Translate.vc / Espagnol → Turc / Minibar
Minibar traduction Turc
310 traduction parallèle
Es un hotel de cinco estrellas con minibar.
5 yıldızlı bir oteldeyim. Mini barı da var.
El minibar.
Mini bar.
No has venido a por mi minibar, ¿ verdad?
- Benim minibarımı talan etmek için gelmedin değil mi?
¿ Que mas necesitamos?
Bir yatak ve minibarı var.
Es como ir a un hotel y no usar el minibar.
Otel odası kiralayıp da, açık büfeyi şereflendirmemekten farksız.
Y en mi despacho tendré un enorme sillón de cuero negro y muy mullido. Con un minibar, champagne, coca-cola, zumos y todo.
Ve ofisimde büyük, rahat bir deri kanepe ile... şampanyayla dolu bir mini bar olacak.
- Tengo un "minibar".
- Mini bar var.
Gracias. El minibar.
Teşekkürler.
Dios. Muerte por un "minibar".
Minibarın yanında ölüm.
Todos quieren controlar el minibar.
Herkes minibara bakmaya geliyor.
Un minibar.
- Mini bar.
Bien, pero no hay comida más cara que la comida de un minibar.
Ama dünyada mini bardakiler kadar pahalı başka bir şey yoktur.
- El minibar está ahí. - Oh, fantástico.
- Mini bar hemen şurada.
Entonces quieres abrir un poco de vino de manzana del minibar?
Mini bardaki elma şarabını açalım mı?
¿ Dejan una llave para el minibar?
Minibarın anahtarı var mı?
No hay minibar.
Minibar yok.
Eso es por los $ 200 del minibar.
Bu da mini barda harcadığın 200 için.
Plano de la ciudad. Llave del cuarto. Frigobar. ¡ TV!
Şehir haritası oda anahtarı, minibar ve televizyon.
He vuelto a llenar el minibar de nuestro islandés.
Ben İzlanda'lı misafirlerimizin mini barını dolduruyordum.
Te quería preguntar, ¿ El minibar- -
Sana soracaktım, o mini bar...
¿ El minibar está incluido en el precio?
Her şey dâhil mi?
No, simplemente, ya sabes hablamos de la tía Louise y del minibar.
Hayır, biz, anlarsın ya Louise Teyze ve mini bar hakkında konuştuk.
¿ Del minibar?
Mini bar mı?
No cabe en el minibar.
Ne düşünüyorsun? - Bu mini-bara sığmaz.
Nunca compro Orangina en casa, pero siempre que estoy en un Hotel y hay un minibar, la primera cosa por la que voy.
Ama bir otele geldiğimde mini bardan ilk onu alırım.
Tengo que sacar algunas cosas del minibar.
Mini bardan alacağım bazı şeyler var da.
Bueno, Nigel, estoy seguro de que a Daphne no le importa que nos llevemos el contenido de su minibar.
Su mini barın içindekileri alsak Daphne kızmaz. Yürü bakalım.
Lo único que me falta es la gorra y el minibar en la parte de atrás.
Tek eksik olan, o küçük şapka ve arabanın arkasındaki mini bar.
Una vez recuerdo que llamó a las 11 de la noche. Quería que le rellenaran el minibar de su habitación.
Bir gece 11'de aramıştı odasındaki mini-barın doldurulmasını istedi.
Estoy convirtiendo mi nevera en un minibar.
Dolabı, mini bara dönüştürüyorum.
Esto no es un hotel. Trabajamos aquí. No puedes tener un minibar.
Hayır, burası otel değil, iş yerimiz Mini barın olamaz.
En el minibar.
- Mini bara tıkıver.
Le voy a dar una sugerencia : minibar.
Sana söyleyecek bir çift sözüm var. Mini bar.
Estoy agradecido. Doy gracias por la suite y el minibar.
Bu suite ve minibara şükrediyorum.
Toma algo del minibar.
Mini bardan bir şeyler iç.
Purdon les entregará las llaves de las habitaciones pero no se emocionen porque los compañeros serán de su mismo sexo y las llaves del minibar fueron confiscadas.
Purdon size odalarınızın anahtarını verecek. Siz fazla heveslenmeden söyleyeyim. Kızlar ve erkekler aynı odada kalamaz.
¿ Cómo abriste el minibar?
Mini barı nasıl açtın?
Saca algo del minibar.
Kendine minibardan birşeyler al.
El minibar...
Aa minibar.
No tomamos una bolsa de frutos secos Mashuga del minibar.
Minibardan fıstık falan almadık.
De acuerdo, pero sin tocar el minibar.
Tamam ama minibara el sürmek yok.
Está confirmando sobre el vagón, despejen el minibar.
Küfelik olmuş, yani minibarı temizleyelim.
¡ Ahí está un minibar!
Mini-bar var!
No eres de confiar, tú, gran mini-bar.
- Neden koç? Minibar konusunda güvenilmezsin.
¿ Quieres algo del minibar?
Mini bardan bir şey ister misin?
¿ No tendrás por casualidad acceso al minibar?
Mini barın anahtarı sende yoktur değil mi?
El minibar... está disponible.
Mini bar kullanımınıza hazır.
La cuenta del minibar estaba subiendo demasiado.
Mini bar harcamaları bile birikmişti.
Lo he intentado, pero cuando voy a terminar con él, sonríe y acabo boca abajo sobre el minibar.
Biliyorum, tatlım. Deniyorum ama ondan ayrılmaya her gidişimde inci şapkalarını bana gösteriyor ve ben de kendimi minibara eğilmiş şekilde buluyorum.
Y tiene un minibar.
Minibarı da var!
Tiene agua en el minibar.
Mini-bar'da su var, bayım.