Translate.vc / Espagnol → Turc / Marshall
Marshall traduction Turc
5,059 traduction parallèle
Le agradezco el pensamiento, pero todavía tenemos que vencer a Marshall para calificar.
Düşündüğün için sağ ol ama katılabilmemiz için hâlâ Marshall'ı yenmek zorundayız
¿ Es usted Greta Marshall?
Affedersiniz, bayan. Greta Marshall siz misiniz?
Como recordarán, Lily y Marshall estaban muy felices dándole la bienvenida a su primo Marvin.
Hatırlayacağınız üzere, Lily'yle Marshall kuzeniniz Marvin'in dünyaya gelmesiyle inanılmaz derece mutlulardı.
Tú no, Marshall.
- Tabii! Sen değil, Marshall.
Hace 7 años, cuando Marshall y Lily se comprometieron, Ted vio a Robin en una sala llena y dije :
Yedi yıl önce Marshall ve Lily nişanlandığında Ted kalabalık bir yerde Robin'i gördü.
así que le dije a Marshall y Lily.
Sadece Marshall ve Lily'ye anlattım.
El nombre de la víctima era Jennifer Marshall.
Kurbanın adı Jennifer Marshall idi.
Pero su nombre verdadero es Niki Marshall.
Gerçek adı Nikki Marshall.
¿ La hija de Jennifer Marshall?
Jennifer Marshall'ın kızımı?
¿ Qué quieres? Jennifer Marshall.
Jennifer Marshall.
¿ Cuándo descubriste que Niki era la hija de Jennifer Marshall?
Nikki'nin Jennifer Marshall'ın kızı olduğunu ne zaman anladın?
¿ Qué pasa con el ADN que encontré en Jennifer Marshall?
Jennifer Marshall'ın üzerinde bulunan D.N.A'ya ne diyeceksin?
Pero Marshall no nos venció.
Ama bizi Marshall yenmedi.
Parece que las chicas del Marshall... celebraron su momento victorioso en los vestuarios... con champán.
Görünüşe bakılırsa Marshall takımındaki kızlar büyük galibiyetlerini soyunma odalarında şampanya ile kutluyorlarmış.
Sólo estamos aquí porque las chicas de Marshal son imbéciles.
Turnuvaya katılmamızın tek sebebi, Marshall'lı kızların geri zekâlı olmaları.
En Mayo de 2012, Marshall y Lily dieron una fiesta pre-natal en su apartamento.
2012'nin mayıs ayında Marshall'la Lily evlerinde doğum öncesi parti verdiler.
Tío, Marshall está muy estresado con lo del bebé.
Of, Marshall bebek konusunda aşırı stres yapıyor.
Marshall, ¿ qué es eso?
Marshall, ne oluyor?
Vale, Marshall, siéntate : tenemos que hablar.
Tamam, Marshall. Otur, konuşacağız.
Por ejemplo, tío Marshall jura que nunca dijo :
Mesela Marshall Amca'nız böyle bir şey demediğine yemin ediyor :
Marshall, lo que ahora necesito es paz, tranquilidad, y ya que estamos, espaguetis.
Marshall, şu an tek istediğim biraz huzur, biraz sessizlik ve aklıma geldiği için de biraz spagetti.
Marshall y Lily van a tener un bebé.
Marshall'la Lily'nin çocukları olacak.
En realidad, "Marshall y Steph para siempre" pasó a ser "Marshall y Steph, durante dos días hasta que el novio de Steph salió del reformatorio una semana antes".
"Marshall'la Steph Sonsuza Kadar" yazısı gerçekte "Steph'in erkek arkadaşı ıslahevinden bir hafta önce çıkınca Marshall'la Steph iki gün" olarak gelişti.
Sí, ¿ Marshall?
Efendim, Marshall?
Hola, has llamado a Marshall.
Ben Marshall.
¿ Sin su compañero, señora Marshall?
