Translate.vc / Espagnol → Turc / Modelo
Modelo traduction Turc
8,509 traduction parallèle
Ella tiende a ser un poco descuidado con el mantenimiento a tiempo, sin embargo, porque ella es una modelo profesional.
Zaman konusunda biraz plansız kendisi çünkü profesyonel bir mankendir.
Lo sentimos, compañero, se está viendo un modelo?
Anlamadım dostum, bir mankenle mi çıkıyorsun?
- ¿ Qué pasó con tu modelo?
- Mankenine ne oldu?
Es sólo una especie de explotó a partir de ahí, de verdad. No puedo creer que estés saliendo con una modelo.
Orası bir nevi çıkış noktası.
¿ Sabes qué modelo de coche conduce mi hijo?
Oğlumun altındaki arabayı biliyor musun?
Y la caja fuerte donde lo guardan, es una jodida Mosler, modelo 12.
Parayı tuttukları kasa da Mosler model 12.
Y sí, Khan no es un estudiante modelo impecable.
Ve evet Khan tamamen temiz, düzgün biri değil.
Tenía el mismo modelo en la cafetería en la que trabajé de camarero.
Baristanın nasıl olduğunu öğrendiğim kafede bu kusursuz modelden vardı.
Él quería una modelo más joven.
- Daha genç bir manken istedi.
Me hubiera gustado haber conseguido un juez verdadero en lugar de algún modelo de bikini que consiguió su trabajo desde el fondo de la bañera de hidromasaje de Arnold
Bu bikini modelinin yerine Işini kalçalarıyla elde eden arnoldun sıcak küvetinde. Ms. Mayhew...
Es un diamante modelo.
- Buna kusursuz elmas deniyor.
Era famosa por su colección de joyas inusuales e invaluables, el más notable claro el perfecto diamante modelo.
Kendisi ender bulunan ve paha biçilemez mücevher koleksiyonuyla ünlü. Elbette en çok da kusursuz elmasla.
Puede que extrañe el antiguo modelo.
Eski hâlimi özleyebilirim.
Entonces eres como un modelo a seguir.
Örnek alınan birisisiniz.
No eres el modelo a seguir que esos niños piensan que eres, ¿ No es cierto?
Çocukların düşündüğü kadar örnek alınacak biri değilsiniz, değil mi?
Es un modelo molecular 3D del gas que sacamos de tus pulmones.
Ciğerlerinden aldığımız gazın 3D molekül modeli.
Ahora cree que es un ciudadano modelo porque solo vende drogas.
Şimdi o bir vatandaş modeli olduğunu düşünüyor.. .. çünkü o sadece uyuşturucu pazarlıyor.
No la uses como modelo de conducta, Grant.
Rol modeli olarak sakın onu örnek alma Grant.
- ¿ Recuerda la marca o el modelo?
- Arabanın markasını ve modelini hatırlıyor musunuz?
Un modelo de implosión podría funcionar con crudo.
Patlama modeli ham petrolle çalışabilir.
La implosión es el modelo correcto, pero no tenemos mano de obra.
İç patlamanın modeli doğru ama insan gücümüz yok.
El modelo ha cambiado.
Model değişti.
Charlie, ¿ sabes cuánto tiempo llevamos trabajando en el modelo de la pistola?
Charlie. Ne kadardır silah modelinde çalışıyoruz?
Igual de inquietante que oír... sus otras 15 teorías el pasado año... sobre por qué es mejor su modelo que el de Akley.
Bir yıldır, kendi modelinin Akley'ninkinden iyi olduğunu iddia eden diğer 15 teorin gibi.
Dile por qué no funcionará el modelo de la pistola.
Ona silah tipinin neden olmadığını anlat.
Bueno, puede que esa pintura nos lleve a la marca y modelo del todoterreno.
Belki bu boya sayesinde S.U.V.'nin modelini bulabiliriz.
Ahora que ya sabéis la marca y el modelo, probablemente os irá mejor con una lista de los propietarios registrados.
Şimdi marka ve modelini biliyoruz, kayıtlı sahiplerini aramak daha iyi olurdu.
Es un modelo viejo, pero Mercedes aún es un símbolo de estatus.
Eski bir model ama Benz halen daha statü göstergesidir.
Y sería feliz de hacerlo, pero considerando el problema en el que se encuentra Whitney, me pregunto si su padre es el modelo apropiado a seguir.
Bundan mutluluk duyarım elbette ama Whitney'in içinde bulunduğu zor durumu göz önüne aldığımız vakit acaba babası onun için doğru bir rol model mi diye merak ediyorum.
