Translate.vc / Espagnol → Turc / Mee
Mee traduction Turc
303 traduction parallèle
''Creo que voy a llamarte Be _ be. "
Sanırım sana "Mee Mee" diye hitap edeceğim.
''Tengo una idea. Be _ be, tendrías un cabello precioso si le dieras cinco o seis lavadas.
Bence saçlarını şöyle beş, altı kere yıkasan saçların çok güzel olurdu Mee Mee.
''¡ Vaya, Be _ be, pero si eres rubia! "
Vay canına Mee Mee. Sen sarışınmışsın ya!
''Ve a hacerlo tú misma, ¿ de acuerdo, Be _ be? "
Şunu al da iyisi mi kendin yıkanıver. Tamam mı Mee Mee?
''No estás limpia si le robaste dinero a tu madre.Be _ be, estás sucia por dentro. "
Annenden para kaçırmaya devam ettiğin sürece temiz değilsin Mee Mee. Özünde pissin.
''Claro, Be _ be.
Tabii ki de Mee Mee.
BE _ BE
MEE - MEE
''Caray, Be _ be, creí que yo te había transformado... " ''... y tú me has transformado a mí, dejándome como nuevo."
Ah Mee Mee, hâlbuki ben seni değiştirdiğimi sanıyordum gel gör ki sen beni değiştirdin...
Mee tranquilamente contra el escaparate.
Benekli. Ay'ın önünde sessizce işemekte.
¡ Limita a una cabra!
Keçi taklidi yap! - Mee! Mee!
Es hora ya de recibir al presentador de esta noche, ¡ Arthur Mee!
Arthur Mee. İyi akşamlar, hoş geldiniz.
- Chew Mee.
- Chew Mee.
Disculpa, Chew Mee.
İzninle, Chew Mee.
Yo también tiemblo como los demás cuando aparece.
İmparator ne zaman ortada gözükse, ben de herkes gibi "mee" liyorum.
Deja que le mee encima
Üzerine işememe izin veriyor
- ¿ Para que te mee en la alfombra?
- Halının üzerine işiyor diye mi?
Cuando el Papa mee en su gorro.
Papaz şapkasına işeyince.
¿ Cómo te gusta el té, con leche, azúcar, o quieres que me mee en él?
Çayını nasıl içersin? Sütlü mü şekerli mi? Yoksa içine işememi mi istersin?
El del fondo que hace la oveja.
Orda biri var, Koyunlarla kim oynar.. Mee!
debe balar más fuerte.
Daha yüksek sesle "mee" demelisiniz.
¿ Te preocupa que alguien mee encima?
Üzerine biri işer diye endişelenmiyor musun?
Esta cosa realmente va a hacer que me mee encima.
Bu şey beni gerçekten kızdırmaya başladı.
En realidad se pronuncia "Milioqué" que en alonquiano significa "Buena Tierra".
Aslında, mee-lee-wah-kay olarak okunuyor, - Başka deyişle "iyi toprak".
La oveja hace bee.
"Mee!" diye.
Cuando de pronto... ( balido )
Ve aniden... Mee mee.
- ¿ Quiere que me mee encima?
Pantalonuma işememi ister misin?
- Yeah. Es necesario que yo mee ahora. Más vale que lo crea.
Evet, hemen işemek zorundayım.
¡ Socorro!
Yardım! Mee!
Traeré una granja entera para que te mee.
Bir çiftlikteki bütün hayvanlar üstüne işeyecek.
En cuanto mee.
- Tuvalete gideceğim.
Homero, primero que nada es "pachanguear" y en segundo lugar, no pachanguearíamos contigo ni aunque fueras el último papá de la Tierra.
Homer ilk olarak o "eğlen-cee" ikincisi, biz seninle "eğlen-mee" yiz Dünya üzerinde kalan son baba olsan bile.
Pero no mee... parezco a él.
Ona... benzemiyorum ama...
Bertie Mee no se arriesgará
Bertie Mee onu riske etmeyecek.
La multitud mee aplaudirá.
Kalabalık adımı haykıracak.
- No mee decepciones.
- Sakın kendini bırakma.
Mee dió un hermoso par de aretes de zafiro - para celebrar la ocasión.
Yıl dönümümde bana nefis safir küpeler aldı.
Hay un restaurante excelente aquí a la vuelta y el hijo del dueño siempre me regala un plato de mee krob.
Köşeyi dönünce harika Tayland yemeği yapan bir yer var. Patronun oğlu, hemen hemen her siparişin yanında, şirketten bir mee krob yolluyor.
Yo estaba encima de su coche y me meé en su cabeza.
Bense arabasının üstündeydim ve kafasına işedim.
Ahora se dará cuenta de por qué no me meé en los pantalones cuando me dijo que alguien quería matarme. Sí.
Sanırım, peşimde biri olduğunu söylediğinizde neden altımı ıslatmadığımı anlamışsınızdır.
Me meé en mis expedientes en el centro.
Ah - hayır. Merkezdeki dosyalarımın üzerine işedim.
Me meé encima.
Altıma işiyorum.
¡ Estaba tan asustado que me meé en los pantalones!
Çok korkmuştum.
Yo me meé de risa.
Ben çok komik buldum.
Yo me meé encima.
Öldürdü beni. Altıma işedim.
¡ Meé en el medio del campo!
Sahaya çişimi yaptım.
En primer lugar, ni siquiera sabe, técnicamente, si meé.
İlk olarak, teknik olarak, yaşadıklarımı bilemezsin.
Después de todo, ya está. Meé como una caballo.
İçince insan devamlı tuvalete gidiyor.
Y me meé en los pantalones.
Az kalsın altıma edecektim.
Una vez me meé en la cara de esa tía, entonces quiso que me corriera encima
Bir keresinde kızın tekinin suratındaki spermi temizlemek için işemiştim.
Me corrí en su cara Después la meé para limpiarlo
Önce yüzüne attırdım, ardından işeyerek spermi temizledim.
¡ No me meé!
Ben, altıma etmem.