap. Patrice Teyze her geldiğinde Maris bir sürü plan yapar ve sonra iki hafta süren bir migren kriziyle yatağa düşer.
- Vine a ver a Maris.
Maris'i görmeye geldim.
Ahora sabemos de dónde le viene el sentido del humor a Maris.
Şimdi Maris'in espri anlayışını nereden aldığını görüyorum.
- Ellas lo usan en las fiestas.
Bu Maris ve Patrice Teyzenin partilerde yapmayı sevdikleri bir şey..
Maris tuvo un asunto con un rudo asistente de directorios.
Tam çıkarken Maris santral memuruyla kavga etti.
Parece que Maris es de alto mantenimiento.
Hiç Maris'in biraz fazla asabi olduğunu düşündün mü?
Por favor, no mas formalidades Dr. Crane y Sra.Crane paara ti es Niles y... ah...
Ve lütfen artık "Doktor" veya "Bayan Crane" demeyi bırak. Biz senin için Niles ve... - Maris
- Si, Maris.
Maris.
A nada solo pase para una opinión para el regalo de Maris.
- Bu şerefi neye borçluyum? - Hiç. Maris'e alacağım hediye için fikir sormak istedim.
Maris y Daphne son mas o menos de la misma talla. Mas o menos medio metro.
- Maris ve Daphne'nin bedenleri aynı.
Si, Maris y yo iremos para la cabaña esta noche.
Yarın için her şey hazır, değil mi? - Evet.
Los esperamos mañana al rededor del medio día.
Maris ve ben bu akşam kulübeye gidiyoruz.
La liga menor de Maris ensayaba su musical de primavera "Cats"
Maris'in ana sınıfı bahar müzikalleri "Cats" i prova ediyorlar.
La compre para Maris pero inexplicablemente, esta contra ella.
Bunu Maris için almıştım ama açıklanamayan bir şekilde Maris'e karşı döndü.
Ella esta bien.
Maris de iyi.
Es la favorita de Maris.
Maris'in favorilerinden biridir.
Maris...
Maris...
Maris, ¿ Que pasa?
Maris, sorun nedir?
Maris esta desesperada.
Maris çok üzgün.
Maris y yo rentamos el video. No me molesta decirte que juntamos las camas esa noche.
Maris'le filmi izledikten sonra o gece yataklarımızı birleştirdik.
¿ Donde esta Maris?
Bu arada Maris nerede?
¿ que estaban haciendo atrás?
Siz ikiniz orada ne yapıyordunuz? Maris dün geceki partide küpesini kaybetmiş.
Se ofendió, comenzó a arrancar las camelias premiadas de Maris.
Maris'in ödüllü kamelyalarını sökmeye başladı. Bu kadarı da fazlaydı.
- Papá no se lleva con Maris. - Quién puede.
- Çünkü babam Maris'le geçinemiyor.
Pensaba que te caía bien Maris.
- Kim geçiniyor ki? - Maris'i sevdiğini sanıyordum.
Maris es como el sol excepto que sin el calor.
Maris tıpkı güneş gibi. Ama insanı ısıtmıyor.
Claro que los tengo. No olvides que Maris es cinco años mayor que yo.
Unutma ki Maris benden 5 yaş büyük.
¿ No crees que es posible que tu y Maris puedan...?
Niles. Acaba şöyle bir ihtimal olabilir mi? Sen ve Maris...
Maris y yo lo hablamos de compartir más responsabilidad.
Ne ilginç. Biz de Maris'le bunu konuştuk. Sorumluluğu paylaşmamız gerektiğine inanıyoruz.
El domingo 13 de agosto de 1961... toda la atención estaba en la capital de la nación... donde Roger Maris lograba los home runs 44 y 45... contra los Senators. Ese mismo día, sin ninguna advertencia... los alemanes orientales cerraron la frontera... entre Berlín oriental y occidental.
13 Ağustos 1961 pazar günü Amerika'nın gözleri başkentte.
- ¿ Yogi?
- Dışarıdasın, Maris. - Yogi.
Pero claro.
Maris'in bronzlaşma yatağındaki hali.
- Maris.
- Evet.
Maris disparo su arma para espantarlo de la basura, pero aun así es encantador.
Bazen ön bahçeye gerçek geyikler gelir.
¿ Puedes venir?
Tabii Maris çöpü devirmesinler diye ara sıra tüfekle ateş eder ama yine de çok hoş bir görüntüdür.
Estoy casado, amo a mi Maris.
Maris'imi seviyorum.
Maris perdió su arete.
Daphne yatağın altına girip onu aradı.