English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Market

Market traduction Turc

1,567 traduction parallèle
Mi vagina es una tienda de conveniencia.
Vajinam market gibi.
La tienda es mía.
Market bana kaldı artık.
¿ Desequilibrado? No.
market.
Bueno, no es el Saks de la Quinta Avenida, pero está bastante bien.
Şey, hiper market sayılmaz ama idare eder.
El supermercado está por allí.
Market şu tarafta.
Capítulo cuatro, Cameron Meyer y Jerrod Brenner asesinan a un cajero encubriendo una extorsión.
Dördüncü bölüm. Karakterlerim Cameron Meyer ve Jerrod Brenner gaspı gizlemek için bir market kasiyerini öldürüyorlar.
La Extorsión y el homicidio de un cajero.
İkisi de gasp yapıp market kasiyerini öldürdü.
¿ Usted quiere encontrar a Quicky Mart?
Siz çocuklar Kwik-E-Market'te buluşmak ister misiniz?
Como acabamos de ver aquí, en el Market Square, ha ocurrido un hecho trágico cuando uno de los asaltantes salía del Three Rivers Trust le dispararon y murió cuando parecía que iba a tomar un arma.
Az önce burada Market Square'da trajik bir olay gördük. Three Rivers Trust bankasından çıkan bir soyguncu silahına davrandığı düşünülerek vuruldu ve öldürüldü.
Últimas noticias desde el Market Square en el centro de Pittsburgh donde el asedio del banco y la toma de rehenes parecen haber terminado.
Market Square'dan haber için ara veriyoruz. Pittsburgh'daki, rehin almaya dönen banka kuşatması az önce nihayet sona erdi.
¿ Utilizar bolsas de tela cuando vayas a hacer la compra?
Market alışverişine gidince bez çantalar kullanmak. Bez çanta.
Si hacemos que aprueben la nueva iniciativa sobre las elecciones de distrito, y es algo que podemos lograr, el límite del distrito para el nuevo supervisor llegará hasta Market Street, dando la vuelta al Haight y al Castro.
Eğer bölgesel seçimler için verilen yasa tasarısının geçmesini sağlarsak ki yapabiliriz, yapabiliriz denetmenlik için yeni bölge sınırları Market Sokağının aşağısından Haight'in ve Castro'nun çevresinden geçecek.
Podemos oírlo, no podemos ver demasiado pero parece la víspera de Año Nuevo en Market Street.
Duyuyorduk, gerçekte çok fazla göremiyorduk ama sizin de duyup gördüğünüz üzere Market Sokağı sanki yılbaşı arifesinde gibi.
Habrá una concentración al atardecer en Market y Castro, ¿ sí?
Miting, gün batımında Market ve Castro'da, tamam mı?
Pues el problema es que tú ganas dinero para las compras y yo me gasto todo el dinero.
Sorun şu ki sen market parası yapıyorsun ve ben bütün olayı patlatıyorum.
Además de que no lo he visitado desde que se casó con Shopping Card Kim.
Ayrıca, Market Arabası Kim ile evlendiğinden beri onu görmedim.
Estoy harta de todos esos empleados de tienda caminando por ahí actuando como si fuesen mejores que nosotros.
Bu market elemanlarının bizden daha iyi olduklarını düşünmelerinden bıktım.
Fue como Rocky conociendo "Supermarket Sweep".
Sanki, Rocky Market Temizlikçisine karşı filminde gibiydik.
Groupies de compras.
Market hayranları.
De acuerdo, bar vacío, es el mejor procesador de comida en el mercado infomercial.
tamam, üzerinde barkod yok, market reklamlarında gördüğüm en iyi blendar.
Asi que he estado trabajando con nuestro departamento de marketing aqui en MBST para lograr algunas soluciones.
Şimdi market çözümümüz olan MBST ile bir kaç alternatif bulduk.
Reparto queso, caviar y salchichas a los mercados y restaurantes rusos.
Rus market ve restorantlarına peynir, havyar ve sosis dağıtırım.