No eres el típico entrenador personal o modelo que normalmente me encuentro.
Daha önce karşılaştığım yaşam koçu yada modeller gibi değilsin.
Hace unos meses, un físico de otro grupo de diseño acudió a mí... y me dijo que su modelo no iba a funcionar.
Birkaç ay önce başka bir ekipten bir fizikçi bana geldi. ... ve kendi modelinin işe yaramayacağını söyledi.
No hay manera de que ese modelo es tan bueno en la cama como tú.
O modelin yatakta senin kadar iyi olması mümkün değil.
Enviamos esto al CDC, pueden seguir el modelo hacia atrás para hacer una ingeniería inversa de lo que hizo Richter en dos horas. Pueden salvar a las personas que él infectó.
- Bunu HKM'ye göndereceğiz Richter'ın yaptığına ters mühendislik uygulayarak taslağını iki saat içinde çıkarabilirler.
O que conseguiste un contrato de modelo, o que me dejaste por Ryan Gosling.
Ya da mankenlik anlaşması imzaladığını ya da beni Ryan Gosling için terk ettiğini.
yo era modelo.
Eskiden modeldim.
Tú eres modelo ahora. Tenemos experiencia.
Şimdi de sen modelsin, işi biliyoruz.
No creía que serías capaz de entender el Bluetooth, así que tuve que instalar un radiocasete, y conectarlo a mi viejo modelo de primera generación, que ahora mismo estoy llenando con toda tu horrible colección de cedés.
- Bluetooth'u anlayabileceğini sanmadığım için, bende kasetçalar yükledim ve benim ilk modelimi yükledim, - Mm. Bu arada bütün Cd koleksiyonunu yüklüyorum.
El modelo de negocios cambia con la calle.
İş modeli sokakta değişecek.
Encontraron un coche con la misma chapa, marca y modelo... cerca de un motel del aeropuerto... donde un hombre que encaja con su descripción... se registró, pagando en efectivo.
Plakası kayıp bir araba, aynı tür ve aynı model havaalanı otelinin yakınında bulunmuş ve adamımıza benzeyen bir adam otele giriş yapıyormuş, nakit ödemiş.
De lo contrario sería como poner un nuevo V12 en un viejo modelo T.
Yoksa eski Model T'ye yeni V12 koymak gibi olur.
Seguiré diciéndome que soy una ciudadana modelo y tú sigue pretendiendo que esa placa no ha sido manchada.
Ben kendi kendime örnek bir vatandaş olduğumu söylemeye devam ederim sen de o rozet lekesizmiş gibi oynamaya devam et.
Porque necesita un modelo masculino.
Erkek bir rol modele ihtiyacı var.
Como he dicho, no es el mejor modelo a seguir en el mundo.
Sanki, büyük değil dedi Dünyada rol modeli.
También necesito un bolo en una plata, de modelo reciente camioneta perteneciente a Delgros construcción.
Ben de, bir gümüş bir Bolo gerekir son model kamyonet Delgros İnşaat'a ait.
No soy un modelo a seguir.
Senin rol modelin değilim
parece una modelo de barcos.
Kadın bot modelleri gibi.
no importa lo que hicimos, no importa cómo hemos cambiado el modelo, siempre estábamos recibiendo unas muy grandes Marte.
Ne yaparsak yapalım, modeli nasıl değiştirirsek değiştirelim bir önemi yok. Daima büyük bir Mars elde ediyoruz.
como estamos construyendo este modelo, que hemos tenido esta visión de júpiter viniendo hacia el interior, dar la vuelta y yendo hacia el exterior.
Oluşturduğumuz bu modelde Jüpiter'in içeri doğru geldiği görüşünü temel aldık. Etrafta dolanıyor ve dışa doğru gidiyor.
así, el nombre "El modelo de gran adherencia,"
Bu yüzden adı Büyük Yelken Modeli.
el punto final del modelo de gran adherencia era en realidad los inicios ideales de lo que creo que pasó mas tarde en la historia del sistema solar.
Büyük yelken modelinin son noktası aslında olduğunu düşündüğümüz şeylerin ideal bir başlangıcıydı. Güneş sistemi tarihinin daha sonrasında.
El mochilero escalador, el modelo de ropa interior, el tío que se parecía a Tywin Lannister.
Sırt çantalı Rockcı dağcı, İç çamaşır modeli... Tywin Lannister'a benzeyen adam...