English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Mercedes

Mercedes traduction Turc

1,918 traduction parallèle
Vamos a donde nos lleve este Mercedes de $ 100.000.
100.000 dolarlık bir Mercedes'teyiz. Boş ver nereye gittiğimizi.
Mercedes y Portia.
Mercedes ve Portia.
Ah, sí, prima Mercedes.
Evet, kuzen Mercedes.
Mi amigo Boomer me consiguió empleo en la Mercedes Benz de la ruta 30.
Arkadaşım Boomer bana Route 30'daki Mercedes satıcısında bir iş ayarladı.
Voy a elegir un 560, convertible, con tapizado de cuero dorado.
Ben Mercedes 560 isteyeceğim. Üstü açılabilen, altın renginde, deri koltuklar.
Oye, ¿ Phil? No creo que Doug quiera que tomemos el Mercedes.
Phil, Doug'in Mercedes'i kullanmamizi isteyecegini hiç sanmiyorum.
La noticia buena es que encontramos su Mercedes.
iyi haber ; Mercedes'inizi bulduk.
- El Mercedes.
- Mercedes.
Es el problema de los Mercedes.
Mercedes ile sorunları var.
Tenía la misma energía que tenía cuando era un chico joven que podía correr los 200 metros en el equipo de atletismo y ganarle a todos.
Atletizm takımında, bir Mercedes 220s gibi herkesi duman altı edecek kadar hızlı koşabilen genç bir oğlanla aynı enerjiye sahipti.
¿ Quieres decir el mal con el Mercedes descapotable y los zapatos rojos picudos?
Üstü açık mercedes ve sivri kırmızı ayakkabıları olan Evil'i mi diyorsun?
Mercedes descapotable.
Üstüaçık mercedes.
Imagino que conduce un Mercedes.
Tahmin ediyorum bir Mercedes kullanıyor.
¿ Ese es tu auto, el Mercedes?
Şu Mercedes senin mi?
Es un Mercedes, pero no es lo que... nena...
Mercedes. Ama düşündüğün gibi değil, bebeğim.
Dime... ¿ Me prestarás el Mercedes?
Arabanı ödünç verir misin?
Había un tal Charles, que creció trabajando en la barbería de su padre. Su esposa Mercedes, que nunca había trabajado en su vida.
Babasının berber dükkânında büyümüş olan Charles hayatında hiç çalışmamış olan karısı Mercedes ve onun kardeşi Hal.
Hal, Charles y Mercedes tiraron la mitad de sus suministros fuera del trineo y continuaron su camino.
Korkmuş olan Hal, Charles ve Mercedes eşyalarını alıp yoldan aşağı yürüyüp gittiler.
¡ Oye, Benz!
Hey, Mercedes'li!
¿ A qué otro lugar en esta ciudad podría ir un Benz?
Bir Mercedes bu kasabada başka nereye gider ki?
Matrícula 5362. Un Benz blanco.
5362 plakalı beyaz Mercedes.
Es 5293, idiota. Un Benz blanco, maldita sea.
Plakası 5293 olan siyah Mercedes olacak o, malak.
Ah, un Benz negro, negro...
Doğru ya, siyah Mercedes...
¿ dónde demonios están los esos estúpidos del Benz?
Nerede kaldı bu Mercedes'li şerefsizler?
Un Mercedes Benz 280.
Mercedes Benz 280.
El espejo de un Benz... Eso costará...
Bir Mercedes aynası ne kadara patlar ki?
¡ ¿ Cómo pudiste hacerle eso a un Benz-lo-que-sea? !
Nasıl yaptın bu şeyi o Mercedes'e?
El Benz...
Mercedes'e...
- Agregando el Mercedes y todo.
- Mercedes'i falan da dahil edin.
Si puedo ir a robar un condominio por el costo equivalente a un Mercedes o a un Bentley, eso sí me interesa.
Oraya gidebilip de bir Mercedes ya da Bentley fiyatına eş değer bir mülkü çalıyorsam, ben buyum.
Primeros modelos de sedán alemanes, Mercedes o BMW.
Son model Alman Sedan, Mercedes ya da BMW.
Voy a recibir el dinero de la vieja me compraré un Mercedes e iré a tu funeral con estilo.
Yaşlı cadıdan parayı alacağım ve mercedes araba alıp, sana cenaze töreni hazırlayacağım.
Una mujer que no proclama su amor por ti, pero que no se roba tu Mercedes mientras estas desmayado en el asiento trasero y lo conduce al Océano Pacífico.
Sana seni sevdiğini söyleyemeyen ama aynı zamanda sen arka koltukta sızmış yatarken, Mercedes'ini çalıp... Pasifik Okyanusu'na doğru sürmeyecek bir kadın.
Tiene un Mercedes.
Onun Mercedes'i var da.
Dos Pullman al frente, algunos coches en el parking.
Önde birkaç otobüs parkta da birkaç araba var Ve Zobelle'in Mercedes'i.
# Tengo Hummers, Mercedes, Bentleys y Ferraris
Hummerlar, Mercedeler, Bentleyler, Ferrarileri alır
Mi nombre es Mercedes Jones y voy a cantar...
Benim adım Mercedes Jones, ve söyleyeceğim şarkı...
Vale, escucha, Mercedes, sólo es una canción.
Bak Mercedes, sadece bir şarkılık.
Mercedes. Necesitamos trajes nuevos, y tienen que ser la leche.
Mercedes, yeni kostümlere ihtiyacımız var ve mutlaka havalı olmaları gerekiyor.
La conocí en una fiesta Mercedes.
Onunla Mercedes açılış partisinde tanışmıştım.
Mercedes, ¿ la conoces?
Mercedes, bunu biliyor musun?
Está bien, detente, Mercedes.
Hemen vazgeç Mercedes.
Puede estar con alguien mejor, Mercedes.
Daha iyisini bulabilirsin Mercedes.
Lo siento, Mercedes, pero pensé que lo dejé bien en claro.
Kusura bakma Mercedes, ama açıkça belli etmiştim sanıyordum.
Mercedes... Te mentí.
Mercedes sana yalan söyledim.
Tendremos que mechar a Santana Mercedes sobre el solo de Quinn, pero vamos a estar bien.
Santana ve Mercedes kısmını Quinn'nin solosu üzerine koyarsak ama... Her şey iyi olacak.
Mi hermana Mercedes sigue sin ir a casa.
Kardeşim Mercedes hala eve dönmemiş.
¿ Qué pasó con Mercedes?
Peki, Mercedes ne oldu?
Y el hermano de Mercedes, Hal que era un mezquino truhán que se ganaba la vida jugando a las cartas.
Hal geçimini kumardan kazanan acımasız biriydi.
el Mercedes de Zobelle, dos tipos de la fraternidad Aria al frente.
- Önde iki AB var. *
Mercedes tiene mente propia.
Mercedes kendi kararlarını verebilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]