Oh, solo... compras y cosas de la casa, la tienda de comestibles.
Oh, sadece... Ayakişler ve işler, market.
Puto Nille.
lanet market.
- ¿ Es un mercado con un estacionamiento?
Otoparkli büyük bir market mi?
¿ Una cajera de supermercado?
Bir süper market kasiyeri mi?
Se llevo un par de celulares, una linterna, silicona a prueba de agua y cable de cobre.
Adamın bir market listesi varmış. İki cep telefonu almış. Bir el feneri ampulü.
¿ Represento una amenaza mayor para el público que alguien que atravesó una vidriera con un auto?
Arabasını market vitrininden içeri sokan birinden daha büyük bir tehdit miymişim?
También produzco una tienda de jam buns.
Ayrıca sadece reçelli çörek satan bir market yapıyorum.
¿ Dónde está la tienda más cercana de aquí?
Bu civardaki en yakın market nerede?
¿ Hay alguna tienda de comestibles por aquí?
Yakınlarda market falan var mı?
Mira, puedes hablar con mi abogado sobre eso y luego veremos qué haremos con la tienda.
Bunları benim kıçıma anlat. Market işini de çözmemiz gerekiyor.
¿ La tienda?
Market işini mi?
¿ Ahora sientes pasión por esa tienda?
Yani şimdi market işini hırs mı yaptın?
Queremos saber si usted todavía necesita surtir su tienda.
Market için siparişlerin hâlâ geçerli olduğundan emin olmak istedik.
Es una perfumería en la que venden su crema para las manos.
- Bir kozmetik market. Kullandigi el kremini yapiyorlar.
Esparce colorante amarillo en mi corazon de panqueque, Chica que vas en mi carrito del super.
Pastadan kalbime uhu dök. Market arabamdaki köylü kızı.
Propiedad de una pareja vietnamita.
Market, Vietnamlı bir çifte aitmiş.
Ya hay un gran mercado.
Büyük bir market var.
Robbie está muy excitado con mi nuevo proyecto de negocios y porque puede funcionar en el mercado.
Robbie iş projesi için çok heyecanlı bir market düşünüyoruz.
¿ Podría ser el tipo que lee su medidor o empleado de la tienda de comestibles.
Adam, sayacınızı kontrol eden biri ya da market görevlisi olabilir.
El elefante y el mercado de Castillo, entrada sur al este, en dirección oeste.
Elephant ve Castle Market, güneydoğu girişi, batıya ilerliyor.
Ben Jawad y se están moviendo hacia Cresswell mercado.
Ben ve Jawad Cresswell Market'e doğru gidiyorlar.
¿ Dónde están las armas de fuego y equipo de bomba de Finsbury mercado?
Ateşli silahlar ve bomba ekibi Finsbury Market'e ne kadar uzakta?
- ¿ Y? La dirección ha sido una calle peatonal los últimos dos años.
- Adreste iki yıldır bir market var.
Ahora suelo comprar en Farmers Market... esperando el día en que se pongan a la venta pantalones cortos de color caqui.
Artık sadece çiftlik piyasasıyla ilgilenip haki rengi şortumla doğayla içiçe yürüyüşler yapıyorum. Öyle değil mi. tatlım?
Ni siquiera podía comprar comestibles sin una especie de supervisión.
Birinin nezareti olmadan... -... market alışverişi bile yapamazdı.
Sí, vas a probarlo, Clyde...'...
Evet, tadına bakacaksın Cylde. Yani öyle görünüyor ki yerel market yakında tamamen kapanmayla yüzyüze kalacak.
Pensé que tendría tiempo de ir al mercado, pero los telefonos no dejaron de sonar.
Hala market için vaktim var sanırım, ama telefonları cevap vermiyor.
¿ Existe algún mercado por aquí cerca?
Buralarda bir market var mı? Belki karıma buralara gelmesini söyleyebilirim.
Frío, pero directo.
Yeni market nasıl?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]