Translate.vc / Espagnol → Turc / Martínez
Martínez traduction Turc
630 traduction parallèle
El quinto se apellidaba Martínez, trabajaba marcando los animales, pero empezó a hablar demasiado en el pueblo, empezó a respoder muchas preguntas.
Martinez'deyken. Eğerleme ve dizginlemede çalışırlar. Kasabada biraz konuşmaya başladı.
Nunca supimos qué fue de Martínez.
Martinez'e ne olacağını bilmiyoruz.
Eres mejor que Martínez.
- Sen Martinez'den daha iyiydin.
La Señora Jesús Martínez, esposa del General Martínez.
- Kimmiş o? Senyora Jesús Martínez, General Martínez'in hanımı.
Señora Jesús Martínez.
Senyora Jesús Martínez.
La llamada es para la Sra. Sophie Jesús Martínez, de México DF.
Arama Meksika'dan Sophie Jesús Martínez ile olacak.
¿ Qué llamada?
Madam Jesús Martini ya da Martínez'le... görüşme talep etmişti. Ne telefonu?
Madame Martínez no está disponible. Aparentemente ha fallecido.
Madame Martínez'le görüşme mümkün değil, vefat etmiş.
Lucrecia Martínez
Pınar Çağlayan
Su esposa me contó lo de su brazo, Sr. Martínez.
Karın bana kolundan bahsetti, Señor Martinez.
El señor Martínez.
Señor Martinez.
Señor Martínez.
Señor Martinez.
Traducción : Lucrecia Martínez
Faruk Fevziye Tepeyurt
El equipo ganador son Rudy Martínez y Ray Poole.
Kazanan takım Rudy Martinez ve Ray Poole.
Así que se indigna, señor Martínez.
Kızmış olduğunuz nedir Bay Martínez?
El Teniente Coronel Bain no hizo un buen trabajo y por eso lo reemplazaron por Philip Michael Santore, aquél del que hablaba el señor Martínez.
Albay Bain, dişe dokunur bir iş yapmadı. Ve bu sebepten onu değiştirdiler.
Le preguntamos al Dr. Martínez...
Dr. Martinez'e sorduk
L-65, Eugenio Martínez.
L-65, Eugenio Martinez.
Eugenio Martínez, conocido como Gene Valdez.
Eugenio Martinez, Gene Valdez olarak biliniyor.
Me ha dicho que cuatro de los detenidos eran de Miami... Gonzales, Martínez, Sturgis, y...
Yakalanan adamlardan dördünün Miami'den olduğunu söyledi Gonzales, Martinez, Sturgis ve...
- Martínez.
- Hadi
Sí, vamos, Martínez. Muestra tu grasoso culo puertorriqueño. Para que pueda volártelo.
Evet, hadi Martinaz, o yağlı Porto Rikolu götünü gösterde patlatayım!
El Dr. Martínez dijo que te salvaste por poco.
Dr. Martinez ölümden döndüğünü söyledi.
Cuando vuelvan a Estados Unidos, denle esta pelota a Dennis Martínez, de mi parte, ¿ sí?
Amerika'ya döndüğünüzde, bu topu Dennis Martinez'e verir misiniz? - Dennis Martinez, tamam mı?
Pero Dennis Martínez es el mejor.
Dennis Martinez benim eski arkadaşımdır.
Si ves a Dennis Martínez, dile que he mejorado mi curva y que tengo un buen tirabuzón.
Dennis Martinez'i gördüğünde, ona kavisli topun çok daha iyi olduğunu söyle tamam mı?
La situación empeora cuando ella conoce a Luis Martínez. Un mediocre y cobarde torero de quien se enamora.
Ruth, Luis Martinez adlı vasat ve korkak bir matadorla... tanışıp da ona âşık olunca... durum daha bir vahimleşir...
Aunque pretende impresionar a Ruth Zelig Martínez exhibe su pánico habitual en el estadio.
Martinez, Ruth Zelig'i etkilemek istese bile... arenada her zamanki gibi panikler.
Martínez se atribuye la matanza corta la oreja del toro y se la presenta a su amante con gran audacia.
Martinez boğayı öldürme... ve kulağını kesip alma şerefine erer. Kulağı âşığına hediye etme cesaretini kendinde bulur.
Pelean furiosamente y descubren a Martínez escondido en el armario.
Kudurmuşçasına kavga ederler, ve Martinez saklandığı... dolapta bulunur.
Aquí pone Carmen Martínez.
— Carmen Martinez yazıyor burada...
- Aquí mi novia, Carmen Martínez.
— Kız arkadaşım...
También me informaron que Martínez... el tonto que me arrojó la mesa encima, tramitó su permiso aquí.
Ayrıca kafama masayı vuran, şu Martinez denen adamın ehliyet için başvurduğunu söylediler.
Me pareció ver a ese muchacho Martínez saliendo por atrás del gimnasio.
Az önce Martinez veledinin arkadan çıktığını gördüm.
Nadie se registró aquí con el apellido Martínez o Moya.
- Martinez ya da Moya adına kayıt yok.
¿ Por qué no vamos a la dirección... que Martínez usó para su permiso de Florida?
Neden Martinez'in Florida ehliyet başvurusundaki adresi kontrol etmiyoruz?
Y Martínez nos condujo directamente hacia él, desde el gimnasio de los Moya.
Ve Martinez bizi Moya'ların spor salonundan Direkt olarak ona götürdü.
Consuela Martínez.
Consuela Martinez.
Queda arrestado por los asesinatos de Page Forrester y Consuela Martínez.
Page Forrester ve Consuela Martinez'i öldürme suçlarından sizi tutukluyorum.
Linda Martínez.
Linda Martinez.
Dígale al General Martínez que seré embajador por un día más.
General Martinez'e de ki bu ülkede büyükelçi sıfatıyla bir günüm daha var.
Soy Ángela Martínez.
Ben, Angella Martinez.
Lo oí hablando con la Srta. Martínez en la oficina.
Ben ofiste birkaç dakika önce Bayan Martinez ile konuşurken duydum.
¡ Srta. Martínez!
Bayan Martinez!
¡ Srta. Martínez!
Bayan Martinez.
¡ Me lo han dicho Stella Armijo, Betty Apodaca... Lucy Hernández, Gloria Martínez... y el resto de la gente que tiene teléfono!
Stella Armijo ve Betty Apodaca'dan... ve Lucy Hernandez'den ve Gloria Martinez'den... ve telefonu olan herkesten!
- Juan Martínez.
- Juan Martinez.
Lucrecia Martínez
Faruk Fevziye Tepeyurt
El señor Santore era jefe de policía en su país.
Philip Michael Santore'yle Bay Martínez'in dediğine göre Bay Santore, ülkesinde şef güvenlik memuruydu.
¡ Martínez!
Martinez!
Vamos, Martínez.
Hadi, Martinez.