- Ortağınız olmadan mı?
Tengo una cita con la señora Marshall.
Bayan Marshall'la konuşacağım.
El señor Marshall dijo que Kelly estaba intentando encontrar a alguien llamado Monroe o algo así.
Marshall, Kelly'in adı Monroe olan birini bulmaya çalıştığını söyledi.
Señorita Marshall, llame a su siguiente testigo.
Bayan Marshall, bir sonraki tanığınızı çağırın.
Una cinta de Marshall Pittman teniendo una crisis nerviosa, cierta charla sobre un jugador enganchado a pastillas para el dolor.
Marshall Pittman'ın sinir krizi geçirmesi. Bir oyuncunun ağrı kesicilere bağımlı olduğu hakkında konuşmalar.
Marshall Pittman.
Marshall Pittman.
Pero Marshall Pittman...
Ama Marshall Pittman...
¡ y mi jefe, Garry Marshall, estaba respirándome en el cuello!
Ve patronum Garry Marshall, ensemden hiç düşmüyordu!
La tomaré. Hubo un reportaje en la página web de Vanity Fair de Marshall Westbrook, debes haberlo leído en el que te llama "el Jay Leno de los reporteros".
Vanity Fair'ın internet sitesinde Marshall Westbrook'un yazdığı kısa bir yazı vardı- - görmüşsündür muhtemelen- -
¿ Conoces a Marshall Pittman?
Marshall Pittman'ı tanıyor musun?
Yo estuve involucrado con Gabrielle Pittman antes que ella conociera a Marshall.
O Marshall'la tanışmadan önce Gabrielle Pittman'la bir ilişkim vardı.
Marshall... de no meterme de nuevo.
Marshall bir daha sakın karışma.
¿ Dónde demonios está Marshall Pittman?
Nerede bu Marshall Pittman?
Marshall está seis semanas sin decir nada, entonces hace reventar al equipo sin mucho más que devolviendo una llamada telefónica.
Marshall altı haftalığına ortadan kayboluyor sonra takım dağılıyor ve bir telefon etmeyi çok görüyor.
Y Marshall comparte tu preocupación.
Ve Marshall endişeni paylaşıyor.
Bueno, alguien tiene que hacerle de padre.
Birisi babası gibi davranmak zorunda. Marshall, hazır olduğunda iletişime geçecek.
Marshall se pondrá en contacto cuando esté preparado. Hasta entonces, permanece en tu puesto, y quizás capearemos el temporal.
O zamana kadar görevinin başında kal belki fırtınayı atlatırız.
Marshall, no he sabido de ti en seis semanas.
Marshall senden altı haftadır haber almadım.
¿ Marshall?
Marshall?
Las ventas de entradas han bajado, ningún single del nuevo álbum están en los charts... y decirle a Marshall Evans que te besara el trasero... por sugerir que salgas de gira con Juliette Barnes casi garantiza...
Bilet satışları düşüyor. Yeni albümün hiçbir şarkısı listelere giremedi. Ve Juliette Barnes'la sahne almanı öneren Marshall Evans'a kıçını öpmesini söylemen, bundan sonra albümlerine destek almamanı neredeyse garantiledi.
¿ En serio, Marshall?
Öyle mi, Marshall?
- Oh, Sir Marshall.
Sör Marshall.
Llevo todo el día pensando en ser traviesa, y las travesuras que vamos a hacer... para animar a Marshall.
Bütün gün seninle yapacağımız edepsiz şeyleri düşündüm durdum. Marshall'a moral vermek için yani.
La cuestión es, Marshall, que dentro de tres años... todo irá estupendamente.
Önemli olan şu ki, Marshall üç sene sonra bu zamanlar her şey harika olacak.
Marshall, ¿ quieres ver "La Guerra de las Galaxias"?
Marshall, Star Wars izlemek ister misin?
Nos vemos. Marshall, esto va a pasar.
Marshall, bu da geçecek.